Hava Durumu

Anne Frank…

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2021 14:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2021 14:57

Merhaba sevgili okuyucularım. Bugün sizlerle, yazı yazıyor olmamda bana ilham veren sevgili Anne Frank hakkında konuşmak istiyorum.

Anne Frank ve ailesi, Nazi zulmünden kurtulmak için iki yıla yakın bir süre 'arka ev, ismini verdikleri bir yerde saklanmışlardır. Sevgili Anne, bu süre boyunca yaşadıklarını ona doğum gününde hediye edilen kırmızı ekose ile kaplanmış günlüğüne not etmiştir. Bu saklanma yerine daha sonradan, babasının arkadaşı olan Van Pels ailesi ve bir doktor arkadaşları daha dahil olmuştur.

Bu süre içerisinde gerekli olan ihtiyaçlarını babasının sekreteri olan Miep isimli çok cesur bir kadın sağlamıştır. Saklandıkları ev, iş yerlerinde bulunan gizli bir geçit ile bağlanan bir yerdir. Bu evin kapısı, bir kitaplık görünümündedir.

Bu süreçte çok sessiz olmak zorunda kalmışlardır ve günlerini yakalanma korkusu ile geçirmişlerdir. Anne, umudunu hiç yitirmemiş, bir gün savaş bittiğinde yazdığı bu günlüğü yayınlamak istemiştir. Hatta ileride, çok iyi bir yazar olmayı dilemiştir...

Büyüme sancılarını bu çok zorlu atmosferde geçirmek zorunda kalmış, zaman zaman büyük buhranlara kapılmıştır. Ama ne olursa olsun, gün sonunda pozitif olmayı başarmış ve çok güçlü bir duruş sergilemiştir...

Bu kitabı aldığım ilk günler, Anne'i bir arkadaşım gibi benimsemiş, onunla konuşuyor olduğumu hissetmiştim. Yaşına göre harika bir dili olduğunu düşünmüştüm. Bu düşüncem hâlâ geçerli. Başka insanlar da böyle düşünmüş olmalı ki, bu kitabın bir yalan olduğunu, başka biri tarafından yazıldığını ve propaganda amaçlı yayınlandığını söylemişlerdir. Yapılan araştırmalar sonucunda, kitabın orijinal olduğu kanıtlanmıştır...

Savaşın bitmesine birkaç ay kala yakalanmış ve orada saklanan tüm bireyler toplama kamplarına gönderilmiştir. Onları ihbar edenin kim olduğu ise, günümüzde bile bilinmemektedir...

Savaş bittiğinde ise, bu kişilerden hayatta kalan tek kişi, Anne'in babası Otto Frank olmuştur. Evine geri döndüğü zaman ise Miep, Anne'in defterini babasına teslim etmiştir. Otto Frank, günlüğü düzenlemiş ve yayınlamıştır...

Savaşın ne kadar çirkin bir şey olduğuna inanmamda etkin rol oynayan Anne, o küçücük yaşında çok büyük acılar yaşamış olmasına rağmen insanların hayatlarına dokunmayı başarmıştır. Hayal ettiği gibi, ünlü bir yazar olmuştur. Ama ben dilerdim ki, bu üne bu şekilde değil, yıllar geçtikten sonra genç bir kadın olduğunda kavuşmuş olabilmesidir...

Bugün size Anne'den bahsettim çünkü dünya halklarının kardeş olmasını istiyorum. Anne, seçmediği bir durumdan dolayı bu zulme uğradı. Tek suçu Yahudi olmaktı. Bu suç yıllar içinde değişti. İnsanların dili, dini, ırkı, rengi gibi seçemediği özellikleri vardır. Bu durumlar, bazı insanların hoşuna gitmez ve bu yüzden çok büyük kötülükler yaparlar...

Hiçbir ırk tamamen iyi ya da kötü değildir. İnsanları, tanıdıktan sonra yargılamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Çünkü sahip olduğumuz ve seçemediğimiz bu özellikler bizi salt iyi ya da kötü yapmaz...

Niteliklerimize göre değerlendirildiğimiz nice günlerin gelmesini diliyorum. Hayat farklılıklar ile güzel olmaya devam ediyor. Kıstasımızın iyi ya da kötü olması yeterlidir diye düşünüyorum. Böyle düşünen insanlar çoğalırsa, dünyada her şey daha güzel olacak...

Siz sevgili okuyucularım, Anne'in hikayesini tamamen anlatmadım, belki merak edip okumak istersiniz diye. Umarım sizin de hayatınızda iz bırakan kitaplardan biri olabilir...

Sizleri seviyorum ve sağlıklı güzel günler diliyorum, bir sonraki yazımda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.