Bursa’nın tanınmış iş kadınlarından Zerrin Özgüle tam anlamıyla kendi hayallerinin müteahhidi. Kendi ihtiyaçlarına göre yapılar bulamayan ve Zerrin Özgüle İnşaat’ı kurarak hayallerini inşa etmeye başlayan Özgüle ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. Otomasyon Plaza’dan Zer Bademli Evleri’ne uzanan bu söyleşi ile çok farklı bir Zerrin Özgüle tanımaya hazır mısınız?
Haber Giriş Tarihi: 01.08.2023 15:04
Haber Güncellenme Tarihi: 01.08.2023 15:04
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Röportaj ve fotoğraflar: Mahir Bora Kayıhan
Bursa iş yaşamındaki başarılarını dernek faaliyetleri ile taçlandıran ve Bursa’nın en aktif iş kadınlarından biri olan Zerrin Özgüle hızlı bir giriş yaptığı inşaat sektöründe de emin adımlarla ilerliyor. İstediği gibi bir iş yeri bulamadığı için Otomasyon Plaza’yı inşa eden ve gelen talepleri karşılamak adına Zer Plaza serisini hayata geçiren Özgüle, Zer Bademli Evleri adlı butik villa projesini de yine ihtiyaçtan dolayı yapmış. Bademli’de sakin bir hayat sürmek adına giriştiği ev arayışlarında istediği modernlik ve sakinlikte bir ev bulamayınca başta kendi evini yapmak için karar alan ve çevresinden gelen talepler üzerine 9 villalık butik bir siteye dönüştürdüğü Zer Bademli Evleri daha şimdiden Bademlinin gözbebeği. Konumu, mimarisi ve kullanılan yapı malzemeleri ile çevredeki birçok yapıya oranla üst seviyede olan Zer Bademli Evleri’nden plazalara, iş yaşamından hayallerine değin birçok şey konuştuğumuz Özgüle, 2018 yılında da adından sıkça bahis ettireceğe benziyor.
Zer Plaza iş merkezleri serisinden hemen sonra Zer Bademli Evleri adlı butik bir villa projesine imza attınız. Bize Zer Bademli Evleri’ni anlatır mısınız?
Zer Bademli Evleri, Bademli’nin konum olarak en güzel, en ilgi gören yerinde inşa edildi. Emine Örnek Koleji’nin hemen karşısında yer alıyor. Yamaçta olduğu için evlerin hepsi çok özel bir manzaraya hakim. Değerli ve değeri her geçen gün artan bir konuma sahip. Hem ulaşım açısından, hem alt yapıların sorunsuz çalışması açısından, hem de çok güzel sitelerin komşusu olması açısından Zer Bademli Evleri Bademli’nin en özel konumunda.
Teknik olarak bakarsak, Zer Bademli Evleri ne gibi özelliklere sahip?
Zer Bademli Evleri; geniş bahçeli, havuzlu ve son derece modern bir mimarisi olan yapılardan oluşuyor. İlk başladığımızda 9 villaya da ayrı ayrı havuz yapmayı plandık. Ama oldukça komplike bir sosyal tesisi de içinde barındırdığından havuz kısmını isteğe bağlı tuttuk. İsteyen bahçesini daha geniş kullanabilirken, isteyen havuz ile farklı bir bahçe-havuz keyfi yaşayabilir. Son 2 villamız kaldı ve biri imardan havuzlu, diğeri iste bağlı havuzlu olarak tasarlandı. Bahçelerin büyük olması, ağaçlandırılması çocukların doğayla iç içe büyümesi anlamına da geliyor. Bu açıdan bakarsak Zer Bademli Evleri için “doğayla iç içe bir yaşam” demek hiç de yanlış olmaz! Çünkü, evcil beslemek için de oldukça geniş bir bahçe söz konusu. Her villanın iki kapalı iki açık dört araçlık kendine özel otoparkı var. Otoparklar oldukça geniş tutuldu. Büyük çaplı araçlara uygun bir yapıda. Genel bir kamera sistemli güvenliğimiz var. Jeneratörümüz var. Kısacası bahçeli, kişiye özel bir villada yaşamak isteyenlerin arayıpta bulamayacağı hiçbir şey yok!
Zer Bademli Evleri projenize butik bir proje demek doğru olur mu? Projeyi butik yapan özellikleri nelerdir?
Zer Bademli Evleri gerçekten butik bir proje. Mimarımız Filiz Bür bu anlamda çok iyi bir iş çıkardı. Çünkü, bu proje sadece 9 tane çok özel villadan oluşmakta. Villaların her biri şahsi bahçesi olarak ciddi bir alana sahip. Her bir villa 800m2 alan içine inşa edildi. Ama bunun dışında da herkesin yine birlikte de zaman geçirebileceği bir sosyal tesisimiz var. Dolayısıyla butik bir yeri temsil ediyor. Benim gözlemlediğim bu tip villalar pek yapılıyor. Yani özel bir sosyal tesisi olan villalar. Bundan dolayı da bir sıcaklık olmuyor. Bu butik projenin en güzel tarafı kullanışlı bir sosyal tesise sahip olması. Güvenliği olması. Ve sempatik bir birliktelik yaratma şansı olması…
Zer Bademli Evleri’nin Zer Club adlı sosyal tesisi anlattığınız gibi sıradan bir sosyal tesis olmanın çok ötesinde bir duruş sergiliyor. Bize Zer Club’ı biraz daha ayrıntılı anlatır mısınız? Böyle bir sosyal tesis fikri nasıl ortaya çıktı?
Ben kişilik olarak oldukça sosyal bir yapıya sahibim. Birçok dernek başkanlıkları yapmış ve bu sebeple de ciddi bir sosyal çevreye sahip bir insanım. Zer Club’da bu çevremi de dahil ederek özellikle Zer Bademli Evleri’nde oturan insanların çok keyifli zamanlar geçirmelerini planlayıcı aktivitelerim olacak. Ki bunlara yavaş yavaş başladık zaten. Sosyal tesisimizde bir barbekü yerimiz var, bir çardağımız ve bu çardakta çok keyifli akşam yemekleri düzenleme şansımız var. Bahçesinde kahvaltılar, partiler yapma şansımız var. Ortak kullanıma açık, oldukça büyük bir havuzumuz var. Duş yerlerimiz var. Mutfağımız ve şöminesi olan kapalı bir alanımız var.
