
2.BÖLÜM Nilüfer Belediyesi’ndeki bu çalışmalar 2010 yılında belirlenmiş. Parke taşların dayanıklılık testleri yapılmış. Analiz raporları alınmış. Hatta, belediye kendi arasında iç yazışma ile bu konuyu incelemeye almış. Kimse kılını kıpırdatmadığı içinde dosya beklemeye alınmış. Kulağımıza gelenlere göre, belediye yönetimi olayı “zaman aşımına” sokmak istemiş.
Konuyla ilgili çok geniş ve aslında “tam bir organize iş bunlar” denilebilecek bulgular var. Çünkü, bu kaldırım vurgunu senelerce devam etmiş. Belki de aynen bugün dahi devam etmediğini kimse söyleyemiyor. Belediye kaynakları ise analiz raporlarına, “taşlar yeni iken yapıldı. Kuruyunca dayanıklı oluyorlar” diye savunma yapmış. Yeni yapılan tahlillerde ise taşların yine dayanıksız olduğu ortaya çıkmış.
İşte Kaldırım Vurgunu iddialarına ismi karışan müteahhitler
AKPINAR İnş. Turizm. Ltd. Şti.
SE-KAY İnş. Ltd. Şti.
YAMAÇLI İnş. Ltd, Şti.
DERLA İnş. Ltd. Şti.
MFC Ltd. Şti.
RAM İnş. Ltd. Şti.
Cenkçi İnş. Ltd. Şti.
Sami BOZOĞLU İnş. Ltd. Şti.
Suat Mutafoğulları Ltd. Şti.
(Bu şirketle Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in eski eşi arasındaki ortaklık
İddiaları resmi belgelerle kanıtlanmış. Ortak iken bile 1999-2013 yıllara
arasında Belediyeden şirkete imtiyazlı ihaleler verildiği iddia ediliyor. )
……………..
Kaldırım Vurgunu yapıldığı İddia edilen cadde ve sokaklar
1- Üçevler Mahallesi Meydan Düzenleme İşi ihalesi (Bu dosyada sahte hak ediş hazırlanması iddiasıyla Belediye Başkanı ve memurlar ile müteahhit ceza aldı. )
2- Nilüfer İlçesi Bordur Tratuvar bakım-onarım ihalesi
3- Görükle Mahallesi kaldırım işleri ihalesi
4- Özlüce Mahallesi kaldırım, tratuvar işleri ihalesi
5- 100. Yıl Ertuğrul Mahallesi parke yol ve aydınlatma işleri ihalesi
6- Üçevler Mahallesi Düzce Sokak parke tratuvar işleri ihalesi
7- Kültür ve Üçevler Mahallesi bordür ve tratuvar işlemleri ihalesi
8- Nilüfer ilçesi muhtelif mahallelerdeki park yapım işleri ihalesi
9- Fethiye, Ataevler, Barış, Cumhuriyet,Işıktepe mahallelerindeki yaya kaldırımları, parke yol döşenmesi, kaldırım ve bordür işleri ihalesi
10- Balat, Ahmetyesevi, Minaüreliçavuş, Özlüce ve Altınşehir Mahallelerindeki bordür tratuvar yapım ve onarım işleri ihalesi
11- Kültür Mahallesi Cephanelik çevresi bordür ve tratuvar, kaldırım onarım işleri
12- Karaman, İhsaniye ve Esentepe Mahalleleri cadde ve tratuvar yapım ve onarım ihalisi
13- Üçevler Mahallesi muhtelif cadde ve sokakları tratuvar ve beton parke düzenleme ihalesi
Haram, zıkkım olsun !
Yayınlamaya başladığımız Kaldırım Vurgunu başlıklı haberlerimiz ve araştırma dosyamız, daha ilk günden büyük ilgi gördü. Gazetemizi arayan pek çok okurumuz, “bu yapılanlar ve iddialar eğer doğdu ise başta Belediyeyi soyan bu müteahhitler, o soygun raporlarına ve hak edişlere imza atan memurlar, bu işlemlere göz yuman başkan dahil kim varsa, kursaklarından kimin tüyü bitmemiş yetim hakkı, garip gurabaya ait bu devlet parası geçiyorsa, hepsine haram zıkkım olsun” diye tepki gösterdiler.
