Gün geçmiyor ki toplumun başka bir kesiminde yeni krizler ortaya çıkmasın. Yine gün geçmiyor ki denge ve denetim sistemleri çalışmadığı için toplumun farklı bir kısmı haksızlığa uğramasın...
Ne yazık ki hemen hemen her gün işsizliğin artışı, emeğin işverenler tarafından sömürülmesi, verginin adil ve sistemsiz alınması, öğrenci ve öğretmenin beklediklerinin karşılığını alamaması, güçlünün hukukunun her yerde baskın olması, adam kayırmacılığın yarattı büyük sorunlar, eğitimsizliğin ve kültürsüzlüğüm yarattığı kadın, çocuk zulümleri ve devam da sayamayacağımız yüzlerce problem ne yazık ki sisteminin çalışmıyor olmasındandır. 
Bugün toplumun farklı kesimlerinden farklı nedenlerden dolayı çeşitli tepkiler yükselmektedir. O tepkilerin nedeni canları yanan insanların sayısının artmış olduğunu göstermektedir.
İşte o can yanmalar artık mutfaklara kadar dayanmış olup toplumun neredeyse yarısını doğrudan etkilemektedir. Bugün insanlar aşırı artışlar nedeniyle mutfağında tencere kaynatamayacak duruma gelmiştir.
Geçmişin çay-simit hesabı yapan yöneticileri bugünü görmezden gelmektedir. Çay simit hesabı yapan yöneticiler bugün yaşanan derin krizi yok saymaktadır.
Mutfakları yakan bu duruma sessiz kalınması ve çözüm getirilmemesi ise vatandaş tarafından ciddi tepkiler gösterilmesine neden olmaktadır. 
Çeşitli rakamlar ile ekonomi iyi gösterilmeye çalışılsa da ne yazık ki derin yoksulluk vatandaşı kasıp savurmaktadır. 
Markete pazara gidemeyen veya gitmekten vazgeçen birçok insan ile sokaklarda karşılaşmakta ve dertleşmekteyim. Görüştüğüm kişilerin hemen hemen neredeyse hepsinin 2 elektrik faturası borcu, 2 su faturası borcu bulunmakta ve faturalar karşısında nasıl adımlar atacağını bulamayan insanlar ile karşılaşmaktayım. Asgari ücretli olup büyük sıkıntılar içinde olduğunu söyleyen onlarca ne yazık ki çaresizlik içinde oldukları ortada.
Avrupa’nın ortalama yüzde de 9’u asgari ücretli çalışırken, ülkemizde ise ülke nüfusunun yarısı asgari ücretli çalışmasının yanında Avrupa'daki asgari ücretin kat kat altında imkanlar ile çalışmaktadır. Bu durum asgari ücretlinin alım gücünün olmadığını gösterdiği gibi aynı zamanda geleceğe yönelik hayaller kurulmadığının göstergesidir.
Toplumun bu durumunu iyileştirecek denge denetim sistemlerinin kurulması ve toplumun refah iyileştirecek sistemlerinin çalıştırılması gerekmektedir. 
Zaten toplumun çeşitli kesimlerinde çıkan kaosların sebebi, toplumun tabanında eksilen refah seviyesinden olduğunu bilmek gerekmektedir. O neden ne vatandaşın alım gücünü güçlendirmek ve mutfağın al evini söndürmek gerekmektedir. Mutfaktaki yangın devam ettiği sürece sağlıklı nesiller yetişmeyeceği gibi yine mutfaktaki yangın ülkenin hukuk sistemine doğrudan yük olacaktır. Yani mutfaktaki yangın devlet sisteminin tamamını doğru da olumsuz etkileyecek önemli bir faktördür. Bu yangını derhal söndürmek ve derhal mutfaktaki tencerelerin kaynamasını sağlamak gerekmektedir.
Mutfaktaki yangının söndürülmesi sistemin çalıştığına işaret olacağı gibi yangını söndürenler ise vatandaş tarafından alkışlanacaktır. Bu sözlerimin tamamı sokaktaki vatandaşın duygu ve düşünceleridir.
Vatandaş yangın ziline basmış, mutfağındaki yangının söndürülmesini çaresizce beklemektedir. Yangın canlar almadan söndürülmeli ve vatandaşa nefes alma fırsatları sunulmalıdır.