Hava Durumu

Almanya'dan Türkiye'ye bakış (Bedia BARAK)

Gurbetçi ve Almancı yakıştırmasını kabul etmeyen Türkiyeli olmanın gururuyla yaşadığını ifade eden aslen Bursalı olmasına rağmen Türkiye’de yalnız yaşayan kadın olmanın sıkıntılarından uzaklaşmak için Almanya’da düzenini kuran ve halen Almanya’da yaşamını süren Ümran Sönmezalp ile Almanya gözüyle Türkiye’yi konuştuk.

Haber Giriş Tarihi: 07.04.2016 18:26
Haber Güncellenme Tarihi: 07.04.2016 18:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Almanya'dan Türkiye'ye bakış (Bedia BARAK)

Osmanlıdan kalma bir Bursalı çocuğu olan 61 yaşında ki Ümran Sönmezalp, eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra istemeden den olsa 30 yıldır Almanya’da ikamet ediyor.

Dünden bugüne yaşam öyküsünün yanı sıra sağlık, eğitim, spor, siyaset ve tarih adına her konuyu açık yüreklilikle gazetemizle paylaşan Sönmezalp, bilinen fakat söylenmeyenleri söyledi.

-          Öncelikle Bursa’ya hoş geldiniz. Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

Ü. SÖNMEZALP: Çok teşekkür ederim. Burada olmak vatanımda, toprağımda olmaktan çok mutluyum. Ben Osmanlıdan kalma bir Bursalı ailenin çocuğuyum. Maalesef aile büyüklerimin hepsini kaybettim. Eğitimim Bursa’da geçti. Sonra eğitimime Ankara’da devam ettim. Hayatımın son 30 yılını maalesef ki Almanya’da yaşıyorum. 

-          Maalesef dediğinize göre gurbet zor mu geliyor?

Ü. SÖNMEZALP: “Bülbülü altın kafese koymuşlar yine de vatanım demiş”. Gerçi şuan vatanımızın çok özenilecek bir şeyi yok ama yine de toprak insanı çekiyor. Gurbet çok çok zor.

- Osmanlı torunuyum dediniz ailenizden bahseder misiniz?

Ü. SÖNMEZALP: Baba tarafımdan büyük dedem, Pınarbaşı’nda ki kaleye burçlara Osmanlı bayrağını takan kişidir. İsmi Elif Han. Aileye Osmangazi’nin turasıyla, imzasıyla vakıf edilmiş bir evimiz var Tophane’de. Halen akrabalarımız bu evde yaşıyor. Çok eski Osmanlı olduğumuzun kanıtıdır bu. Babamın babası yani dedem Yeşil mahallesinin ilk muhtarıdır. Çok uzun yıllar burada muhtarlık yaptı. Anne tarafımda Tophaneli. Annem Selime Sönmezalp,  ilkokul öğretmeniydi. Annemde siyasete girmiş zamanında. Demokrat Parti’nin kadın kollarının kurucularından. Yönetimde görev almış çok faul bir insandı. Adnan Menderes’le Celal Bayar’la fotoğrafları var. Düzgün modern bir aile ile yaşamanın büyümenin gururunu yaşıyorum. Babam Hasip Sönmezalp, Menos fabrikasına işçi olarak girmiş daha sonra şef olarak emekli olmuş. Dışarıdan eğitimini tamamlamış. İlk defa Türkiye’de yerli teleskopu kendi emeğiyle icat etmiş. Amerika’dan 2 altın çekiç kazanmış. İzmir Ege Üniversitesinden, fahri öğretmenlik yapması için teklif almış çok değerli bir ustaydı.

- Almanya’ya ilk gittiğiniz de neler yaşadınız?

Ü. SÖNMEZALP: Yalnızlık!..

- Almanya’ya neden gittiniz?

