Yurtdışına taşınmak isteyen gençlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Gençlerin bulunduğu her ortamda en çok konuşulan konulardan birisi nasıl yurtdışına çıkabilirim konusudur. Gezip görmekten ve eğitim almaktan da öte doğrudan yurtdışında yaşamak istediklerini izah etiğini sık sık duyulmaktadır. 

Hiç yurtdışı deneyimi olmayan sadece duyduklarından ve gördüklerinden etkilenen gençler niçin Türkiye'yi bırakıp gitmek istedikleri üzerine uzun uzun araştırmalar yapılmalıdır. Ancak bazı durumları biliyoruz ki bu gerekçeler bile gençlik açısından bakıldığında haklı oldukları ortadadır. 

Ne yazık ki gençler çok az kurum ve kuruluş tarafından dinlenmekte ve anlaşılmaktadır. Ne yazık ki gençlere uygun sos-kültürel yapılar, alanlar çok azdır ve en önemlisi ne yazık ki sizi anlayabilecek zihniyet insan sayısı çok sınırlıdır. Olaylar böyle olunca dolayısıyla gençler kendilerini daha iyi ifade edecek coğrafyalara gitmekte ilgili planlara başlamaktadırlar.

Sokağımın alt köşesinde bulunan duvarda “şans eseri doğmuşum, mecburen yaşıyorum” ifadesi bulunmakta. Onu oraya yazan tabii ki gençler. Cümle o kadar net ki, cümle bize o kadar çok şey anlatıyor ki saymakla bitmez. İşte o nedenle gençleri bugün her zamankinden daha fazla dinlemek anlamak ve genç dostu ortamlar oluşturulması gerekmektedir. 

Genç dostu ortam deyince birçok kişinin aklına eminim ki gençlik merkezleri, spor tesisleri ve eğitim kurumları gelmektedir. Ancak bilinmedik ki artık ötesinde çalışmalar yapılması gerekmektedir. Anlaşılması gerekiyor ki dün işler sadece gelecek nesil değildir. Gençler bugünün ve yarının en büyük ortaklığıdır. Dünyada yeniçağa ayak uydurmuş yüzlerce binlerce insan istemeden gençlerin varlığını sizler de muhakkak duymuşsunuzdur. O gençlerin büyük bir kısmını ise sosyal girişimci olduğunu düşünürsek, işte o zaman anlamalıyız ki bugünün en doğal ortakları gençlerin ta kendisidir.

Bugünlerde ortaya sunulan ve son paket dedi yeni anayasa çalışmalarından daha önemli konu ise zihni ve fikri değişiklikliklerin var olduğu ve çağa uygun olduğunu göstermektir. 

Çağımızın gençlerinin sadece bir grupla ya da sadece bir ilgi alanıyla algılamak artık kesinlikle mümkün değildir. Birbirinden farklı ancak birbirlerini saygı duyan gençlik çağında olunduğu anlaşılmalıdır.

Gençlerin sos-kültürel hayatlarında daha fazla demokrasinin ve daha fazla özgürlüklerin olduğunu gösterecek çalışmalar yapmak gerekmektedir.

Bugünün yöneticileri gençlerin niçin yurt dışına çıkmak istediklerini sorusuna cevap verebilir ve o soruyu çözmeye yönelik icraatlar gerçekleştirirse emin olun ki sevilen, sayılan ve sözlerine güvenilen kişiler onlar olur...

Yani işin özeti gençler bugünün en doğal ortaklarıdır...