Afganistan'ın içinde bulunduğu durum neticesinde Afgan genç erkeklerinin ülkemize göçlerini konuşurken üstüne ek olarak Afgan kadınların kendi ülkelerinde yaşadıkları negatif durumları konuşmaktayiz. Konuşmak da izliyorum çünkü hem devletin üst kademelerinde olduğu gibi sokaklarda da Afgan erkeklerin göçü ve Afgan kadınlarının Afganistan'da yaşadığı zulümler konuşulmaktadır.
Yapılan bu konuşmalar tartışmalar neticesinde toplumun üst kesimi laiklik konusu konuşulmakta yada laiklik konusuna girecek birçok şey olurken toplumu oluşturan vatandaşlar da yani sokaklarda laiklik konusu gündem oluşturmamaktadır. 
Ülkenin önemli gündemini oluşturan laiklik konusunu sütlü krem esnaf arkadaşlar ile konuştuğumuzda arkadaşlardan aldım ortak sözcükler “ Allah'la benim arama kim girebilir, ne diyanet ne komşu ne başkan Allah ile benim aramdaki ilişkimi boyutunu belirleyemez” demektedir. Yani konuştuğum kişiler inançlarını yaşamak için bir şeye ihtiyaçları olmadığını ortaya koyarken, inançlar üzerinden atılacak hiçbir adımla kendilerine yakın görmektedirler. Aslında genel çerçeveden esnaf arkadaşların davranışları değerlendirildiğinde laiklik kavramını yaşadıklarını göstermektedir.
Hatta devletin işleyişini hiçbir aşamasında dini yaklaşımların olmasını istemeyen büyük bir kesim bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü devletin her alanında hukukun, adaletin ve yasaların öngördüğü düzenlemeler çerçevesinde hareket etmeleri konuştuğum vatandaşların genel temennisidir. 
Cumhuriyet caddesi'ndeki esnaf da yaptığım küçük sohbetin neticesinde devletin veya belediyelerin hiçbir alanında dini sohbetler veya dini yaklaşımlar bulunması istenilmektedir. Kurallar neyse, kurallar çerçevesinde belediyelerin veya devletin yönetilmesi istenilmektedir. 
Sohbetlerimiz koyulaştıkça ortaya konulan önemli konulardan birisi de inançları kullanarak duygu sömürüsü yapan birçok kişinin türemiş olması ve insanların duyguları ile oynadıkları için birçok olumsuz şeyin yaşandığını belirtildi.
Cumhuriyet caddesi'nde Suriyelilerin başı çektiği dilencilerin sayısının çok fazla arttığını ve tüm dilencilerin dini sözlerle insanları etkilemeye çalıştıkları ifade edildi. Dilenciler konusunun söylenmesinin nedeni ise artık profesyonelce dinin istismar edildiği vurgulamak içindir. Yani dini ya da inançları kullanan kişiler profesyonelleşmiş olması nedeniyle kandıramayacakları  kimsenin olmadığı söylenmekte.
Konuştuğum esnafların sözlerini özetlemek gerekilirse inançlar ve din konusu insanların hassas noktası olduğu için dikkat edilmesi gereken alandır. Bu alanda hiç kimse Allah ile insan arasına girmemesi gerekmektedir. Devletin ilgili kurumları dini-dinleri veya inançları öğretebilir ama insanları yönlendirmek için daha fazla adım atmamalıdır. Hele ki şahsi çıkarlar için dini veya inancı kullanan kimselere de olması gereken yasal cezaların verilmesi istenmektedir.
Konuştuğum esnafın ticaret esnasında yaşadıkları bir çok kötü olay inançlarının kullanılması nedeniyle olduğunu söylerken, iki kuruşluk mal için insanların nasıl dini kullandıklarını algılamadıklarını söylediler. Bu nedenle esnaf birçok konuda huzursuzluk yaşadıkları gibi inançlar konusunda karşı karşıya kaldıkları durumlarda daha fazla hassas davrandıklarını söylediler.
Yani esnaf ticaretinde, hukuk kuralları ve yasalar çerçevesinde hareket etmenin şart olduğunu söylemekte. 
Benim de kanaatim adaletin, hukukun olduğu hiçbir yerde din ve inançlar asla ve asla kullanılamaz.