Peki, Zer Bademli Evleri’nde oturanlar bu tesiste misafir ağırlayabilecek mi? Yoksa sadece kendileri mi kullanabilecekler?
Tabi ki. Tesisin asıl amaçlarından biri, belki de en önemlisi bu. Yöneticimizin iznine tabi olmak kaydıyla misafirlerini ağırlayabilecekler. Doğum günü gibi özel günleri, toplantıları yapabilecekler. Sadece hafta sonları ortak kullanımda kalmasına özen gösterip, hafta içi davetler, buluşmalar için tesisin kapısı açık olacak.
O zaman tesis site içi kaynaşmayı da kolaylaştıracak…
Kesinlikle evet. Zer Club esas olarak siteyle güzel olacak bir tesis. Site içi insanların kaynaşması için akşamları canlı enstrüman dinletileri, yemekler, kahvaltılarla Zer Club’ı çok keyifli bir ortama dönüştüreceğiz. Bu konuda zaten istediğiniz kadar büyük bir sosyal tesis yapın, istediğiniz kadar kalabalık bir ortam olsun eğer oradaki şahıslar içe dönük yaşıyorlarsa hiçbir şeyin tadı olmaz.
O zaman Zer Bademli Evleri’nin satışında gizliden bir eleme yaptınız?
Yani satış yaparken dışa dönük, kaliteli insanların birbirine komşu olmasına özen gösterdim. Zer Club’ın bu bağlamda birleştirici gücü de oluşacak. Genel olarak bakarsak evlerimiz her zaman müsait olmayabilir. İlaveten, “Arkadaşım gel bir kahve içelim” desen ve evine davet etsen belki birkaç saat bağlayıcı olacak ve bu evin düzenini de etkileyecek. Ama Zer Club’ta evinin düzenini bozmadan istediğin kadar oturup sohbet etme şansın olacak. Dokuz adet villadan da oluşsa sitemiz, sosyal tesisin çok büyük avantajları olduğu kesin. Zer Club, sitenin keyfine ayrı bir keyif katacak.
Peki, siz orada yaşamayı düşünüyor musunuz?
Elbette yaşayacağım ki, yaşamaya başladım bile. Dört villa sahibi de hızlıca dekorasyon işlerini tamamlayıp sitede aktif olarak yaşamaya başlayacak. Benim bu evleri yapmamdaki en büyük sebep zaten kendi ihtiyacımdan kaynaklandı. Açıkçası ben ev yapmak niyetinde değildim. Ancak işyerleri de yaparken ilk yaptığım proje o çevrede yapılan ilk örnek projeydi. Benden sonra Nilüfer Ticaret Merkezi’nde yaptığım projeler kopyalandı. Ben ne yaptıysam aynısını yaptılar. Ama, bu bir nevi gurur verici bir şey. Beğenildi ve ciddi bir ihtiyacı giderdi ki, aynısı yapıldı. Kalabalık sitelerde gürültüden rahatsız olduğum ve bahçeye olan düşkünlüğümden Bademli’de ev arayışına girdim. Fakat evler site anlamında ya da yaşayan insanlar anlamında güzel olmasına rağmen evlerin kendileri çok kullanışsızdı. Çoğu deprem öncesi yapılmıştı. Ve binalar üç-dört katlı, bodrumluydu. Bir nevi minik apartmanlardı. Yani ben ev bulamadım. Kendime huzurla yaşayacağım bir ev bulamayınca da inşa etme kararı aldım.
O zaman Bademli’de istediğiniz modernlikte ev olmaması sizi çok daha kapsamlı bir projeye itmiş…
Aynen öyle. Ben Zer Bademli Evleri’nin startını verdiğimde şu an orada olan modern yapıların hiçbiri yoktu. Modern yapılar her zaman ilgi odağımda olmuştur. Yerli yabancı birçok değerli mimarın çizimlerini yakından takip ediyorum. Ama ne yazık ki uygulandıklarını pek göremiyorum. Kendim için yola çıktığımdan evlerin tasarımı da tamamen kendi istediğim gibi kullanışlı ve çok özeldir. Mesela geçen gün arkadaşlarımı ağırladım ve genel görüşleri çok olumluydu. “Büyük, ama her yeri dolu dolu kullanılan, hiçbir yeri atıl olmayan bu kadar keyifli bir mimari daha önce görmedik” dediler. Tabi dışarıdan gelen bu yorumlar doğru bir iş yaptığımı gösterdiğinden benim için çok önemli. Yani Zer Bademli Evleri’ndeki en dikkat ettiğim husus her yerin kullanışlı ve ferah olmasıydı ki, bunu gelen yorumlardan anladığım kadarıyla da başarmış oldum. Yani kimi evin mutfağı küçük salonu çok büyük oluyor ve mutfakta geçen zamandan keyif alamıyorsunuz. Zer Bademli Evleri’nde her şey olması gerektiği büyüklükte tutuldu. Ne abarttık, ne de minimize ettik. Optimum bir çözüm yarattığımızı düşünüyorum. Bu arada merak eden herkesi ziyaret etmeye bekliyorum. Zevkle gezdirip villalar hakkında bilgi verebilirim.
9 villadan oluşan bir projeden bahsedince doğal olarak almak isteyenler diğer alıcıları merak ediyorlardır. Bu bağlamda size, “Kimler alacak, kimlere satacaksınız” gibi sorular soruyorlar mı?
Evet, bu tarz sorular alıyorum. Haklı olarak sorulası sorular. Ben olsam, ben de sorarım. Hepsi Bursa’nın tanınmış değerli insanlarından oluşan bir kitle var Zer Bademli Evleri’nde… Mesela bir beyin cerrahisi profesörümüz var. İki sanayicimiz var. Karı koca avukat bir çiftimiz var. Karı koca ziraat mühendisi bir çiftimiz var. Hepsi çok kaliteli insanlar. Dediğim gibi kendimde orada yaşamayı düşünerek bu işe girdiğim için özellikle almak için gelen insanlara çok dikkat ettim. Uygun olmayan insanlarda almak istedi, ama usulünce kırmadan dökmeden satış yapamayacağımızı bildirdim.