Ü. SÖNMEZALP: Zor bir evlilik geçirdim. Bursa’da yaşıyordum. Deniz Subayıydı ilk eşim. 1 yıl evli kaldım ve ayrıldım. 22 yaşındaydım.1 kızım oldu. 22 yaşımdan 32 yaşıma kadar 10 sene boyunca kızıma üvey baba gelmesin diye evlenmedim. Fakat o zamanın şartlarında Bursa’da boşanmış ve yalnız bir kadına yaşam hakkı verilmiyordu. Dedikodulardan, insanların yanlış düşüncelerinden bıktığım için yurt dışından gelen talibime evet dedim evlendim Almanya’ya gittim. Ama Almanya’ya gittiğim zaman çok büyük yalnızlık çektim. Dilini, dinini, adetlerini, örfünü bilmediğiniz bir ülkedesiniz. Televizyonu anlamıyorsunuz, sağır gibisiniz. Sadece görüyorsunuz ve gözlemleyerek yaşamaya çalışıyorsunuz. “Almanya’ya ya da yurt dışına evlenerek gitmek büyük bir hata. Bence genç kızlarımız hiç özenmesinler.” Almanya’ya gittiğimde evdeydim dil öğrenmeye çalıştım. Kurslara gittim. Sonra hamile kaldım 2. Kızım dünyaya geldi. Kızım yuvaya gitmeye başlayınca çalışma hayatına girdim. Konfeksiyon atölyesinde kalıpçı , dizayner olarak başladım. Daha sonra çalıştığım yer 2 ortaktılar biri Türk biri Alman, Türk ortak işten ayrılınca fabrikaya ben ortak oldum. Bir süre çok iyi çalıştık ama sonra yürütemedik iflas ettik. Akabinde eşimden ayrıldım. 2 kızımı Almanya’da okuttum. Üniversiteyi bitirdiler meslek sahibi oldular. Şuan ki hayatımda mutluyum.

- Çocuklarınızın orda okumasından memnun musunuz? Türkiye aynı şartları çocuklarınıza sağlayabilir miydiniz?

Ü. SÖNMEZALP: Çok memnunum. Türkiye’de daha çok zorlanacağıma inanıyorum. Orada istediğiniz okula kayıt yaptırma şansınız var. İstedikleri gibi okudular. Hiç zorlanmadılar. Küçük kızım Almanya’da doğdu büyüdü. Dillerine son derece vakıf. İlk kızım 2 yıl dil kursuna gitti. Kendi işini kurdu. Ben orda oldukları için pişman değilim.

-Biri Türk biri Alman 2 kızınız var. Onlara Türk örf adetlerini öğretebildiniz mi?

Ü. SÖNMEZALP: Evet kesinlikle öğrettim. Almanya’da doğup büyüyen küçük kızım içerisine bir kelime bile Almanca karıştırmadan çok güzel Türkçe konuşuyor. Türkiye ve Türk tarihiyle ilgili her şeyi çok iyi bilir. Herkes buradan altın, bilezik ya da köyünden bulgur taşırken ben bavullar dolusu Türk kitapları taşırdım. Türk tarihi, Türk edebiyatı üzerine, daha küçükken ben kızıma Türk tahi kitabını okurdum. Atatürk’ü İstiklal marşını okurdum.

- Burada yaşayan insanlar Almanya’da yaşayan Türklere özenirken, gerçekte orda yaşanan sıkıntılar nelerdir?

Ü. SÖNMEZALP: Şimdi bu soruya 2 ayrı pencereden bakmak lazım. İlk olarak Anadolu’dan işçi olarak Almanya’ya gelmiş bir toplum var. Bunlar gelirken önce beyler gelmiş sora eşlerini getirmişler. Bu gelen bayanların çoğu maalesef oraya hiç uyum sağlayamamışlar. Köyler bile düzeldi, güzelleşti, modernleşti ama onlar hala orada köylü kaldılar. Çok açık ve acı olsa da söyleyeceğim ben bazen Almanya’da Türküm demeye utanıyorum. 2. Pencere yeni gelen nesil ve okumak, eğitimini tamamlamak için gelenler. Okumak ve çalışmak için gelen zümre var. Çalışmak iş kurmak için gelenler Almanya ve bütün Avrupa’ya sadece işçi olmadığımızı ve başarılarımızı gösteriyor ve öğretiyorlar. Yeni nesil ise kendini çok yetiştirenlerin dışında kendini, Türklüğünü tamamen kaybetmiş Türkçe bilmeyen, Türk örf adetlerini bilmeyen, Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu bilmeyen bir zavallı gurup ta var. İşte bunlar gurbette yaşamanın acı yönleri. 

