Hava Durumu

Dertler derya...

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2021 00:01

Günümüzü ve geleceğimizi ilgilendiren her konuyu farklı kesimler ile konuşabildiğim büyük bir bilgi ağı bulunmaktadır. Bir gün iş insanları ile birlikte görüşmeler yaparken, başka bir gün hurdacılık yapanlar ile görüşmeler yapabilme networküne sahibim. O neden gündeme ait konuların nabzını tutabildiğim gibi geleceğe ilişkin birçok konunun da nabzını kolaylıkla tutabilme imkanına sahibim. 
Geçtiğimiz hafta sonu yüksek lisans yapan gençler ve atama bekleyen öğretmenler ile buluşma gerçekleştirdim. Bu buluşmada çok enteresan notlar çok enteresan düşünceler elde ettim. Aslında ortaya konulan tüm düşünce ve notlar toplumun tamamını ilgilendiren ve toplumun önceliği olması gereken konular olduğunu düşünmekteyim. 
Bugün iklim değişikliği, covid ve terörizm konuları dünyanın en fazla meşgul eden olaylardır. Bu olaylar karşısında stratejik ve planlı çalışmalar ortaya koymuş her ülke sorunları daha az dertle çöze bilmektedir. Çünkü geleceğe ait planları liyakat öngörüsü ile çözmektedirler. 
Toplumsal bilincin olgunlaştığı görülen bu ülkeler liyakat ve adalet yaklaşımı yüksek olduğu aynı zamanda kabul edilmektedir. Ancak toplumsal bilinç kapsamında adalet, liyakat, hukuk, demokrasi kavramlarına Türkiye çerçevesinden baktığımızda birçok köklü sorun üst üste geldiği görülmektedir. Bu sorunlar nedeniyle bir çok anlamsız gereksiz problem ile karşı karşıya kalmakta. Yaşanan bu sorunlar nedeniyle eğitimsel konularda ve ekonomik şartlarda toplumun büyük bir kısmı problem yaşamakta. 
Geçtiğimiz hafta bir araya geldiğimiz yüksek lisans öğrencileri ve atama bekleyen öğretmenler Türkiye'de çok uzun yıllardır herhangi bir planlama yapılmadığına dikkat çekmekte. Kendi üstlerinden örnekler vererek durumu açıklamaktan. Bu kadar eğitim fakültesi öğrencisi niye yetiştirildi? Niçin dünyadaki üniversite listesinde dünya üniversiteleri yer alamamakta?
Bunları sorarken bugün yüksek lisans öğrencileri verilen burs kavramını da çok fazla sorgulamakta. 2002 yılı öncesi 90 lira kadar olan yüksek lisans bursu bugün 1300 Türk lirası civarında olduğu sık sık söylenmektedir ancak 2002 öncesi 3 çeyrek altın alanlar bugünün parasıyla 1,5 çeyrek altın alabilmektedir. Yani rakamlar yükselmiş olsa da alım gücünü her geçen gün kat kat düştüğü söylendi. 
Yüksek lisans öğrencilerinin gelecek kaygılarının çok fazla olması nedeniyle en büyük hayalleri yurtdışına çıkmak olduğu gibi atama bekleyen öğretmenler ise bilinçli olarak öğretmen alınmadığını savunmakta.
Her iki grup ülkeye sığınmacı olarak gelenlerden daha niteliksiz olarak kendilerini görmekte. O nedenle her iki grup hükümete ve muhalefete bu yüzyılın ağır geldiğini düşünmekte.
Yüksek lisans öğrencileri ve atama bekleyen öğretmenler her geçen gün daha zor şartlar ile karşı karşıya kalacağını düşündüğü için bugün görev yapan tüm siyasi partilerin akılcı ve çağa uygun politikalar ortaya koymasını istemekte. Bu iki grubun kendi alanlarına yönelik çözüm önerileri bulunduğu gibi kendi dediğinde dinlenilmesini istemektedir.
Aslında yazamadım dillendiremediğim birçok sözcük birçok cümle bulunmakta. Çünkü yüksek lisans öğrencileri ve atama bekleyen öğretmenler bugün çok fazla ağır ifadeler kullanmakta. Acıları ve sıkıntıları nedeniyle dillendiremediğim bu sözcüklerin ve cümlelerin kurulduğunu açıkça anlaması gerekmekte.
Umuyorum ki sağduyulu yaklaşımla önümüze ışık olur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.