Yapım aşamasında kullanılan malzemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Dediğim gibi kendim oturacağım için ilk aşama kendime göre bir dizayndı. Satış endişesi ile yapmadım villaları. Aslında satmak için de yapmadım. Özel bir çaba sarf etmek, satışı için uğraşmak gibi planlarım olmadı. Ben iyisini, en iyisini yapıp ne zaman satılırsa satılır mantığıyla yola çıktım. Yapım aşamasına geçerken tuğlaları araştırdım. Kanserojen hiçbir madde kullanmak istemedim. Evin her aşaması doğal malzemelerden yapılsın istedim. Böylelikle ponza tuğlanın dünyada en çok rağbet gören tuğla olduğunu gördüm. Hafif ve yalıtımı çok kuvvetli bir ürün olduğunu keşfettim. Türkiye’de çok fazla kullanılmadığını gördüm. Oysa Avrupa ciddi anlamda ponza tuğlaya geçmiş durumda. Ve ben de ponza tuğla kullanma kararı aldım ve villaları bu tuğlalar ile yaptırdım. Üstelik çok büyük bir maliyet de getirmedi. Araştırma sonucu yaptığım en iyi işlerden biri oldu ponza tuğlayı fark etmem. Ciddi bir yalıtım sağladığını da şu an içinde yaşadığım için birebir görüyorum. Kalın ve hava kabarcıklarının çok olması yalıtım gücünü üst seviyelere taşıyor. Çünkü en iyi yalıtım malzemesi hava boşluklarıdır ki, bu tuğlanın özelliği de hava kabarcıklı olması. Doğal ponzayı birleştirerek elde edilen ve 40-45 cm kalınlıktaki bu tuğla inanıyorum ki, kısa süre içinde ülke geneline de yayılacak. Bu açıdan öncü olmuş oldum.
Kentsel dönüşümün isim değiştirerek yaygınlaştığı bir dönemde butik bir proje yapmak ne derece doğruydu?
Aslında butik bir proje yapmak hiç doğru değildi! Yani benim yaptığım proje ticari anlamda doğru bir adım değil! Yaşam anlamında ise çok çok doğru bir adım! Bu açıdan bakarsak on numara bir proje yaptığımı düşünüyorum. Ama ticari kaygı ile hareket eden hiç kimseye böyle bir projeyi tavsiye etmiyorum. Çünkü Zer Bademli Evleri’nde her şey keyifli bir zaman dilimi geçirmeye özel tasarlandı. Büyük güzel bahçeler düşünüldü. Dolayısı ile de maliyet yüksek oldu. Maliyet yüksek olunca da 9 villadan oluşan butik bir projenin getirisi fazla olmuyor. Benim ticari gücüm olduğu için bir kaygı taşımadım, ama ticari kazanç kaygısı ile butik bir proje yapmak açıkçası mümkün değil!
Zerrin Özgüle İnşaat olarak Zer Bademli Evleri ile yeni bir döneme girdiğinizi söyleyebilir miyiz?
Zer Bademli Evleri çok ayrıcalıklı, tek parçalık bir projeydi. Fakat o kadar çok beğenildi ki, devamı için çok ısrar ediyorlar. Bir süre iş merkezleri projelerine geri dönmek zorundayım. Sonrasında neden olmasın diyorum. Çünkü ben de projenin başından sonuna kadar çok heyecan duydum ve keyif aldım.
Sizden, sürpriz olarak çok daha farklı projeler çıkacağını düşünüyorum…
Evet. Benim aslında çok daha farklı bir projem var. Ama zaman yayıp, üstünde özenle çalışılması gereken bir proje.
Biraz anlatabilir misiniz?
Erken olacak, ama anlatayım tabi. Ben iş hayatından yavaş yavaş çekilmiş, hayatını küçük sıcak evlerde, ama toprak alanı geniş bahçelerde sürdürmek isteyenler için bir köy kurmak istiyorum. Sosyal alanları geniş, içinde hemşiresine kadar olan, oyun, yemek, kahvaltı salonları ile toplu yaşamı destekleyen, insanların eve hapis olmayacakları bir köy olacak. Ekonomik anlamda birçok şeyi de kendi içinde çözebilecek bir köy olacak. Tüm evler tek kat ve küçük olacak. Bu açıdan sosyal alanlar geniş ve işlevsel olarak hizmet verecek. Bu projede en güzel şey herkesin bahçe ile ilgilenebileceği özel alanları olması olacak. Anlattığım gibi detayı çok bir proje olduğundan acele etmeden sakin bir şekilde oluşturmak istiyorum. Anlattığım birçok arkadaşım daha şimdiden projenin içinden yer almak istediklerini belirttiler. Talebi düşünülenden çok olacak bir proje diyebiliriz.
Peki, kentsel dönüşüm hakkında genel düşünceleriniz nelerdir?
Kentsel dönüşüme hiç girmek istemedim. Bu anlamda çok teklif geldi bana. Ama baştan aşağı var olmuş bir binayı tekrar yıkmak, oradaki insanların inşa süresince haklı olarak sorunlarıyla uğraşmak bana mantıklı gelmedi. Bildiğiniz gibi 25 yılını doldurmuş bir elektrik firmam var. Orada da ticari grubu yönetiyorum. Zaman bu açıdan bakınca zaten bana yetmiyor. Dolayısıyla tamamen inşaat alanında yoğun bir çaba sarf etmekten çok kendimi zorlamayan, ama bana değer katacak projeler içinde olmak istiyorum. Yani Zer Köy de bunlardan biri olacak. Kentsel dönüşümü bir çok müteahhit yapabilir. Uzmanlıkları da bu olabilir. Benim bakış açım farklı.
Zer Plaza iş merkezleri kısa süre içinde 5’e ulaştı. Ama, ilk plazanız Otomasyon Plaza’ydı! Bize Otomasyon Plaza’dan Zer Plaza’ya geçen süreci anlatır mısınız?
