Medyaya baktığımızda bugün gündemi ne yazık ki parti kapatalım mı, kapatmayalım mı? Tartışmanın ötesinde hiçbir şey konuşulmaktadır. Ancak toplumun büyük bir kısmı biliyor ki bu tartışmaların hamamı suni gündemdir. Suni gündem dememin nedeni sorunun olması ya da olmaması ile ilgili değil, suni gündem olarak görülmesinin nedeni vatandaşın bugün içinde bulunduğu can yakıcı asıl nedenlerinden dolayıdır. Vatandaşın bir süredir gündemi ekonomik şartlardaki olumsuz gidişattır. Ülkede yaşayan insanların yarıdan çoğunluğunun ekonomik nedenlerden dolayı refah seviyesinin düştüğünü söylemek ne yazık ki söylemek yalan olmaz. Ülkedeki işsiz oranlarının neredeyse 30 lara kadar yükselmiş olması ekonomik sıkıntıların olduğunun en büyük göstergesidir. Sadece şehirlerde yaşayan insanların işsiz olduğunu düşünmemek gerekir. Doğru hesap yapmak istiyorsak kayıtdışı işsizleri ve kırsal alanda tarımı bırakmış çiftçileri de bu gruba dahil etmek gerekir. Her geçen gün işsizlikten dolayı yaşanan birçok sosyal vakayı sosyal medya aracılığıyla görmekteyiz. Yaşanan olaylar bile ekonomik daralmanın ne kadar sıkıntılı olduğunu göstermeye yeter. Her geçen gün işsizlikten dolayı yaşanan sosyal vakalar, devletin her kademesinde derin izler bıraktığı gibi vatandaşta da güven duygusunu, sorunların çözüleceği gibi konularda umutların tamamen tükenmesine neden olmaktadır. Devletin en küçük makamından, en önemli makamını dolduran her kişinin bugünden tezi yok sorumluluklarını gözden geçirmesi gerekmektedir. Bulundukları kurumun ve makamın hakkını vererek ekonomik daralmaya neden olan tüm sorunları ortaya koyup çözüm geliştirmenin yolunu bulmalıdır. Devlette şeffaflık ve hesap verebilirlik yaklaşımı doğrultusunda iyileştirmeler yapılmalıdır. Çünkü bu daralma altından kalkamayacağınız büyük bir soruna doğru gitmektedir. O nedenle ki acil politik kararlar alıp uygulanmalıdır. Ne kaybedecek zamanımız ne de yaşanacak başka bir sosyal vakamız yoktur? Vatandaşlar yaşananlara mantık yürütmeye başladığımdan beri bazı iyileştirmeler yapıldığını görmekteyiz. Ancak yapılan iyileştirmeler yeterli değildir. Biliyoruz ki ülkemizin sosyal, kültürel, beşeri ve doğal kaynakları bakımından çok zengin olduğunu ortaya koymak yanlış olmaz. Bu zenginliklerin stratejik adımlarla yönetilmesi gerekildiğini toplumun her kesiminde bilmesi gerekir. İçinde bulunduğumuz durum coğrafyanın gücü akılcı kullanıldığında biliyoruz ki Türk insanın refah seviyesi artacaktır. O nedenle ki gücümüzün farkında olmalıyız...