Nilüfer Belediyesi ve belediyenin kaldırım, tratuvar ve bordür ihalelerinde eksik malzeme kullanılıp, fazladan para ödendiği iddialarıyla ilgili dosyamız incelendiğinde akıl almaz olaylarla karşılaşmak mümkün. Çünkü, bu olay ne ilk nede son. Belki de senelerce devam etmesine rağmen kimsenin gıkı dahi çıkmamış. Pek çok iddia var.
Hani, yanlışlıkla, hata ile bir olur, iki olur, ama üç veya daha fazla olursa işte o zaman kötü niyetle bu işlerin yapıldığına dair kamuoyunda, halkta bir düşünce hakim olur. Kaldırım Vurgunu başlıklı dosyada tam tamına, her yönüyle araştırması yapılmış, evrakları incelenmiş, belediye görevlilerinin ifadeleri alınmış 13 ayrı dosya var.
Bu dosyalarda yapılan olaylar ve hak ediş hazırlıkları hep aynı. İddialara göre, Kaldırım işi alınıyor, 3-5 samtim betonla 10 santim beton dökülmüş gibi paralar ödeniyor. Dolgu malzemesi kalınlıkları, beton parke kalınlıkları ve dayanıklılıkları ise ihale şartnamesinde belirtilen düzeylerde olmuyor. Sonra, hesaplama, ihale şartnamesine göre yapılıyor. Yasal kılıf hazır. Şartnameye uygun yapılmıştır raporu da belediye görevlilerince tutulduğu için kimse, yer altında olan biteni fark etmiyor.
Konuyla ilgili olanlar, mühendisler, olaya hakim. Ama, vatandaş konuyla pek ilgisi yok. Vatandaş, mahallesine, sokağına, caddesine yapılan yaya kaldırımları, parke yollar ve tratuvarların yapılıp yapılmadığıyla ilgileniyor. Altına 3 santin beton dökülmüş, 5 santim dökülmüş, 10 santim ücreti ödenmiş vatandaşın bunlardan haberi yok. Çünkü, toprak üstünde ne yapılırsa yapılsın, üzerine beton parkeler konulduğu zaman altındaki yapılan hizmetler gözükmüyor.
Böyle bir işlem yapıldığı veya yapılacağı kimsenin aklına bile gelmez.
Şimdi, bu olayların üç lira veya beş lira olmasına bakılmaksızın, senelerce aynı yöntemle Belediye kasasından müteahhitlere para ödenmesiyle ilgili vatandaşın düşündüklerine gelelim. Gazetemiz okurları, bu olayın tam bir organize vukuat olduğu görüşünde. Şahsen bende aynı fikirdeyim. Çünkü, bir iki dosya inanalım ki gözden kaçtı. Ortaya çıkan 13 dosyanın tekmili birden gözden kaçması, yenilir yutulur bir olay mıdır? Vak’a böylesine önemli iken, üstüne üstlük, bazı belediye görevlilerinin parke taşların dayanıksız olmasından şüphe edip, belediye adına bu taşları test ettirdikten ve taşların çürük çıkmasından sonra da belediyenin işlem yapmamasının geçerli bir izah tarzı var mıdır?
İç emirle, belediye müdürlüklerinden konuyla ilgili bilgi alan yönetimin, bu bilgilerin gereğini yapmamakta direnmesinin izah tarzı var mıdır?
Birde, ismi geçen ve gazetemizin birinci sayfasında yayınladığımız müteahhitlerin, Nilüfer Belediyesi için kadrolu müteahhit iddialarıyla senelerce gündemden düşmemesine ve konuşulmasına rağmen, Belediyenin ortaya çıkan bu olaylardan sonra, bu müteahhitlerin isimlerini Kamu İhale Kurulu’na bildirmediği iddialarına verilecek geçerli bir cevapları var mıdır?
Halkımız zaten dünkü haberimizi okuyanca , “yapanlara, devletin parasını çalanlara haram zıkkım olsun!” diye tepki gösterdiler.
Nilüfer Belediyesi’ndeki bu çalışmalar 2010 yılında belirlenmiş. Parke taşların dayanıklılık testleri yapılmış. Analiz raporları alınmış. Hatta, belediye kendi arasında iç yazışma ile bu konuyu incelemeye almış. Kimse kılını kıpırdatmadığı içinde dosya beklemeye alınmış. Kulağımıza gelenlere göre, belediye yönetimi olayı “zaman aşımına” sokmak istemiş.
