Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Fransa'da, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İlkbahar Oturumu kapsamında Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu'nda konuştu. Özgür Özel, konuşmasına, “75 yıl önce Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerinin temsilcilerinin bir araya gelmesiyle oluşan Strasbourg'daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde ilk kez bulunuyor olmaktan, bugün Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu'nda sizlere hitap ediyor olmaktan büyük gurur duyuyorum” sözleri ile başladı. Özel, “Ülkemiz bu çatı altında 18 üye ile temsil edilmektedir. Partimizin Avrupa Konseyi'ne ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne bakışı, bu konseyin ilk toplantısında kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinden sapmamıştır. Ülkemizin kurucu partisi olarak demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi için mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Avrupa Konseyi'nin temel amacı olan insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerin korunması gelişmelerini ilke edinmiş olan bir partiyiz. Kasım ayında CHP Genel Başkanı olarak seçildiğimde partimizin Avrupa ve dünyadaki kardeş partilerle, yoldaşlarımızla daha sıkı ilişkiler ve dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizmiştik. Yerel seçimler nedeniyle zamanımız dar da olsa Almanya'da SPD kongresine, Madrid'de Sosyalist Enternasyonal zirvesine, Bükreş'te Avrupa Sosyalist Partisi liderler zirvesine katıldım. Partimizde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde görev yapmış çok değerli yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, Avrupa kurumlarını çok iyi bilen isimler var. Bundan sonra da bu temaslarımızı sıklaştırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. “Ülkemizin birinci partisi haline geldik”
Özel, “CHP olarak geçtiğimiz yıl 100'üncü kuruluş yılımızı kutladık. Avrupa'nın en köklü sosyal demokrat partilerinden biri olarak 2 hafta önce yerel seçimlerde oy oranımızı yüzde 38'e çıkarıp 17 milyon 300 bin vatandaşımızın desteğini alarak partimizi ülkemizin birinci partisi haline getirdik. 14'ü büyükşehir olmak üzere Türkiye'nin 35 ilinde birinci parti olarak belediye başkanlıklarını kazandık. Şu anda iktidarda olan partiden 11 il daha fazla kazanmış durumdayız. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Bursa, Muğla olmak üzere hepinizin bildiği Türkiye'nin hem sanayi açısından, hem ekonomi açısından hem de sizlerin en çok ziyaret ettiği 10 ilden 9'unu CHP'li belediyelerin yönetmekte olduğunu, bugün ülke nüfusunun yüzde 65'inin CHP'li belediyelerden hizmet almakta olduğunu, yönettiğimiz belediyelerin ülke ekonomisinin yüzde 80'inini temsil ediyor olduğunu not etmek isterim” diye konuştu. Sosyal demokrat bir parti olduklarını, bu sebeple toplumun tüm kesimlerinden aldıkları bu desteğin sorumluluklarını arttırdığını belirten Özel, “Bu sorumluluğumuzun bilinciyle sosyal demokrat değerlerden ve halkımızın ihtiyacı olan adaletli yönetimden asla taviz vermeyeceğiz. Belirtmek isterim ki bizim öncüsü olduğumuz yeni siyasetin kadrolarında kadınlara ve gençlere çok daha fazla yer var. Partimizin yönetiminde yüzde 50 kadın var ve yönetim kademelerimizin yaş ortalaması 43'tür. Artık daha fazla kadın ve genç belediye başkanımız var. Katılımcı, bilime inanan, kolektif çalışma, halkımızın beklentilerini anlayarak ortak akılla karar alma anlayışı bize başarıyı getirdi. Bu anlayışımızı kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi'nin temel değerlerini yaşatma iradesinden de farklı değildir” dedi. “Avrupa'daki Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa'yı hedefleyen partilere yöneleceğine inanıyorum”
Özel şunları kaydetti:
