Ortaya atılan hiç bir rakam, real hayatın hiçbir kısmında karşılık görmemekte. İlgililerin günlük açıkladığı rakamlar, sadece anı kurtarmak için söylediğini hissedilmektedir. Açıklanan hiçbir rakam bir süre geçtikten sonra yaşamın karşılamadığı gibi hatta yaşam kalitesinden de çok fazla götürdüğünü görmekteyiz.
Geçtiğimiz gün büyüme oranları açıklandıktan sonra birçok ekonomist rakamları çeşitli açılardan değerlendirdikten sonra gördü ki gerçek büyüme rakamları kime/kimlere nasıl ve ne şekilde etki ettiğini dinledik. Üstüne birçok sosyal bilimcinin aile içinde yaşanan şiddetleri, intiharları dinlendirirken bir taraftan da okulların açılması gibi ek masrafların ailelere yarattığı etkileri çeşitli durumları ile anlatmaktadır.
Bilindiği gibi temel ihtiyaç olan birçok yaşamsal ürüne üst üst, birçok kez ve anlaşılmaz şekilde zamlar yapılmıştır. Ekmeğe, elektriğe, doğalgaza, gıdaya, eğitim malzemelerine, ev kiralarına, araba fiyatlarına kılık kıyafet fiyatlarına yapılan zam oranları içinde bulunduğumuz durumu net bir şekilde sonuç olarak görülmektedir. 
Ülke içinde yapılan her zam zam vatandaşın boynunu büktü gibi yapılan her zaman karşısında vatandaş daha fazla yoksullaşmaktadır. Yapılan her zam karşılığı ise hukuksuzluklara, yolsuzluklara ve şiddete dönüştüğünü birçok olayla görülmekte. 
Açıklanan iyileşme rakamları, açıklanan büyüme rakamları ne yazık ki vatandaşın hayatında hiçbir anlamı olmamakta ve açıklanan her büyüme rakamı sonrası ise vatandaşın sosyal hayat içinde daha fazla zarar gördüğü zaman içinde görünmektedir.
Artık rakamlarla oynamayı , rakamları açıklamayı ve rakamların arkasından iyileştik demeyi bırakıp vatandaşın gerçek hayatta ihtiyacı olan her konuda alım gücünü güçlendirmek gerekmektedir. Bugünün tüm yetkilileri tüm gayretini vatandaşın alım gücü ve vatandaşın refah kalitesi için çalışmalıdır. Yapılan her harcama vatandaşın cebine girecek şekilde planlanıp yapılmalıdır. Devletin var olan borçları yeniden yapılandırılıp vatandaşın lehine yaşam kalitelerinde iyileştirmeler yapılmalıdır.
Eğer bugün iyileştirmeler tam anlamıyla yapılmaz ise sonbahar kış aylarında derinleşen yoksulluklar yüzünden büyük ve zarar verici birçok sosyal vaka ile karşı karşıya kalacağımızı bugünden anlaşılmaktadır. Derinleşen yoksulluğun sonuçlarını ülkenin bazı sokaklarında ciddi bir şekilde büyüdüğünü kördüğüm gibi ve hatta yoksullaşan vatandaşın haykırışlarını dinlemekteyim. Anlatımlar, aktarımlar ve gördüklerim kış aylarının çok zorlu geçeceğini bana hissettirmektedir. O nedenle devletin tüm unsurları rakamlarla oynamak yerine vatandaşın derhal yoksulluğunun giderilmesi için harekete geçmesi gerekmektedir.
Bugün kirasını ödeyemem iş nice aileler olduğu gibi doğal gazı elektriği ve hattâ suyu kesik olan birçok aile bulunmaktadır. Önce bu ailelerin zorunluluk ötesi olan bu ihtiyaçları için çözümler geliştirip daha sonra yoksul olan tüm insanları üretime dahil etmenin stratejisi dahilinde adımlar atması gerekmektedir. Zaman var mı Ne yazık ki zaman yok. Birçok şey için geç kaldığımız gibi yoksulluk konusunda da geç kalındığı aşikardır. O nedenle kış gelmeden ne yapılacaksa planlanıp devletin tüm unsurları tarafından yoksullar için sosyal kalkınma planı ortaya konması gerekmektedir.
Bu yoksulluk başımıza iş açmadan müdahale etmek şarttır