İnsanlar; farklı bir yetenek, özellik, düşünce yapısı ve duygusal donanım içerisinde doğarken benzer davranışları ve benzer fiziksel görüntüyü ister hale gelmektedir. Kendini kalıpların içinde onaylarken, olduğu halini keşfetmek zor görünmektedir.

Kültürel değerler, aile kuralları, iş yerinde çizilen çerçeve veya arkadaşlık ilişkilerinde konuşma kalıplarına kadar insan aşılamaz duvarların içerisinde yaşamaya alışmıştır.

İçeride bir yerlerde bir ses vardır. “Beni duy” diye bağırıyordur. Fakat o ses, duvarların arasında yok edilmeyi hak ediyordur.

Global otorite tarafından belirlenen mükemmel dairenin içinde kalınmasını zorunluluk gören insanlar; kendi iç dünyalarında özerklik, kimlik veya mükemmeliyetçilik gibi sorunlar yaşayabilir.

Kemikli bir burna sahip olmak, çirkin değildir. Herkesten farklı bir laf etmek, gülünç değildir. Herkesten uzaklaşarak okumak, psikolojik rahatsızlık değildir. Sokakta dans etmeyi sevmek, ayıp değildir. 

Bazı hatalar, eğlencelidir. Bazıları, kendin olmaktır. Bazıları ise, öğretmendir.

Scott Adams; “Yaratıcılık kendinize hata yapma konusunda izin vermenizdir” demektedir.

İnsan hata yapma hakkını kendine tanımadığında, özgürce fikirlerini ifade etmekten kendini geri çekebilir. Yeni bir icat geliştirmek aklında vardır; fakat hata yaparak işi gerçekleştirememe düşüncesi onu icraattan alıkoyabilir.

Hataları düşünürken onların sonucunda ne olacağını kestirememek, korkutucu gelebilir…

Hatalar, insanı toplumun dışına iten ve endişeye sebep olan yanlışlar görülebilir.

Aileler; çocuğunu kendi istediği gibi yetiştirdiğinde sevmek yerine, kendi olduğunda sevmelidir. 

Toplum, bireyleri kendi yetenek ve özelliklerinde kabul etmelidir.

Global otorite ise, insanları aynı robot şekline ve dünya görüşüne sahipken onayladığı baskıdan ellerini çekmelidir.

Ya da birileri çıkıp önce kendini her haliyle sevmeyi ve kabul etmeyi bilmelidir…

Sigmund Freud’un sözü “Zayıf noktalarınızdan, güçlü taraflarınız doğacaktır” ile zayıf noktalarla yüzleşme cesaretinin, insanın güçlü yönlerini ortaya çıkaracağı anlaşılmaktadır.

Hepimize kendi öz değerimizin farkında, kendimizle barışık ve dünyaya farklılıklar kattığımız günler dilerim…