1996 yılından bu yana, hemen hemen tüm çalışmalarımın içinde iklim değişikliğine ilişkin olarak birçok vurgu, birçok eylem, birçok organizasyon ortaya koyduğumuz ve sürdürülebilir yaşam için mücadele ettiğimiz doğrudur.

Çocuk yaşlardan itibaren; katı atıkların ayrı toplanması gerektiğini, bir damla yanmış yağın lavabodan dökülünce vereceği zararların ağır olacağı, tarım arazilerinin imara açılmasıyla gıda ihtiyacı kadar ekolojiye de zarar verdiğini, bir damla suyun gelecek nesillerde ne ifade ettiğini, ormanların ekolojik dengede öneminin büyük olduğu gibi birçok şeyi 12-13 yaşlarında teknoloji, iletişim ağları ve bilginin yetersiz olduğu dönemlerde biliyorduk. 12-13 yaşlarında biz bu denli bilgiye sahip olup birçok çalışma ortaya koyarken, çıkar sahipleri olacakları tamamen görmezden gelip dünyaya zarar vermişlerdir.

Bundan 25 yıl kadar önce doğal kaynaklarla ilgili, tasarrufla ilgili, küresel ısınma ile ilgili birçok çalışma ortaya koymaya çalıştık. Biz mücadele etmeye çalıştıkça birilerin daha acımasız mücadeleler ettiğini düşünemedik. Düşünemedik diyorum çünkü ülkenin en verimli topraklarına imarlar çıkarken, ülkenin en önemli doğal kaynakları birileri tarafından ele geçirilerek yok yere kullanıldı.

Kendi menfaatlerini düşünen bu çıkar sahipleri her şeye zarar vermekten çekinmedikleri gibi, hırsları nedeniyle doymak bilmediler. O kişilerin gözleri aç ve hep daha fazlasını istediler. Daha fazlasını alabilmek içinse toplumun tüm değer yargılarını kullanmaktan çekinmediler.

Çünkü sürekli tüketmeyi özendirerek, daha fazla üretmek adına tüm çabayı ortaya koymaktan çekinmediler. Hep daha fazlasını kazanmak için insanların duygularıyla oynayarak tasarruf güdülerini yok ettiler. İşte bugün insanoğlu elindekiyle yetinmeyi bilmediği için, birilerinin oyuncağı olduğu için ve menfaat sahibi kişilere inandığı için bugün yaşadığımız afetler ile karşı karşıya kalınmıştır.

Dünya bu düzensizliği, bu yükü kaldıramamaktadır. Dünya artık çıkarları uğruna mücadele edenlere dur demektedir. Dünyanın birçok yerinde arka arkaya birçok afet yaşanmaktadır. Yaşanan bu afetlerin tamamı dünkü yanlış politikalar ve dünkü tedbirsiz davranışlar nedeniyledir.

Kim nasıl anlarsa anlasın ancak bilmeli ki bugün yere bir çöp atıyorsanız ya da çıkarlar uğruna ormanların yok edilmesine göz yumuyorsanız emin olun ki yarın bunun sonuçlarını hep beraber ödeyeceğiz. Dünyaya verdiğiniz zarar her ne ise yarın ol zararının sonuçlarını hep beraber yaşayacağız. O nedenle bugünün yöneticileri başta olmak kaydıyla dünyaya zarar veren tüm uygulamalardan ellerini çekmelidir. Gereksiz yere doğanın, doğal kaynaklarını zarar verecek operasyonlardanuzak durmalıdır. Bir damla suyun çok kıymetli olduğunu bilerek o suyu korumanın tüm yollarını aramalıdır. Herhangi bir yerdeki bir ağacı yok edilmesine göz yummak yerine, o coğrafyaya uygun birçok ağaç dikilmelidir.

Tasarrufun her aşaması toplumun her kesimi tarafından tam uygulanması gerekir ve hatta tasarruf kavramı ile ilgili uygulanabilir yasalar ortaya konmalıdır.

Yerel yönetimler ve merkezi yönetim afetler için ortak çalışmalı ve afetlerden önce neler olabileceğini ortaya koymalı ve bu riskler için mücadele etmelidir.

Bugün yangınlar, seller derken yarın depremler ile de karşı karşıya kalacağımızı bilmeliyiz. Biliyoruz ki bundan sonra birçok doğal afet ile karşı karşıya kalacağız. O nedenle bugün yetkilileri ile vatandaşlar yarının risklerine yönelik tedbirler almak zorundadır. Bugünün menfaatçilerine toplumun tüm kesimlerince dur denmelidir.

Artık dünya yok olmaktadır, o nedenle durunuz...