Dediğim gibi… Ben hayal kuran bir insanım. Belki de en büyük yeteneğim hayal kurma başarım. Nilüfer Ticaret Merkezi’ne Elektrikçiler Kooperatifi’nden aldığımız bir yer ile geçmiştik ve buralar bomboştu. Burada çok huzurlu çalıştığımı gördüm. Hep içsele dönüyorum projelerimde. Kendim ne istiyorum, genel olarak ne olması gerekiyor buna bakıp projelendirmeye geçiyorum. Gelen konuklarımda, nakliyelerimde hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Yollar rahat, her şey ferah. İmar planı da özenle yapılmış, çok keyif veren bir iş atmosferi oluşmaya meyilli. İçimden dedim ki, “Ben burada mutluysam burası çok gelişecek!” Öyle öngördüm. Buralardan araziler alıp değerlendirmeye başladım. Araziler gerçekten çok ciddi prim yapmaya başladı. Ailemin daha önce çalıştığı ve çok güvendiği bir ekip vardı, ben de o ekibi buraya davet ettim ve hayallerimi anlattım. Yani Otomasyon Plaza da hayallerime göre yapılan bir iş merkezi oldu. Ofisim şurada olmalı, programcılarım şurada çalışmalı, toplantı salonum şöyle olmalı, depom böyle olmalı diyerek tüm detayları hatta ölçülerine varana dek verdim ekibin eline ve çalışmaya başladılar. En az beş kere mimari çizimleri en ince ayrıntısına kadar inceleyip, değiştire değiştire en uygun ve de en kullanışlı halini ortaya çıkardık. Ve böylelikle 42 bağımsız bölümden oluşan Otomasyon Plaza hayata geçti. Kısa sürede Nilüfer Ticaret Merkezi’nin adeta gözbebeği oldu. Tabi hızla taklitleri de yapıldı. Benim için tek seferlik bir yatırımdı, ama çok talep geldi ve yarıdan fazlasını sattım. Satınca da yeniden yapma kararı aldım. İşte, ben böyle müteahhit oldum! Hayallerim ve ihtiyaçlarım beni bu sektöre itmiş oldu. Kazançlarımızı tutup bankada değerlendirmek istemedim. Kentin iş dünyasına da katkısı olan bir şeyler yapmak istedim.
Aslında 5 plaza değil 8 plaza diye biliyorum? Neden genel olarak 5 plaza biliniyor?
Evet evet… Aslında ben 5 değil 8 plaza yaptım. Ama ikisine isim vermedim. İsimsiz olunca da sakin kaldılar. Zer Plaza serisine eklemediğim için böyle oldu aslında. Otomasyon Plaza bir, Zer Plaza 5, 2 de isimsiz plaza yaptım. İsimsiz olanlar Elektrikçiler Sitesi’nde yer alıyorlar.
Peki, Zer Plaza’nın devamı gelecek mi? Projenin geleceğini anlatır mısınız?
Zer Plaza 5’ten sonra devam edemez çünkü burada yer kalmadı, ama yeni arayışlar içindeyim. Zerrin Özgüle İnşaat olarak durmayacağız, proje üretmeye devam edeceğiz.
İnşaat sektöründe bir kadın olarak ayrımcılıkla karşılaştığınız oldu mu?
Elektronik sektöründe Gazcılar Caddesi’nde ilk işe başladığımızda tek bayandım. Hala da tek bayanım. Hep erkek egemen ortamlarda, erkek egemen şartlarda çalıştım. Bu duruma hiç yabancı değilim. Aksine inşaat sektörü daha çok bayanların içinde olduğu bir sektör. Direk inşaatı yapan olmasa da, iç ve dış mimarisi, dekorasyonu, modellemesi gibi yan sanayisinde bayanların ciddi çoğunlukta olduğu bir sektör. Bu açıdan düşünürsek ben daha zor bir sektörden geçiş yapmış oldum ve bana daha iyi geldi. Bu anlamda negatif bir ayrımcılık yaşamadım.
Zerrin Özgüle kimdir?
Ben 1965 Van doğumluyum. Eşim Ayvalıklı ve meslektaşız. Ben de eşim de elektronik mühendisiyiz. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi’nden mezun olduk. ÖM-EL Mühendislik adlı şirketimizi başlangıçta abim ile ortak olarak kurdum. Ardından eşim de çok önemli bir iş konumu olmasına rağmen işlerin büyümesi sebebi ile aramıza ortak olarak katıldı. Ve ÖM-EL Mühendislik bu sene 25. yılını doldurdu. Bunun yanı sıra inşaat firmamızı da elimizden geldiğince yürütmeye çalışıyoruz. 2 kız çocuk annesiyim. Biri klinik psikolog oldu. Diğeri de medya iletişim son sınıf öğrencisi.
Meslektaşımız olacak…
Evet, o şu anda kısa film bile çekmeye başladı. Kendini hızla geliştiriyor.
Sanırım küçük bir medya kurmak da planlarınız arasına dahil olacak…
Düşünmüyor değilim. Aklıma geliyor ara ara. Biraz da o işlerle uğraşmak istiyorum. Paralel bir çizgide oldum hep medya sektörü ile. Bu açıdan küçük kızım bu anlamda bana çok yakın. Çektiği kısa filmler çok etkileyici. Projelerinin yapımcılığını üstlenmeyi düşünüyorum. Hem yazıyor, hem oynuyor, hem çekiyor… Çok yönlü olarak çalışmalar yapıyor. 6. bölümünü çektikleri bir dizileri var. Bitirme ödevi olarak dizi çekmeyi istedi. Ben genel anlamda rahat duran bir insan değilim. 70 yaşına da gelsem, 80 yaşına da gelsem bir şeylerle uğraşacağım kesin. Medya sektörü… Neden olmasın…
Zerrin Özgüle’nin bir günü nasıl geçer?
Çok karışık! Her şeyi tek koltuğa sığdırmaya çalışmak bedenen değil, ama beynen yorucu oluyor. Gün içinde beni ciddi anlamda meşgul eden en önemli şey dernek oluyor. Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Derneği (BUSADER) baya vaktimi alıyor.
Hazır konu açılmışken BUSADER’den de bahseder misiniz?
BUSADER’in kurucu başkanlığını yapıyorum. Topluma hizmet etmeyi çok seviyorum. İnsanlara yardım etmeyi ve bu sinerji ile beraber hareket etmeyi çok seviyorum. Dernekteki inanlarla birlikte toplum adına yararlı bir şeyler yapabilmek bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Ama bunda da yavaş gidemiyorum. İlla en iyisi, en yararlısı olacak! Orası da benim asla atıl görmediğim, hatta çoğu kez ilk sırada tuttuğum bir çalışma alanım. BUSADER’de Avrupa Birliği Projeleri’yle ilgileniyoruz, hibe bağışlarla ilgileniyoruz ve bunun için de derneğimizde çok saygın, çok kaliteli, her biri işinde ve yaşamında başarılı olmuş isimlerle yol alıyoruz. Üyelerimizin kalitesi ile yaptığımız işlerimiz çok daha kaliteli oluyor. Çünkü dernek üyeliği demek maddi manevi fedakarlık yapmak, yapabilmek demek!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hayallerinin müteahhidi: Zerrin Özgüle
Bursa’nın tanınmış iş kadınlarından Zerrin Özgüle tam anlamıyla kendi hayallerinin müteahhidi. Kendi ihtiyaçlarına göre yapılar bulamayan ve Zerrin Özgüle İnşaat’ı kurarak hayallerini inşa etmeye başlayan Özgüle ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. Otomasyon Plaza’dan Zer Bademli Evleri’ne uzanan bu söyleşi ile çok farklı bir Zerrin Özgüle tanımaya hazır mısınız?