Konuyla ilgili çok geniş ve aslında “tam bir organize iş bunlar” denilebilecek bulgular var. Çünkü, bu kaldırım vurgunu senelerce devam etmiş. Belki de aynen bugün dahi devam etmediğini kimse söyleyemiyor. Belediye kaynakları ise analiz raporlarına, “taşlar yeni iken yapıldı. Kuruyunca dayanıklı oluyorlar” diye savunma yapmış. Yeni yapılan tahlillerde ise taşların yine dayanıksız olduğu ortaya çıkmış. Bu söylem ve iddialarda havada kalıyor.
Bütün bu olaylara, kanunlar çerçevesinde ve insan mantığının anlayacağı bir şekilde cevap bekleniyor.
Çünkü, kaldırım yapılıp üzerini taş veya betonla örtüldükten sonra, altında nelerin olduğunu kim merak eder de böyle olayları gün yüzüne çıkarır diye düşünmeyen bir kamu idaresinin, devlete-millete verdiği zarar-ziyanın, cezaların hesaplarının sorulmamasının izahı var mıdır?
Yarın: Hangi müteahhide fazladan ne kadar para ödenmiş! ///////// ÖNCEKİ BÖLÜM (1)
Kaldırım Vurgunu (Bölüm-1)Nilüfer Belediyesi’nin akıllara zarar verecek uygulaması ile bazı müteahhitleri nasıl zengin ettiği, 4 yıldan bu yana sürdürülen soruşturma ile belgeleriyle ortaya çıkarıldı.
Koruma betonu kazığı
Üzerine ayak basıp yürüdüğümüz ve nerede ise sürülmüş tarla gibi görünüm verdiği zamanda kızdığımız yaya kaldırımlarından başlayan vurgun şöyle gerçekleşmiş. İddialara göre, kaldırım altında 10 cm olması gereken betonların sondaj ve açık kazı kontrolleriyle yapılan denetimlerinde 3 cm, 3.8 cm, 5.6 cm kalındığında döküldüğü ve hak ediş olarak ise 10 cm üzerinden hesap görüldüğü ortaya çıktı.
Parke taşları kalitesiz
Yine Nilüfer ilçesinin cadde ve sokaklarında yaya kaldırımları ve tratuvarlar için kullanılan parke taşlarının dayanıklılık testinde sınıfta kaldığı ileri sürüldü. Kullanılan malzemeler ile ihale şartnamesinin birbirleriyle uyum sağlamamasına rağmen, belediyenin müteahhitlere hak edişleri yapılan işlemlere göre değil de en yüksek düzeyden ödediği iddiaları ise Nilüfer Belediyesi’ndeki vurgunun boyutlarını gün yüzüne çıkarmaya yetti. İŞTE SUÇ ÜSTÜ BELGESİ!!!
Bursa’nın Cesur Gazetesi, Gazete Bursa olarak birkaç gündür 1. Sayfamızdan anons yapıyoruz. Başlığımız “Kaldırım Vurgunu!”
Aslında, ben bu konuyla ilgili olarak 2012 yılında da gerekli yazıları yazmıştım. O tarihlerde BursaCumhuriyet Başsavcılığı, gazetemizdeki yayınları ihbar kabul edip soruşturma başlatmıştı. (Bu konuyla ilgili yazıyı, birkaç gün sonra “Köstebekler Kim?” başlığı ile sizlerle paylaşacağım.
Bugünkü konumuz, nedir bu kaldırım vurgunu? Sorusuna cevap olarak elde edilen resmi bilgi, kayıtlar ve belgelerin bası dökümanlarını sizlerle paylaşacağım.
Yarın ise, bu işleri kimler yaptı? Sorusuna cevapları sizlerle paylaşacağım.
Dosyamız, çok geniş ve kapsamlı. Tam 13 ayrı dosyanın birleşeni var içinde. Her dosyada ayrı ayrıkamu zararları var. Peki bu müteahhitler kimler? Sorusunun cevabını paylaşacağım sizlerle.
Önce, bu son olayın nasıl başladığını sizlere hatırlatmak istiyorum. Malum, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında ülkemizde tek başına iktidar çıkmadı. Halk koalisyon istedi. Fakat, seçim sonuçlarını içine sindiremeyen bazı kişiler ya çok fazla kabadayı gibi hareket ettiler yada koalisyon kurulmaması için debelenip durdular. Sonra 1 Kasım 2015 seçimleri kararı alındı. Anayasal zorunluluk.Haziran seçimleri için milletvekili aday listesi açıklanmasından sonra, seçim propaganda çalışmaları başladı. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, 7 Haziran tarihli seçimlerde Bursa’dan milletvekili seçilmişti. Seçim çalışmaları için geldiği Bursa’da kendisi ile görüşmemde, bana, “Nilüfer ilçesindeki sahte imzalı hak ediş iddialarının” nasıl sonuçlandığını sordu.