- Sporla ilginizden bahseder misiniz?

Ü. SÖNMEZALP: Türkiye’de voleybol oynadım. Bursa Meslek Lisesi’nde ve Ankara Gazi’de voleybol oynadım. Daha sonra voleybol hakemliği yaptım. Fakat Almanya’ya gidince hakemliğim burada kaldı orada devam edemedim çünkü çok yabancı geldi orası böylece bırakmak zorunda kaldım.

- Siyasetle olan ilginiz nedir?

Ü. SÖNMEZALP: Siyasetle bundan 30 sene önce Almanya’ya yeni gittiğimde, milli görüş çok fauldü. Terör gurupları çok rövanştaydı. Birde 1970 yıllarında Türkiye’den Avrupa’ya kaçan Atatürkçü Düşünce cemiyeti adı altında gelen Solcular vardı. Bunların hiçbiri bana yakın değildi. Türk ve Alman dostluk cemiyeti adı altında kurulu olan ülkü ocakları cemiyetinde önce Koblens kadın kolları başkanlığı yaptım. 12 sene kadar da bölge başkanlığı yaptım. Orada ki çalışmalarımız, sağlık, eğitim, Türkçe okuyup yazma, Almanca öğrenim, Türk kadınlarının Almanya’da yaşadığı sıkıntılar, eşleriyle olan problemlerine çözüm yolları buluyorduk. Toplantılarımıza doktor, profesör, eğitimci, avukat gibi bu işlere vakıf insanları getirerek, orada yaşayan Türkleri aydınlatma çabasını verdik. Uzun yıllar Almanya’da yaşayan Türklere faydalı olduğuma da inanıyorum.

- Almanya’da ki siyaset ve Türkiye’de ki siyaseti karşılaştırırsak ne gibi ayrıntılar var?

Ü. SÖNMEZALP: Benim bulunduğum çevre Türk federasyonuna bağımlı yaşamak zorundaydı. Türk federasyonu da direk Ankara’ya bağlıydı. Fakat şunu söyleyebilirim. Almanya Hükümeti, Türk siyasetini yakinen takip ediyor. Türkiye’de olup bitenleri daha objektif Betebet bir gözle haber programlarında, tartışma programlarında, televizyonlarda bildiriyor. Örneğin, Mart ayının 20 de Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Bursa’da büyük şehirlerimizde canlı bomba olacağı alarmını Alman televizyonunda bildirdiler. Ama Türk televizyonlarında maalesef böyle bir uyarı ya da yayın yok. Türkiye’de devletimiz bizi koruyamazsa biz kendimizi nasıl koruyacağız.

_ Eğitimden söz edersek Türkiye’de eğitim ne durumda, gençler neden Avrupa’da eğitim almak istiyor?

Ü. SÖNMEZALP: Bunun nüfusla da alakası var. Türkiye çok karışık ve kalabalık bir ülke. Almanya ve Türkiye nüfusu aynı ama bizim nüfusun çoğu büyük şehirlere gittiği için sorun  bundan da kaynaklanıyor. Almanya’da ilkokul 4 sene. 4. Sınıftan itibaren çocuklar, kendi başarılarına, yeteneklerine göre, öğretmenleri ve aileleri tarafından yönlendiriliyor. Ya sanat okullarına, ya ticari okullara ya da normal liseye gidiyor. Lise okuyan çocuk orada ki ismi ‘Gymnasium’ bitince üniversiteyi hak etmiş oluyor. Orada Anadolu Lisesi, sınav gibi kavramlar yok. O yüzden Almanya’da çok daha güzel bir istikrar var. Çok daha mesleğinde başarılı çocuklar yetiştiriliyor. Kimse orada üniversite mezunu olmak için uğraşmıyor. Sanat okullarını bitiren mesleği bölümünde çalışıyor kısa sürede ustabaşı oluyor. Orada ki imkânların hiçbiri Türkiye’de yok.