Röportaj ve fotoğraflar: Mahir Bora Kayıhan
Bursa iş yaşamındaki başarılarını dernek faaliyetleri ile taçlandıran ve Bursa’nın en aktif iş kadınlarından biri olan Zerrin Özgüle hızlı bir giriş yaptığı inşaat sektöründe de emin adımlarla ilerliyor. İstediği gibi bir iş yeri bulamadığı için Otomasyon Plaza’yı inşa eden ve gelen talepleri karşılamak adına Zer Plaza serisini hayata geçiren Özgüle, Zer Bademli Evleri adlı butik villa projesini de yine ihtiyaçtan dolayı yapmış. Bademli’de sakin bir hayat sürmek adına giriştiği ev arayışlarında istediği modernlik ve sakinlikte bir ev bulamayınca başta kendi evini yapmak için karar alan ve çevresinden gelen talepler üzerine 9 villalık butik bir siteye dönüştürdüğü Zer Bademli Evleri daha şimdiden Bademlinin gözbebeği. Konumu, mimarisi ve kullanılan yapı malzemeleri ile çevredeki birçok yapıya oranla üst seviyede olan Zer Bademli Evleri’nden plazalara, iş yaşamından hayallerine değin birçok şey konuştuğumuz Özgüle, 2018 yılında da adından sıkça bahis ettireceğe benziyor.
Zer Plaza iş merkezleri serisinden hemen sonra Zer Bademli Evleri adlı butik bir villa projesine imza attınız. Bize Zer Bademli Evleri’ni anlatır mısınız?
Zer Bademli Evleri, Bademli’nin konum olarak en güzel, en ilgi gören yerinde inşa edildi. Emine Örnek Koleji’nin hemen karşısında yer alıyor. Yamaçta olduğu için evlerin hepsi çok özel bir manzaraya hakim. Değerli ve değeri her geçen gün artan bir konuma sahip. Hem ulaşım açısından, hem alt yapıların sorunsuz çalışması açısından, hem de çok güzel sitelerin komşusu olması açısından Zer Bademli Evleri Bademli’nin en özel konumunda.
Teknik olarak bakarsak, Zer Bademli Evleri ne gibi özelliklere sahip?
Zer Bademli Evleri; geniş bahçeli, havuzlu ve son derece modern bir mimarisi olan yapılardan oluşuyor. İlk başladığımızda 9 villaya da ayrı ayrı havuz yapmayı plandık. Ama oldukça komplike bir sosyal tesisi de içinde barındırdığından havuz kısmını isteğe bağlı tuttuk. İsteyen bahçesini daha geniş kullanabilirken, isteyen havuz ile farklı bir bahçe-havuz keyfi yaşayabilir. Son 2 villamız kaldı ve biri imardan havuzlu, diğeri iste bağlı havuzlu olarak tasarlandı. Bahçelerin büyük olması, ağaçlandırılması çocukların doğayla iç içe büyümesi anlamına da geliyor. Bu açıdan bakarsak Zer Bademli Evleri için “doğayla iç içe bir yaşam” demek hiç de yanlış olmaz! Çünkü, evcil beslemek için de oldukça geniş bir bahçe söz konusu. Her villanın iki kapalı iki açık dört araçlık kendine özel otoparkı var. Otoparklar oldukça geniş tutuldu. Büyük çaplı araçlara uygun bir yapıda. Genel bir kamera sistemli güvenliğimiz var. Jeneratörümüz var. Kısacası bahçeli, kişiye özel bir villada yaşamak isteyenlerin arayıpta bulamayacağı hiçbir şey yok!
Zer Bademli Evleri projenize butik bir proje demek doğru olur mu? Projeyi butik yapan özellikleri nelerdir?
Zer Bademli Evleri gerçekten butik bir proje. Mimarımız Filiz Bür bu anlamda çok iyi bir iş çıkardı. Çünkü, bu proje sadece 9 tane çok özel villadan oluşmakta. Villaların her biri şahsi bahçesi olarak ciddi bir alana sahip. Her bir villa 800m2 alan içine inşa edildi. Ama bunun dışında da herkesin yine birlikte de zaman geçirebileceği bir sosyal tesisimiz var. Dolayısıyla butik bir yeri temsil ediyor. Benim gözlemlediğim bu tip villalar pek yapılıyor. Yani özel bir sosyal tesisi olan villalar. Bundan dolayı da bir sıcaklık olmuyor. Bu butik projenin en güzel tarafı kullanışlı bir sosyal tesise sahip olması. Güvenliği olması. Ve sempatik bir birliktelik yaratma şansı olması…
Zer Bademli Evleri’nin Zer Club adlı sosyal tesisi anlattığınız gibi sıradan bir sosyal tesis olmanın çok ötesinde bir duruş sergiliyor. Bize Zer Club’ı biraz daha ayrıntılı anlatır mısınız? Böyle bir sosyal tesis fikri nasıl ortaya çıktı?
Ben kişilik olarak oldukça sosyal bir yapıya sahibim. Birçok dernek başkanlıkları yapmış ve bu sebeple de ciddi bir sosyal çevreye sahip bir insanım. Zer Club’da bu çevremi de dahil ederek özellikle Zer Bademli Evleri’nde oturan insanların çok keyifli zamanlar geçirmelerini planlayıcı aktivitelerim olacak. Ki bunlara yavaş yavaş başladık zaten. Sosyal tesisimizde bir barbekü yerimiz var, bir çardağımız ve bu çardakta çok keyifli akşam yemekleri düzenleme şansımız var. Bahçesinde kahvaltılar, partiler yapma şansımız var. Ortak kullanıma açık, oldukça büyük bir havuzumuz var. Duş yerlerimiz var. Mutfağımız ve şöminesi olan kapalı bir alanımız var.
