Hava Durumu

Korkular sarmış dört bir yanımızı

Yazının Giriş Tarihi: 14.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2021 00:00
Hiç korkmayan var mı merak ediyorum... Her ne kadar benim genetik kodlamalarım bu konuda oldukça sesli ‘’error’’ verse de... Bence fazlasıyla var... Çoklar ‘’kişilerden’’, insandan korkarlar. Bazılarının uçlarda klostrofobik seviyelerde hayvan korkuları vardır. Bazılarında ise ölüm korkusu sarmıştır tüm zihnini. Neticede korkularımız sarmış aslında dört bir yanımızı... Oysaki korkular kendi zihnimizde devleştirdiklerimizdir! Gerçekte kendi düşüncelerimizin ve düşünemediklerinizin hatta bize en büyük ihanetidir ve eyleme dönüşümüdür! Alanında önemli çalışmaları olan Cristophe Andre bazı az gelişmiş toplumları çok çabuk etkisi altına alan ‘’korkuyu’’ araştırmış. Korkudan korkmamak gerektiğini, onunla nasıl baş edilmesi gerektiğini, gerçek olaylar ve kişilerin tanımını şu şekilde yapmış: ‘’Korku alarm işareti gibi bir şeydir. İşlevi duyularımızı harekete geçirmektir. Bütün alarm işaretleri gibi bizi bir tehlike konusunda uyarmak ve tehlikeye karşı en etkili biçimde mücadele etmemizi sağlamaktır. Mesele bu alarm işaretlerinin iyi ayarlanıp ayarlanamadığıdır. Zihinle olan bağlantılarımızın derecesiyle de alakalıdır bu algılarımız. Korkmak hayatta kalabilmek için verdiğimiz tepkilerimizdir. Hatta bazen gerekliliktir. Fakat korkuyu uyarlamayı, yönlendirmeyi bilmek yaşam kalitesi ve zekanın işidir.’’ Andre iyi, hoş, çok güzel tanımlamış... Fakat... Bazı toplumlarda korku mekanizmalarının bazen raydan çıkabileceğini, ve böyle durumlarda biyolojik ve evrimsel eksikliklerin her daim devrede olduğunda hangi yollara başvurulabileceğine değinmemiş. Malum... Bu dünyada neredeyse sekiz milyar yaşayan insan var. Vardır elbet daha hızlı ve daha etkili bir önerisi. Ande’ye göre hayatı korkularımızla dar etmememiz gerekiyormuş. Aksi takdirde onlar bize hayatı dar edermiş. Arenaya çıkmadan korkuyu yenmek mümkün değilmiş. Korkularımıza egemen olabilmek için onlarla yüz yüze gelmeliymişiz. (Kolaydı sanki bay Ande. Fransa’da oturduğunuz yerde Paris Brest pastası ve carta noire kahvesi eşliğinde önerilerde bulunmak, nutuk atmak kolay iş...)  Yani kısaca diyor ki:  ‘’Bir kenarda oturarak kurtulamazsın korkularından. Korkularınla mücadele etmeden kimse senin için mücadele etmez’’ diyor. Haklı tabii.... Mum ışığına güneş doğar mı hiç... Ve de diyor ki: ‘’Korkularınıza itaat etmeyin. Esiri olmayın. Sizi korkutan şey hakkında gerçek bilgilere sahip olun. Korkmayın! Dünya görüşünüzü değiştirin! Korkularınızla kurallara göre yüz yüze gelin. Korkularınızın hikayesini ve işlevini iyi bilin. Düşünün ve çabalayın.’’ Peki korkmak cesaretsizlik midir? Toplum içinde genel olarak böyle algılanır. Fakat gerçekte böyle değilmiş. Araştırmalar aslında aksini söylüyor. Cesaret korkunun tetiklemesiyle meydana gelen bir dürtüymüş meğer. Andre bu konuda şu düşünceyi savunuyor: ‘’Çok korkmuş insanlara saygı göstermek gerek. Gerçekte bu insanlar görünmeyen, içlerine çöreklenmiş bir iç düşmanla mücadele ediyorlar. Bu düşman onları her şeyden daha çok korkutabiliyor. Bu güç onlara kesinlikle hayal olan bir şeyi veya bilgiyi kabul ettirebiliyor.’’ Bu durumda filozofların dediği gibi, cesaret göstermek, cesur olmak, korkuya rağmen doğru olanı yapmaktır. Bu konuda gelişme göstermek, gerilemeyi durdurmak, ‘’rağmenlerimize’’ rağmen, korkularımız karşısında kararlı olmaktan başka seçenek yoktur! Peki aşırı korkularımız bittiğinde sonrasında ne mi olur?... Bu noktada başka hikayeler başlar. Çünkü korkularımıza karşı mücadele etmek gerçekte özgürlük için mücadele etmektir. Tabii yeniden fethettiğimiz düşünce özgürlüğümüzün kimin için ne kadar işe yarayacağına da kişi kendi bilir.... Kişisel notumdur:  Benim de korkularının esiri olmuş, hatta klostrofobi ataklarına sık sık yakalanan ve nefes almaktan bile imtina eden hasbelkader tanıdığım bir kaç kişi var. Önerim şudur ki, siz siz olun cesaretiniz bir anda stratosferle komşu olacak boyutlara sıçrama yaptı diye börtü böcek sepetine de atlamayın. AKLINIZI İYİ KULLANIN! Sorumluluk alınmaz!   
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.