- Türkiye’de işsizlik her geçen gün artıyor bunu eğitime bağlayabilir miyiz?

Ü. SÖNMEZALP: Hem eğitimle alakalı hem de yanlış politika izleniyor. Yeterli ve değerli eleman yetiştiremiyoruz. Burada sadece liseyi, üniversiteyi bitirme çabası var. Sonrasına yönelik bir çaba yok. Eskiden, duvar ustası, tornacı, tesviyeci gibi meslek dallarında ustalar çıraklar yetişirdi. İşlerinde çok başarılı insanlardı. Şimdi bunlar yk. Yeterli çalışacak eleman yok. İstihdam yapılacak iş yeri yok. Sadece yol yapmakla olmuyor bu işler iş alanları ve kalifiye eleman yetiştirmek şart.

- Kadın olmanın zorluklarından bahsetmiştiniz. Türkiye’de kadın olmak, Almanya’da kadın olmak nasıl ifade edersiniz?

Ü. SÖNMEZALP: Arada uçurumlar kadar fark var. Halen Avrupa Birliğine giren bir Türkiye’den bahsediliyor ama Bilhassa Türk kadınını Avrupalı bir kadınla mukayesede bile etmem. Bizim kanımızda mı, genlerimizde mi bilemiyorum, bir Türk kadını, çok cebbarız, çok güçlüyüz, Anayız, Eşiz, namusumuza, iffetimize düşkünüz, ama Avrupa’da ki kadına verilen haklar ı ve kadının yaşam şartlarıyla, Türkiye’de ki kadınlara baktığımız zaman arada çok büyük uçurumlar var. Son zamanlarda okuduklarıma inanamıyorum. 9 yaşında ki çocuğa nikâh düşer. Çok çirkin, çok ahlaksızca ve vahim bir durum yaşıyoruz. Bunu bize yaşatanların Allah cezasını versin.

- Kadına şiddet, taciz, tecavüz, cinayet çok arttı. Bunlar yaşanırken kadınlar için sene bir gün kutlama yapılıyor siz bunun için ne düşünüyorsunuz?

Ü. SÖNMEZALP: Komik buluyorum. Yurt dışında da buna benzer olaylar oluyor. Orada da bunları yapanlar yabancılar maalesef. Bir Alman genç bir kızı ne taciz eder, ne tecavüz eder daha böyle bir şey ne duydum ne işittim. Türkiye’de bu işler son boyutta çok çirkin bir durumda. Çok üzülüyorum. Kanunlarımız yeterli değil. Kanunlarının düzeltilmesi gerekir.

- Almanya’ya gidip geldiğiniz de Türkiye’de nasıl bir değişim görüyorsunuz?

Ü. SÖNMEZALP: Hiç fark yok diyemem. Tabi ki bazı şeyler düzeliyor. Daha Avrupai sistemler oturtulmaya çalışılıyor. Eskiden havaalanlarımız bile çok farklıydı, bugün modern ve temiz. Ama bunlar devede kulak. Çok daha güzel yerlerde olabilir Türkiye. Biz kendi kendimize yetebilecek bir ülkeyiz. Benim en çok canımı sıkan, en çok üzüldüğüm konulardan birisi de hayvan yemine kadar yurt dışından ithal ediyor durumuna geldik. Kendi zenginliklerimizi koruyamıyoruz. Kıymetini bilmiyor yok ediyoruz.