Peki, Zer Bademli Evleri’nde oturanlar bu tesiste misafir ağırlayabilecek mi? Yoksa sadece kendileri mi kullanabilecekler?
Tabi ki. Tesisin asıl amaçlarından biri, belki de en önemlisi bu. Yöneticimizin iznine tabi olmak kaydıyla misafirlerini ağırlayabilecekler. Doğum günü gibi özel günleri, toplantıları yapabilecekler. Sadece hafta sonları ortak kullanımda kalmasına özen gösterip, hafta içi davetler, buluşmalar için tesisin kapısı açık olacak.
O zaman tesis site içi kaynaşmayı da kolaylaştıracak…
Kesinlikle evet. Zer Club esas olarak siteyle güzel olacak bir tesis. Site içi insanların kaynaşması için akşamları canlı enstrüman dinletileri, yemekler, kahvaltılarla Zer Club’ı çok keyifli bir ortama dönüştüreceğiz. Bu konuda zaten istediğiniz kadar büyük bir sosyal tesis yapın, istediğiniz kadar kalabalık bir ortam olsun eğer oradaki şahıslar içe dönük yaşıyorlarsa hiçbir şeyin tadı olmaz.
O zaman Zer Bademli Evleri’nin satışında gizliden bir eleme yaptınız?
Yani satış yaparken dışa dönük, kaliteli insanların birbirine komşu olmasına özen gösterdim. Zer Club’ın bu bağlamda birleştirici gücü de oluşacak. Genel olarak bakarsak evlerimiz her zaman müsait olmayabilir. İlaveten, “Arkadaşım gel bir kahve içelim” desen ve evine davet etsen belki birkaç saat bağlayıcı olacak ve bu evin düzenini de etkileyecek. Ama Zer Club’ta evinin düzenini bozmadan istediğin kadar oturup sohbet etme şansın olacak. Dokuz adet villadan da oluşsa sitemiz, sosyal tesisin çok büyük avantajları olduğu kesin. Zer Club, sitenin keyfine ayrı bir keyif katacak.
Peki, siz orada yaşamayı düşünüyor musunuz?
Elbette yaşayacağım ki, yaşamaya başladım bile. Dört villa sahibi de hızlıca dekorasyon işlerini tamamlayıp sitede aktif olarak yaşamaya başlayacak. Benim bu evleri yapmamdaki en büyük sebep zaten kendi ihtiyacımdan kaynaklandı. Açıkçası ben ev yapmak niyetinde değildim. Ancak işyerleri de yaparken ilk yaptığım proje o çevrede yapılan ilk örnek projeydi. Benden sonra Nilüfer Ticaret Merkezi’nde yaptığım projeler kopyalandı. Ben ne yaptıysam aynısını yaptılar. Ama, bu bir nevi gurur verici bir şey. Beğenildi ve ciddi bir ihtiyacı giderdi ki, aynısı yapıldı. Kalabalık sitelerde gürültüden rahatsız olduğum ve bahçeye olan düşkünlüğümden Bademli’de ev arayışına girdim. Fakat evler site anlamında ya da yaşayan insanlar anlamında güzel olmasına rağmen evlerin kendileri çok kullanışsızdı. Çoğu deprem öncesi yapılmıştı. Ve binalar üç-dört katlı, bodrumluydu. Bir nevi minik apartmanlardı. Yani ben ev bulamadım. Kendime huzurla yaşayacağım bir ev bulamayınca da inşa etme kararı aldım.
O zaman Bademli’de istediğiniz modernlikte ev olmaması sizi çok daha kapsamlı bir projeye itmiş…
Aynen öyle. Ben Zer Bademli Evleri’nin startını verdiğimde şu an orada olan modern yapıların hiçbiri yoktu. Modern yapılar her zaman ilgi odağımda olmuştur. Yerli yabancı birçok değerli mimarın çizimlerini yakından takip ediyorum. Ama ne yazık ki uygulandıklarını pek göremiyorum. Kendim için yola çıktığımdan evlerin tasarımı da tamamen kendi istediğim gibi kullanışlı ve çok özeldir. Mesela geçen gün arkadaşlarımı ağırladım ve genel görüşleri çok olumluydu. “Büyük, ama her yeri dolu dolu kullanılan, hiçbir yeri atıl olmayan bu kadar keyifli bir mimari daha önce görmedik” dediler. Tabi dışarıdan gelen bu yorumlar doğru bir iş yaptığımı gösterdiğinden benim için çok önemli. Yani Zer Bademli Evleri’ndeki en dikkat ettiğim husus her yerin kullanışlı ve ferah olmasıydı ki, bunu gelen yorumlardan anladığım kadarıyla da başarmış oldum. Yani kimi evin mutfağı küçük salonu çok büyük oluyor ve mutfakta geçen zamandan keyif alamıyorsunuz. Zer Bademli Evleri’nde her şey olması gerektiği büyüklükte tutuldu. Ne abarttık, ne de minimize ettik. Optimum bir çözüm yarattığımızı düşünüyorum. Bu arada merak eden herkesi ziyaret etmeye bekliyorum. Zevkle gezdirip villalar hakkında bilgi verebilirim.
9 villadan oluşan bir projeden bahsedince doğal olarak almak isteyenler diğer alıcıları merak ediyorlardır. Bu bağlamda size, “Kimler alacak, kimlere satacaksınız” gibi sorular soruyorlar mı?
Evet, bu tarz sorular alıyorum. Haklı olarak sorulası sorular. Ben olsam, ben de sorarım. Hepsi Bursa’nın tanınmış değerli insanlarından oluşan bir kitle var Zer Bademli Evleri’nde… Mesela bir beyin cerrahisi profesörümüz var. İki sanayicimiz var. Karı koca avukat bir çiftimiz var. Karı koca ziraat mühendisi bir çiftimiz var. Hepsi çok kaliteli insanlar. Dediğim gibi kendimde orada yaşamayı düşünerek bu işe girdiğim için özellikle almak için gelen insanlara çok dikkat ettim. Uygun olmayan insanlarda almak istedi, ama usulünce kırmadan dökmeden satış yapamayacağımızı bildirdim.
