Hava Durumu

Dik dur! Eğilme! Bükülme!

Yazının Giriş Tarihi: 08.09.2021 10:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.09.2021 10:47

Bir haftalık tembelliğin ardından masa başına oturduğum anda bahanelerin ipe dizilimi de start aldı.
Nedense...
Aniden sırtım tutuldu, boyun ağrılarım atağa geçti.. Belim deseniz yan çekmeye başladı.
Belli ki masa başı sorumluluğu hissetti, hoop geldi....
Aslında çok ta yeni bir durum değil. Neredeyse çeyrek asır oldu masa başındayım ve biz sıkıntılı yakın akrabalık ilişkisi içindeyiz  omurgamla. Kendince haklı. Zira en yakın arkadaş grubum kelimelerden oluşuyor. Doğal olarak randevularımız daima masa başında. Onlarla olan diyaloğum onu da olumsuz etkiliyor... Durum bundan ibaret olunca da keskin aromalı yakılar bu gruba sonradan ek yapanlar oldu. Kaçınılmaz samimiyet tabii...
Doktor tavsiyesinde bulunmasın hiç kimse çünkü onu da denedim.
Emar... Ultrason... Tahlil...
Sonuç: ‘’Hiç bir şeyiniz yok’’ dedi.
Ama ağrıyor. C1, C2, T8, T9... Öyle devam ediyor. Fakat ‘’ yok’’ demek bana bayram olmuyor neticede!
Çare yoksa bolca tavsiyemiz var: ‘’ Masa başı çok oturmayın, açık havada yürüyüş yapın, yoga yapın, stres yapmayın, tatile gidin, psikolojinizi dengeleyin...’’
Ah be doktorcuğum... Bu senin dediğin zaten süresiz tatil. E şikayetim de yok zaten. Tatil tavsiyesinde bulunmak kolay. Gel de gözünü kulağını kapat. “Görme duyma düşünme’’moduna girmek  zor.....
Dört ayağım yok ki...
Topu topu iki ayak bir omurgam var...
Ülke uçuşta...
İnsanların birçoğu yaşamak için değil, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bir kısmı pazardan arta kalanlarla haftayı atlatma derdine düşmüş. Aldığı asgari ücret işçinin, emeklinin ev kirasını bile karşılamıyor. Sürünme öl misali...
Ekonomi desen kim ne tutturursa, çalmayan enayi...
Dürüst esnaf kepenklerini kapatıyor, çalan çırpan vurgunun en dibine varmış çoktan yine de doymuyor...
Birileri ceplerini doldura dursun, namuslu, ahlaklı, omurgalı, doğruları değişmemiş insanlar hala üç kuruşa geçim derdinde...
Hadi ver mehteri...
Ah be doktorcuğum, sen tatili pas geç...
Şöyle bademcik enfeksiyonu, mide asidi gibi sorunlara çare bulduğun gibi şak diye yaz bir reçete tak diye geçsin tüm sıkıntılar.

Söz dinlemiyor ki doktorum... Sonuçta benim kolayımı da bulamadı ne yapsın. Ne desin?..
‘’İnsan omurgası iki ayaküstünde durmaya uygun değil’’ dedi çıktı işin içinden.
Ne şimdi bu?..
Öyleyse bildiğin imalat hatası mıyım? Yani üretimden hatalı... Fakat belirtmeliyim benim atalarım da öyleydi. Hep aynı duruş...
Peki ne yapmalıyım? Bu yaştan sonra dört ayaküstünde mi yürümeliyim...
Tamam Darvin’ in evrim teorisiyle ilgili ileriye değil geriye doğru bir süreç gözlemlediğimiz doğru. Fakat benim evrim sürecindeki istikrarım da aşikardır sonuçta…

Aman doktor yapmayın....
Yok... Hayır..!
Bir ömür boyu omugalı kalmayı başardıysam, iki ayak üzerinde yürümeye devam edeceğim!
Bu kadar sene eğilmeden, bükülmeden dimdik yürümeye alıştıysam, dört ayak üzerinde eğilip, bükülüp yürümek zor iş be doktor...
Siz benim derdime çare bulamadınız ama ben size son bir ricada bulunayım:
Ülke dedikodu, iftira, yaftalama, yağmalama, olan biteni yalanlama, bağırma, çağırma, sert çıkışlar, kutuplaştırma, ötekileştirme, düşmanlaştırma, açlık, işsizlik, yabancı istilası vs. gibi ülkenin köküne tuz ruhu dökenlere iyisi mi bir reçete yaz....
Yaz ki...
Tüm bu kabuslar sona ersin, bitsin.
Bak doktorcuğum… İşte o zaman ne boynum eğrilir, ne sırtım tutulur, ne de belim....
Stres biter! Ben ve bizzz ...  ebedi tatil yaşarız!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.