Son bir haftadır, ülkenin çeşitli illerinden ve ülkeden göç etmiş birçok genç ile yaptığım görüşmelerin sonucunu sizler ile paylaşacağım.

İdeolojik olarak saplantısı olmayan birçok genç ile iletişim kurduğumu en baştan söylemeliyim. Görüştüm gençler hem bu günleri, hem de yarınları için istediği tek şey kendilerini mutlu edecek hayallerinin gerçekleşmesinden başka bir şey değil. Hayaller deyince büyük servetler, büyük araziler, sayısı belli olmayan araçlar ya da herhangi bir otorite olmak değil.

Gençlerin büyük bir kısmının hayali; yılda 1 veya 2 tatil yapabilmek, hafta sonları ve bazı akşamlar eğlenceli vakit geçirecekleri arkadaş buluşmaları yapabilmek, kendini yetecek evlerde sinema/müzik/oyun sistemlerinin olması, arabalarının olması, sevgilisi veya eşi ile çeşitli zamanlarda sosyal aktiviteler yapabilmeleri, toplumsal hayatta paylaşılan alanlarının kadınlar ve erkekler için ortak olması, kendi sözlerinden ve düşüncelerinden dolayı yargılanmak istemiyor olmaları, kimin nasıl yaşadığın konusunda kimsenin yargılanması, doğanın birileri tarafından insafsızca zarar verilmemesi, kadınlara ve çocuklara şiddet ve şiddetten daha fazlasının yapılmaması gibi devam eden hayalleri bulunmaktadır.

Bu hayallerin karşılığını ise devletin tam kendisinden desteklenmesini istemektedir. Tabii bunu söylerken dikkat ettikleri ve altını defalarca çizdikleri bir konu var ki o da devleti yönetecek siyasi partinin hangi görüşten olduğu kendilerini çok fazla ilgilendirmiyor olmasıdır.

Yani gençler iktidarın hangi partinin ya da hangi görüşünün olduğuna bakmadıklarını söylerken iktidarda olan partinin anayasal kurallar çerçevesinde hareket ederek toplumsal hayatı düzende tutması ve kendi hayallerine destek olmasını istemektedir.

Yani anlayacağımız gençler bugün iktidarın hangi parti olduğuna çok fazla önemsemediği gibi hayalleri ve beklentileri için taleplerinde tamamını iktidardan beklemektedir. İktidar eğer talepleri ve istekleri yerine getirmiyor yada getiremiyorsa, ‘niçin, neden, nasıl vb.’ sorunlarının sormaktan çekinmedikleri gibi aldıkları cevap karşılığını tartmaktadır. Yapılanlar ya da aldıkları cevaplar tatmin etmiyorsa ciddi tepkiler gösterebilmektedir.

Gençlerle yaptığım görüşmeler esnasında önemli olduğunu gördüğüm diğer bir konu ise güçlü olmak kavramının kurguladığı noktalardır. Gençler güçlü hukuk sistemi, güçlü sağlık sistemi, güçlü eğitim sistemi, güçlü yerel yönetim sistemi, güçlü altyapı sistemi, güçlü iletişim sistemi, güçlü afet yönetimi sistemi, güçlü kaynak yönetimi sistemi, güçlü teknoloji yatırımları, güçlü doğal yaşam hukuku, güçlü çevre politikaları, güçlü ekonomik politikaları, güçlü insani çalışma şartları, güçlü tasarruf politikaları gibi konular üzerinden ülkenin gücünü ortaya koymaktadır.

Yani güçlü denge denetim sisteminin olduğu, her yapının, her organizasyonun birbiriyle bağının olup, birbirine zarar vermeden kendilerini geliştirmesini istemektedir.

Dolayısıyla gücü şahıslara değil sistemlerin tam kendisinde olmasını öngören bir anlayış gençlikte oluşmuştur.

Gençler düşüncelerini bugün her dönemden daha fazla açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bugün gençleri kazanan aslında geleceğe ve gelişmeye adım atabilecek kişilerdir. Bugünün liderleri gençleri kazanmak istiyorsa, gençlere bir şeyleri söylemek yerine, gençlerin ne söylediğini dinleyip gençlerin söyledikleri düşün