Bu dönüşümlerin tamamı reform niteliğinde olup tüm yönetim ve yönetişim konuların tamamını kapsaması zorunluluk arz etmektedir.

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi mesele kapsayıcı ve yeniliklere açık sistemler oluşturulması Türkiye içinde gerekmektedir. Türkiye'nin beşeri gücü sizde bilmelisiniz ki çok fazla güçlü ve bir o kadar mantıklıdır. İşte o nedenle bugünün yöneticileri dönüşüme imza atmakta bir saniye bile geç kalmamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem kamusal alanda hem Özel sektörde hem de sivil hayattın tamamında birbirini dengeleyecek şekilde adımlar atmalıdır. Bu adımlar dediğim gibi her sektörde hayata artık atacak dönüşümler çerçevesinde olmalıdır.

Türkiye dönüşüme başlamak için ilk olarak tüm kutupları yıkması ve toplumun tüm kesimleri ile eşgüdümlü hareket etmesi ile başlanması gerekmektedir. Çünkü her toplumsal kesimin kendi ihtiyaçları olduğunu unutmadan ortak paydalarda buluşarak devletin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde hareket etmelidir.

Yani toplumu ayrıştıran tüm öğeleri, tüm konuları detaylıca konuşup ayrılıklara neden olan her konunun ortak çözümler dahilinde giderileceğini emin olunması gerekmektedir. 

Toplumsal hayattaki kutuplaşma sona erdiğinde o zaman göreceğiz ki hem üretimde, hem tüketimde, hem yönetimde hem denetimde ve hem de ulusal/uluslararası stratejik planlar da tam uyum sağlanmış olacaktır. Böylelikle herkesin dillendirdiği emperyalist güçlerin olumsuz etkileri coğrafyadan silinecektir.

Bilmeliyiz ki bizi ayrıştırdığını düşündüğümüz tüm kültürel değerler bizim gücümüz olduğu ortaya çıkacaktır. 

Türkiye Cumhuriyeti Devletindeki tüm renkler insan hayatına refah olarak yansımalıdır. Farklılıkların güç olduğu birçok medeniyette ve birçok ülkede kabul edilmiştir. Yani yeniden bir şeyleri keşfetmeye gerek yok.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşanan tüm problemlerin çözümü emin olun ki bu farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesi ile çözülecektir. Zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ndeki tüm renkler birbiriyle et tırnak olmuştur. Bunun en büyük örneğini de Çanakkale'de görmek mümkün.

Devletin birliği ve bütünlüğü için tüm farklılıklarına rağmen insanlar omuz omuza Çanakkale'de kendisini göstermiştir. Peki geçmiş dönemde farklılıklarımızla ülkemizi ülke yapmışsak bugün niçin farklılıklarımız, ayrılıklarımız olsun... Bunu herkes kendisine ön yargısı sormalıdır.

Zenginliklerimiz de zenginlik kata bilmemizin yolu ülkenin kuruluş zamanındaki ruhunda saklı olduğu hatırlanmalıdır.

Bugün o ruhla kamuda, özel sektörde ve sivil hayatta tam dönüşüm tam iyileşme adımları atılmalı ve kapsayıcı çözümler ile Türkiye güçlendirilmelidir.

Biliyorum ki bu bütünlüğü herkes canı gönülden yapmak istemektedir. İşte o nedenle geçmişten aldığımız tüm tecrübe ile yine biz olmalıyız. Dönüşümde biz olmanın avantaları ile buluşmak üzere… 

İyi hafta sonları…