Bende, Belediye Başkanı Mustafa Bozbey dahil, hak edişlere imza atan memurlar ve müteahhidin ceza aldığını söyledim. Fakat, 2012 senesinde ortaya çıkan Kaldırım Vurgunu iddialarıyla ilgili bugüne kadar gerekli incelemelerin yapılmadığından söz ettim. Çünkü, Başsavcılık 07 mart 2012 tarihinde gerekli soruşturmayı başlatmış, Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi teknik görevlilerinden gerekli raporları almış ve 657 sayısı Kanun gereği, memurlarla ilgili soruşturma başlatma adına, Bursa Valiliği’ne yazı yazarak izin istemiş. Bu bilgiyi dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya ilettim.
Ala, olayın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen dosyanın neden incelemeye alınmadığını sanırım valilikte sormuş ve araştırmış. Sonra, Bursa Valiliği İl İdare Kurulu 02 Nisan 2015 tarihinde, 7 Haziran seçimlerinden hemen önce dosyayı Nilüfer Kaymakamlığı’na havale etmiş. İnceleme için.
İşte burada geçen zaman da epey uzun sayılabilecek düzeyde. Hem de Kamu kurumlarının kendi aralarındaki yazışmalarla ilgili olarak belirlenen süreler aşıldığı iddiası var.
Neyse, Nilüfer Kaymakamlığı hem 7 Haziran sonuçlarını hem de 1 Kasım sonuçlarını beklemiş. Çünkü, işlemin başlatılması tarihi bunu açık ve seçik olarak gösteriyor. 14 Aralık 2015 tarih ve 2330 sayılı yazı ile Nilüfer Kaymakamlığı olayın ön soruşturmasını başlatmış.
Böylece, yaklaşık 3 yıldır el sürülmeyen ve rafta bekletilen, unutturulmak istendiği yönünde ciddi kaygı ve şüphelere yol açabilecek bir uygulama ile işlem yapılmadığı iddialarını gündeme getirebilecek bir kamu zararı dosyasının soruşturmasına başlanılmış.
Elde edilen ilk bulgulara göre, durum epey karışık. Tam tamına 13 ayrı dosya hazırlanmış. Hepsinde Nilüfer Belediyesi’nin kaldırım ve tratuvar ihalelerini verdiği müteahhitlere fazladan para ödediği iddialarına dair belge ve bulgularla doldurulmuş vaziyette.
Üzerine ayak basıp yürüdüğümüz ve nerede ise sürülmüş tarla gibi görünüm verdiği zamanda kızdığımız yaya kaldırımlarından başlayan vurgun şöyle gerçekleşmiş. İddialara göre, kaldırım altında 10 cm olması gereken betonların sondaj ve açık kazı kontrolleriyle yapılan denetimlerinde 3 cm, 3.8 cm, 5.6 cm kalındığında döküldüğü ve hak ediş olarak ise 10 cm üzerinden hesap görüldüğü ortaya çıktı.
Yine, Nilüfer ilçesinin cadde ve sokaklarında yaya kaldırımları ve tratuvarlar için kullanılan parke taşlarının dayanıklılık testinde sınıfta kaldığı ileri sürüldü. Kullanılan malzemeler ile ihale şartnamesinin birbirleriyle uyum sağlamamasına rağmen, belediyenin müteahhitlere hak edişleri yapılan işlemlere göre değil de en yüksek düzeyden ödediği iddiaları ise Nilüfer Belediyesi’ndeki vurgunun boyutlarını gün yüzüne çıkarmaya yetti.
Tabi, olayın birde kamuoyu ile paylaşılmayan ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma konusu yapılmadan önceki Belediye evresi var. İddialara göre, Belediyenin görevli mühendisleri, hatta bu ihaleleri kontrol etmekle görevli memurları, konuyu yönetime bildirmişler. Birde, kanun gereği gerekli testleri yaptırmışlar. Malzeme çürük çıkmasına rağmen, belediye hiçbir işlem yapmamış…