Özel anaokulları durumdan endişeli

 Türkiye’de koronavirüs tedbirleri kapsamında tüm kurumlarda eğitim- öğretime 30 Nisan’a kadar ara verilmişti. Eğitim- öğretime verilen ara özellikle, özel eğitim kurumlarında belirsizliğe yol açtı. Özel okul öncesi eğitim kurumlarındaki durumu duyurmak isteyen Mutlu Çocuklar Anaokulu Kreş Eğitim Kurumları Kurucu Müdürü Tülay Alpay, Yoyo Anaokulu Müdürü Türkan Özdemir ortak bir açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklamada, “Koronavirüs’ün (Covid- 19) hızla yayılması ile dünyada olağan üstü durumla karşı karşıya. Bu salgından dolayı tüm sektörler olumsuz etkilenmiş durumda. Yetişkin bireyler işi ile ilgili kaygılı ve sıkıntılı günler geçirirken, çocuklar henüz tam olarak anlam veremedikleri sebepten dolayı okula gidememenin üzüntüsünü yaşıyor. Özelikle okul öncesi dönemi kapsayan öğrenciler, arkadaşları ve öğretmenlerinden ayrı kalmanın ve onlarla bir daha görüşemeyecek olmanın endişesini taşıyor. 30 Nisan’a kadar kapalı olan eğitim kurumlarının pandemi nedeniyle önünü görememesi özel sektörde büyük bir handikap yarattı. Özel Okul Öncesi Eğitim Kurumları zor süreçten geçmenin sıkıntısını, ayakta kalamayacak olmanın endişesini, öğrencileriyle cıvıl cıvıl olan kurumlarının sessizliğe bürünmesinin yarattığı üzüntüyü yaşıyor. Kurumlar dönem içerisinde sorumlu oldukları öğretmenlerine ve diğer personellerine karşı kaldığı zor durumların yanı sıra işletme anlamında da sıkıntılı dönem yaşıyor. Kimi kurum bu sürecin ne kadar uzayacağı ile ilgili endişeli ve bina kira ve giderlerini nasıl karşılayacağını kara kara düşünür durumda. Pandemi nedeniyle kayıt süreçlerinde bulunan özel okullar, veli karşılayamıyor ve kabul edemiyor. Bu durum bir sonraki eğitim-öğretim dönemi ile ilgili de tüm kurumları düşündürüyor. Özel Okul Öncesi kurumları için devlet desteği, öğretmen ve personele yönelim doğru bir adım oldu. Ancak Özel Okul Öncesi Eğitim sektörü, kurumların genel giderleri ve bu süreçteki genel kaygılar ile ilgilide siz devlet büyüklerinden destek bekliyor. 0-6 yaş en hassa ve dikkat gerektiren dönemdir. Bu dönemde onların tüm gereksinimlerini karşılamak için çabalayan okul öncesi kurumlar ve öğretmenleri bu olumsuz durumda daha kötü etkilenmemek için seslerini duyurmak istiyor. Öğretmene ve eğitime değer veren bir ülke olarak bizlerinde onların bu sesine kayıtsız kalmamamız gerektiğine inanıyorum. Çocukları okullarından ve öğretmenlerinden ayırmamamız gerektiğini ve bu anlamda ülke olarak üzerimize düşen neyse yapmamız gerektiğini düşünüyorum. ‘’Eğitim ülkenin şah damarıdır’’ sözünü benimsiyor, Okul Öncesi Eğitimin önemini ve gerekliliğini savunuyorum” ifadeleri kullanıldı.