Yapım aşamasında kullanılan malzemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Dediğim gibi kendim oturacağım için ilk aşama kendime göre bir dizayndı. Satış endişesi ile yapmadım villaları. Aslında satmak için de yapmadım. Özel bir çaba sarf etmek, satışı için uğraşmak gibi planlarım olmadı. Ben iyisini, en iyisini yapıp ne zaman satılırsa satılır mantığıyla yola çıktım. Yapım aşamasına geçerken tuğlaları araştırdım. Kanserojen hiçbir madde kullanmak istemedim. Evin her aşaması doğal malzemelerden yapılsın istedim. Böylelikle ponza tuğlanın dünyada en çok rağbet gören tuğla olduğunu gördüm. Hafif ve yalıtımı çok kuvvetli bir ürün olduğunu keşfettim. Türkiye’de çok fazla kullanılmadığını gördüm. Oysa Avrupa ciddi anlamda ponza tuğlaya geçmiş durumda. Ve ben de ponza tuğla kullanma kararı aldım ve villaları bu tuğlalar ile yaptırdım. Üstelik çok büyük bir maliyet de getirmedi. Araştırma sonucu yaptığım en iyi işlerden biri oldu ponza tuğlayı fark etmem. Ciddi bir yalıtım sağladığını da şu an içinde yaşadığım için birebir görüyorum. Kalın ve hava kabarcıklarının çok olması yalıtım gücünü üst seviyelere taşıyor. Çünkü en iyi yalıtım malzemesi hava boşluklarıdır ki, bu tuğlanın özelliği de hava kabarcıklı olması. Doğal ponzayı birleştirerek elde edilen ve 40-45 cm kalınlıktaki bu tuğla inanıyorum ki, kısa süre içinde ülke geneline de yayılacak. Bu açıdan öncü olmuş oldum.
Kentsel dönüşümün isim değiştirerek yaygınlaştığı bir dönemde butik bir proje yapmak ne derece doğruydu?
Aslında butik bir proje yapmak hiç doğru değildi! Yani benim yaptığım proje ticari anlamda doğru bir adım değil! Yaşam anlamında ise çok çok doğru bir adım! Bu açıdan bakarsak on numara bir proje yaptığımı düşünüyorum. Ama ticari kaygı ile hareket eden hiç kimseye böyle bir projeyi tavsiye etmiyorum. Çünkü Zer Bademli Evleri’nde her şey keyifli bir zaman dilimi geçirmeye özel tasarlandı. Büyük güzel bahçeler düşünüldü. Dolayısı ile de maliyet yüksek oldu. Maliyet yüksek olunca da 9 villadan oluşan butik bir projenin getirisi fazla olmuyor. Benim ticari gücüm olduğu için bir kaygı taşımadım, ama ticari kazanç kaygısı ile butik bir proje yapmak açıkçası mümkün değil!
Zerrin Özgüle İnşaat olarak Zer Bademli Evleri ile yeni bir döneme girdiğinizi söyleyebilir miyiz?
Zer Bademli Evleri çok ayrıcalıklı, tek parçalık bir projeydi. Fakat o kadar çok beğenildi ki, devamı için çok ısrar ediyorlar. Bir süre iş merkezleri projelerine geri dönmek zorundayım. Sonrasında neden olmasın diyorum. Çünkü ben de projenin başından sonuna kadar çok heyecan duydum ve keyif aldım.
Sizden, sürpriz olarak çok daha farklı projeler çıkacağını düşünüyorum…
Evet. Benim aslında çok daha farklı bir projem var. Ama zaman yayıp, üstünde özenle çalışılması gereken bir proje.
Biraz anlatabilir misiniz?
Erken olacak, ama anlatayım tabi. Ben iş hayatından yavaş yavaş çekilmiş, hayatını küçük sıcak evlerde, ama toprak alanı geniş bahçelerde sürdürmek isteyenler için bir köy kurmak istiyorum. Sosyal alanları geniş, içinde hemşiresine kadar olan, oyun, yemek, kahvaltı salonları ile toplu yaşamı destekleyen, insanların eve hapis olmayacakları bir köy olacak. Ekonomik anlamda birçok şeyi de kendi içinde çözebilecek bir köy olacak. Tüm evler tek kat ve küçük olacak. Bu açıdan sosyal alanlar geniş ve işlevsel olarak hizmet verecek. Bu projede en güzel şey herkesin bahçe ile ilgilenebileceği özel alanları olması olacak. Anlattığım gibi detayı çok bir proje olduğundan acele etmeden sakin bir şekilde oluşturmak istiyorum. Anlattığım birçok arkadaşım daha şimdiden projenin içinden yer almak istediklerini belirttiler. Talebi düşünülenden çok olacak bir proje diyebiliriz.
Peki, kentsel dönüşüm hakkında genel düşünceleriniz nelerdir?
Kentsel dönüşüme hiç girmek istemedim. Bu anlamda çok teklif geldi bana. Ama baştan aşağı var olmuş bir binayı tekrar yıkmak, oradaki insanların inşa süresince haklı olarak sorunlarıyla uğraşmak bana mantıklı gelmedi. Bildiğiniz gibi 25 yılını doldurmuş bir elektrik firmam var. Orada da ticari grubu yönetiyorum. Zaman bu açıdan bakınca zaten bana yetmiyor. Dolayısıyla tamamen inşaat alanında yoğun bir çaba sarf etmekten çok kendimi zorlamayan, ama bana değer katacak projeler içinde olmak istiyorum. Yani Zer Köy de bunlardan biri olacak. Kentsel dönüşümü bir çok müteahhit yapabilir. Uzmanlıkları da bu olabilir. Benim bakış açım farklı.
Zer Plaza iş merkezleri kısa süre içinde 5’e ulaştı. Ama, ilk plazanız Otomasyon Plaza’ydı! Bize Otomasyon Plaza’dan Zer Plaza’ya geçen süreci anlatır mısınız?
