Ne yazık ki şiddet hala meşru gözükmektedir. Bunu nereden biliyoruz derseniz? Şiddetini ve şovunu arttıran şiddetin tam kendisinden bilmekteyiz. Kendine insan diyen bazı adı kimseler tarafından orantısız olarak uygulanmaya devam ettiğini görmekteyiz. Fiziken güçlü olan bazı adi kimseler canavarca hislerle zarar vermeye devam etmektedir. Bu adi kimselerin en sonuncusunu Samsun'da gördük. Çocuğunun gözünün önünde eşine canavarca öldüresi hislerle yumrukladığını ve tekmelediğini gördük. O adi kişi defalarca kolluk kuvvetleri şikayet edilmiş olmasına rağmen canavarca hislelerini gerçekleştirmeye devam ettiğini gözlerimize inanamadık ama izledik. Tüm Türkiye ve tüm dünya şahit oldu ki, bu canavar zihniyetli kişiler; hiç kimseden korkmadan ve hiçbir şeyden çekinmeden canavarca zarar vermeye devam ettiğine şahit olduk. Yayınlanan o videoyu izlediğimde Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu bir kez daha net şekilde gördüm. Bir kadının başına ne geliyorsa emin olun ki ülkenin başına da gelen aynı şeydir. Samsun'daki vahşet olayı en yakınından geldiği gibi, emin olun ki Türkiye'nin başına gelenlerde en yakınlarından gelmektedir. Yani Türkiye'nin aynısı kesinlikle kadındır. Toplumun birçok kesimin de kadına, çocuğa ve diğer canlılara verilen zararla ilgili atılan adımlar, gösterilen ve istenen öneriler bulunmaktadır. Ancak bu isteklerin, önerilerin ve taleplerin büyük bir kısmı karşılık bulunmamaktadır. İşte o nedenle her yıl şiddete maruz kalmış ve hatta hayatlarını kaybetmiş yüzlerce kadının öldürüldüğü ülke de yaşamaktayız. Bu gerçeği binmeliyiz ve bu gerçekle iyileştirmek için sorunlara karşı bir an önce çözümler ortaya koymalıyız. Eğer güçlü bir ülkede olduğumuzu savunuyorsak bilmeliyiz ki kadına, çocuğa ve diğer canlılara verilen zararın sıfır olması gerekmektedir. Tekrar düşündüğünüzde sizce güçlü bir ülkede miyiz? Olayı birazcık daha detaylandırmak gerekirse güçlü bir ülke olmamızın önündeki problem nedir? Sırasıyla söylemek gerekirse; Yasaların içerikleri, Yasaların kişilere göre uygulanması, Ulusal ve uluslararası mevzuatların dikkate alınmaması, Kadınların birçok konuda erkeğin gerisinde olduğu düşüncenin baskın olması, Kadınların hala toplumun bir parçası görünmemesi, Bazı kişilerce kadına verilen zararın her daim meşru sayılı masası... Bir an önce kadına karşı uygulanan şiddetin sonlandırılması gerekmektedir. Bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak kaydıyla kadına ilişkin mevzuatların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Artık ne bir , ne bir çocuk ve ne de diğer canlıların zarar görmesi normal sayılmayıp, kabul görülmemelidir. Ne fazlasını, eksiğini kadın bireydir. Bunu kabul etmek gerekmektedir.