“Kadınların şiddetten korunduğu, eşitlik ve toplumun bir parçası olduğu toplum düzeni için İstanbul Sözleşmesi'nden tarafız. Demokrasinin ve insan haklarının herkes için güvence altında olması için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden tarafız. Emeğin, emeklinin, gençlerin, ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınması için Avrupa Sosyal Şartı'ndan tarafız. Bizim tarafımız belli. Bizim kurucu kadrolarımızın gösterdiği rotadan, demokrasiden ve çağdaşlıktan tarafız. Avrupa'nın bütün ülkelerinden ilerici, sosyal demokrat, sosyalist ve çevreci yoldaşlarımızla birlikte 31 Mart günü Türkiye'de partimizin gerçekleştirdiği seçim başarısını tüm Avrupa'ya yaymak bizlerin dayanışmasından ortak mücadelesinden geçmektedir. Bu çerçevede Haziran ayı içinde Avrupa Parlamentosu seçimlerini çok önemli görüyoruz. CHP Genel Başkanı olarak bu seçimlerde ilerici, sosyal demokrat, sol siyasi partilere destek vermeye, katkı sunmaya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa'yı hedefleyen partilere yöneleceğine inanıyorum. Bunu bir davet olarak ifade ediyorum. Balkan coğrafyasından komşumuz ve Avrupa'nın en genç ülkesi olan Kosova'nın bu topraklarda Avrupa Konseyi üyeliğinin onaylanmış olmasından da büyük bir memnuniyet duyduğumun altını çizmek isterim." “Türkiye'nin AB üyeliği konusunda AB'deki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır”
Türkiye'nin 1959'da çıktığı Avrupa Birliği yolculuğunun 65'inci yılında olmasına rağmen halen tam üye statüsünü alamadığını ifade eden Özel, “Bu süreçte her iki tarafın eksik ve hataları nedeniyle ülkemizin tam üyelik hedefi gerçekleşememiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda Avrupa Birliği'ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır. AB tam üyeliği, parti olarak bizim de halkımızın da temel hedefidir. Bu, kurucumuzun bize gösterdiği rotadır. Biz Avrupa'nın bir parçasıyız. Türkiye'nin birinci partisi olarak ülkemizin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya, Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız. Değerli yoldaşlarım, dünyamız bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Artık karşılaştığımız sorunlar sınırlarımızı aşan, çözümü hep birlikte çalışmamız gereken küresel meselelerdir. Birbirine derinden bağlı olan bu sorunlar silsilesi halkımızın ekonomik, sosyal şartlarını ve demokrasilerimizi tehdit etmektedir. Kurulu ekonomik düzenden hak ettiğini alamayan, kendini geride bırakılmış hisseden, gelir adaletsizliği yaşayan kitleleri radikal söylemlerle kendine çeken aşırı sağ ideoloji kıta Avrupa'sının pek çok bölgesinde güçlenmektedir. Yükselen aşırı sağ akımlar ve otoriter rejimler tarihin sayfaları arasına gömdüğümüz zararlı ideolojileri tekrar gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahiptir. İşte biz Türkiye'de bu çoklu krize, ortak sorunlara çare üretecek yeni siyasetin önemli ve güçlü adımlarını attık. Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli, yükselen otoriterliğe karşı partilerimiz arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Demokrasiye inanlar, yeni bir ekonomik düzeni kurma iradesi taşıyanlar olarak daha fazla güç birliği yapmalıyız” diye konuştu. “Gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır”
Özel şöyle devam etti:
“Neoliberal ekonomik düzenin yerine geçecek yeni bir düzen ile katılımcı, demokratik, eşit temsile dayalı bir yönetim anlayışı ortak ihtiyacımızdır. Ne küresel ne ulusal alanda gelir adaleti sağlanamadığı gibi aksine her krizle gelir dağılımı daha bozulmuştur. Hemen her yerde en üst yüzde 1'lik grubun geliri artmıştır. Maalesef gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Bu durum hem ulusal hem küresel ölçekte gerilimini besleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu konuda bizlere daha çok görev düşmektedir. Ancak bu şekilde işçilerin, çiftçilerin, dar gelirlilerin, güvencesiz bırakılan kesimlerin sorunlarına çözüm üretebiliriz."