Dediğim gibi… Ben hayal kuran bir insanım. Belki de en büyük yeteneğim hayal kurma başarım. Nilüfer Ticaret Merkezi’ne Elektrikçiler Kooperatifi’nden aldığımız bir yer ile geçmiştik ve buralar bomboştu. Burada çok huzurlu çalıştığımı gördüm. Hep içsele dönüyorum projelerimde. Kendim ne istiyorum, genel olarak ne olması gerekiyor buna bakıp projelendirmeye geçiyorum. Gelen konuklarımda, nakliyelerimde hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Yollar rahat, her şey ferah. İmar planı da özenle yapılmış, çok keyif veren bir iş atmosferi oluşmaya meyilli. İçimden dedim ki, “Ben burada mutluysam burası çok gelişecek!” Öyle öngördüm. Buralardan araziler alıp değerlendirmeye başladım. Araziler gerçekten çok ciddi prim yapmaya başladı. Ailemin daha önce çalıştığı ve çok güvendiği bir ekip vardı, ben de o ekibi buraya davet ettim ve hayallerimi anlattım. Yani Otomasyon Plaza da hayallerime göre yapılan bir iş merkezi oldu. Ofisim şurada olmalı, programcılarım şurada çalışmalı, toplantı salonum şöyle olmalı, depom böyle olmalı diyerek tüm detayları hatta ölçülerine varana dek verdim ekibin eline ve çalışmaya başladılar. En az beş kere mimari çizimleri en ince ayrıntısına kadar inceleyip, değiştire değiştire en uygun ve de en kullanışlı halini ortaya çıkardık. Ve böylelikle 42 bağımsız bölümden oluşan Otomasyon Plaza hayata geçti. Kısa sürede Nilüfer Ticaret Merkezi’nin adeta gözbebeği oldu. Tabi hızla taklitleri de yapıldı. Benim için tek seferlik bir yatırımdı, ama çok talep geldi ve yarıdan fazlasını sattım. Satınca da yeniden yapma kararı aldım. İşte, ben böyle müteahhit oldum! Hayallerim ve ihtiyaçlarım beni bu sektöre itmiş oldu. Kazançlarımızı tutup bankada değerlendirmek istemedim. Kentin iş dünyasına da katkısı olan bir şeyler yapmak istedim.
Aslında 5 plaza değil 8 plaza diye biliyorum? Neden genel olarak 5 plaza biliniyor?
Evet evet… Aslında ben 5 değil 8 plaza yaptım. Ama ikisine isim vermedim. İsimsiz olunca da sakin kaldılar. Zer Plaza serisine eklemediğim için böyle oldu aslında. Otomasyon Plaza bir, Zer Plaza 5, 2 de isimsiz plaza yaptım. İsimsiz olanlar Elektrikçiler Sitesi’nde yer alıyorlar.
Peki, Zer Plaza’nın devamı gelecek mi? Projenin geleceğini anlatır mısınız?
Zer Plaza 5’ten sonra devam edemez çünkü burada yer kalmadı, ama yeni arayışlar içindeyim. Zerrin Özgüle İnşaat olarak durmayacağız, proje üretmeye devam edeceğiz.
İnşaat sektöründe bir kadın olarak ayrımcılıkla karşılaştığınız oldu mu?
Elektronik sektöründe Gazcılar Caddesi’nde ilk işe başladığımızda tek bayandım. Hala da tek bayanım. Hep erkek egemen ortamlarda, erkek egemen şartlarda çalıştım. Bu duruma hiç yabancı değilim. Aksine inşaat sektörü daha çok bayanların içinde olduğu bir sektör. Direk inşaatı yapan olmasa da, iç ve dış mimarisi, dekorasyonu, modellemesi gibi yan sanayisinde bayanların ciddi çoğunlukta olduğu bir sektör. Bu açıdan düşünürsek ben daha zor bir sektörden geçiş yapmış oldum ve bana daha iyi geldi. Bu anlamda negatif bir ayrımcılık yaşamadım.
Zerrin Özgüle kimdir?
Ben 1965 Van doğumluyum. Eşim Ayvalıklı ve meslektaşız. Ben de eşim de elektronik mühendisiyiz. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi’nden mezun olduk. ÖM-EL Mühendislik adlı şirketimizi başlangıçta abim ile ortak olarak kurdum. Ardından eşim de çok önemli bir iş konumu olmasına rağmen işlerin büyümesi sebebi ile aramıza ortak olarak katıldı. Ve ÖM-EL Mühendislik bu sene 25. yılını doldurdu. Bunun yanı sıra inşaat firmamızı da elimizden geldiğince yürütmeye çalışıyoruz. 2 kız çocuk annesiyim. Biri klinik psikolog oldu. Diğeri de medya iletişim son sınıf öğrencisi.
Meslektaşımız olacak…
Evet, o şu anda kısa film bile çekmeye başladı. Kendini hızla geliştiriyor.
Sanırım küçük bir medya kurmak da planlarınız arasına dahil olacak…
Düşünmüyor değilim. Aklıma geliyor ara ara. Biraz da o işlerle uğraşmak istiyorum. Paralel bir çizgide oldum hep medya sektörü ile. Bu açıdan küçük kızım bu anlamda bana çok yakın. Çektiği kısa filmler çok etkileyici. Projelerinin yapımcılığını üstlenmeyi düşünüyorum. Hem yazıyor, hem oynuyor, hem çekiyor… Çok yönlü olarak çalışmalar yapıyor. 6. bölümünü çektikleri bir dizileri var. Bitirme ödevi olarak dizi çekmeyi istedi. Ben genel anlamda rahat duran bir insan değilim. 70 yaşına da gelsem, 80 yaşına da gelsem bir şeylerle uğraşacağım kesin. Medya sektörü… Neden olmasın…
Zerrin Özgüle’nin bir günü nasıl geçer?
Çok karışık! Her şeyi tek koltuğa sığdırmaya çalışmak bedenen değil, ama beynen yorucu oluyor. Gün içinde beni ciddi anlamda meşgul eden en önemli şey dernek oluyor. Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Derneği (BUSADER) baya vaktimi alıyor.
Hazır konu açılmışken BUSADER’den de bahseder misiniz?
BUSADER’in kurucu başkanlığını yapıyorum. Topluma hizmet etmeyi çok seviyorum. İnsanlara yardım etmeyi ve bu sinerji ile beraber hareket etmeyi çok seviyorum. Dernekteki inanlarla birlikte toplum adına yararlı bir şeyler yapabilmek bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Ama bunda da yavaş gidemiyorum. İlla en iyisi, en yararlısı olacak! Orası da benim asla atıl görmediğim, hatta çoğu kez ilk sırada tuttuğum bir çalışma alanım. BUSADER’de Avrupa Birliği Projeleri’yle ilgileniyoruz, hibe bağışlarla ilgileniyoruz ve bunun için de derneğimizde çok saygın, çok kaliteli, her biri işinde ve yaşamında başarılı olmuş isimlerle yol alıyoruz. Üyelerimizin kalitesi ile yaptığımız işlerimiz çok daha kaliteli oluyor. Çünkü dernek üyeliği demek maddi manevi fedakarlık yapmak, yapabilmek demek!
En Çok Okunan Haberler