- Türkiye’de tıp çok gelişti yabancılar bile Türkiye’ye tedavi olmaya geliyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ü. SÖNMEZALP: Evet, Türkiye’de tıp alanı çok gelişti, gurur verici durumdalar. En çok başarı sağlanan alan sağlık. Türkiye’de teşhis ve tedavinin çok iyi olduğuna inanıyorum. Ayrıca burada sağlık daha uygun. Ekonomik açıdan Avrupa’dan daha ucuz olduğu için burada tedavi olmayı tercih ediyorlar. Örneğin diş, estetik, saç ekimi, ameliyatlar için Türkiye tercih ediliyor. Tabi ki her alanda olduğu gibi ihmal ve yanlış teşhis olabilir ama şuan en başarılı sektör olarak sağlık alanını görüyorum.  

- Türkiye’de yaşanan iç ve dış savaşın Almanya’ya yansıması nasıl oluyor? Siz bu olaylardan nasıl etkileniyorsunuz?

-          Ü. SÖNMEZALP: Almanya bu konuda biraz tetikçi rolünde. Türkiye içten ve dıştan yıkılmak için uğraşılıyor. Bu yapılanları Türk milletinin görmesi lazım. Özverili davranmamız lazım. Mantıklı hareket etmemi lazım. Bizler Osmanlının bu güne getirdiği bir ülkeyiz. Kökten budama yapamayız. Bizler Arap’ı, Çerkez’i, Laz’ı, Kürt’ü, Türk’ü, Azeri’si hepimiz akraba olmuşuz. Bir olmuşuz. Kimse bu birliği bozamaz. Ayrımcılık yapılması son derece saçma ve cahilce. Artık hep beraber Elele verip mutlu olmanın yolunu bulmamız şart. Almanya, Amerika, İngiltere, Fransa bunlar bizim dostlarımız değil. Ben Almanya’da yaşamama rağmen bunun bilincindeyim. Çünkü Almanya’da haber programlarını izlediğim zaman, çok büyük üzüntü duyuyorum. Gurbette olmak çok zor. Gurbet sadece uzak olmaktan muteberin değil. Gurbet içinde yaşadığınız ülkenin sizi nasıl yabancı olarak görmesi ve yabancılaştırdığının farkına vararak yaşatılması aslında.

- Vizenin kaldırılacağına inanıyor musunuz?

Ü. SÖNMEZALP: Olabilir de olmayabilir de ama vize kaldırılırsa, bunun ülkemize getirisi ve götürdükleri neler olur, onu bilemiyorum.

-Almanya’da Türkiye’de yaşanan olaylar nasıl yansıtılıyor? Olduğu gibi yoksa yanlı olarak mı aktarılıyor?

Ü. SÖNMEZALP: Tabi ki yanlı olarak aktarılıyor. Ülkemize yapılan saldırılar için terör örgütüdür deniliyor fakat terör örgütüne her türlü yardımı da yapıyorlar. Bu konuda bir ikilem yaşanıyor. Ayrıca tavşan kaç tazıya tut diyorlar. Yani hem Türkiye’ye senin arkandayız deniliyor. Hem de Türkiye’yi baltalamak, bölmek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Maalesef Türkiye’de bu işin içinde aslında. 

- Son olarak eklemek istediğiniz düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Ü. SÖNMEZALP: Türkiye’nin hak ettiği yerde, Türk milletinin layık olduğu bir şekilde yaşayacağı, savaşların, terörün, kan ve gözyaşının son bulacağı, Herkesin dinini, dilini, örfünü, âdetini rahatça yaşayabileceği bir ülke haline geleceği umuduyla yaşıyorum. Ve bunu cani gönülden diliyorum. Türkiye, Türk Cumhuriyeti bir mozaik, bizi parçalamaya hiç kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecekte. Biz bir bütünüz. Böylede kalacağız. Allah’ın bize acıyacağına, ülkemizde yaşanan siyasetin değişeceğine inanıyorum. İnşallah güzel günler yakında. Çok teşekkür ederim.

 

HABER: BEDİA BARAK – OSMAN ÇETİN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.