Ormanlarımız milli servet niteliğinde olduğunu bilerek ve yine ormanlarımızın uluslararası nitelikte en önemli stratejik güçlerden olduğunu bilmek gerekmektedir.

Ormanlarımıza sahip çıkmak o nedenle çok önemlidir. Ormanlarımızın kıymetini anlayabilmek için ise eğitimli olmak kadar vatan sevgisine hayız olmak gerekmektedir. Eğitimli bireyler ormanların insan hayatı ve ülkenin Sosyo-ekonomik gücü için ne denli önemli olduğunu kesinlikle bilecek ve o doğrultuda ormanları göz nurlarını korur gibi koruyacaklardır.

Son günlerde gördük ki ormanları korumak konusunda yeterince bilinç sahibi olunmadığını gördük. Ormanları yok yere bazen imara açmak için, bazen terör oluşturmak için, bazen tarım alanları açmak için ve bazense bireysel eğlenceler için ormanlar yanmaktadır.

Ormanlar bir şahısa, bir kuruma ya da bir yönetime ait asla değildir. Ormanlar anayasaya göre geleceğe yani gelecek nesillere aittir. O nedenle ormanlara zarar vermek en adi suçlar arasındadır.

Küresel ısınmanın bu denli belirgin bir şekilde hayatımızın içinde olmasına rağmen hala iklim değişikliği sonuçlarını göremeyen birçok kişinin olduğunu, yanan ormanlar ile gördük. Bir insan; yaşadığı, nefes aldığı ve gıdasının kaynağı olan yerlere nasıl zarar verebildiğini tüm benliğimizle hissettik. Bu kötülüğü yapanlar ne yazık ki yapmaya devam edecek ve ne yazık ki niçin yaptıklarını asla anlayamayacak kişilerdir. İşte o nedenle hem devletin tüm unsurları hem de vatandaşın her biri bu kötü niyetli olan kişilere karşı ormanları korumakla zorunludur. Bireysel olarak ormanların korunmasında çok fazla görev vatandaşlarımıza düştüğü gibi ilgili kurumlara ise ormanlar yanmadan önce tedbirlerin alınması, tedbirlerin tartışmasız uygulanması ve ormanlara zarar verenlere ormanların zarar, verilmesine göz yumanlara en ağırlaştırılmış cezalarının verilmesini sağlamalıdır.

Yanan ormanların söndürülmesinde ve yanan ormanların yeniden yeşillendirilmesi için sorumluluk üstlenen birçok kişi ile görüştüm de gördüğüm en önemli nokta vatandaşın yegâne kırmızı çizgisi ormanlar olduğudur.

Yangınlar hala devam ederken, yangınlar hala birçok canımızı yakarken kırmızı çizgiyi aşan her birey ve toplumun en karanlık yüzü olarak karşılanacağı ortaya konmuştur.

Yine yangın alanlarından uzak olan ancak orman sevgisi tam olan vatandaşlar için de kırmızı çizgi olduğunu sosyal medya paylaşımlarından açıkça görmekteyiz. Bu paylaşımlar bize gösteriyor ki yanan her santimetrekare için Türk Milleti kenetlenmiş ve yeniden yeşillendirecektir. Yani geçmişte bazı örnekleri olduğu gibi imara açılması gibi durumlar karşısında vatandaş tüm anayasal haklarını sonuna kadar kullanarak karşı duracaktır. Yangın alanlarından uzak kişiler ile yaptığım tüm görüşmelerde gördüm ki ormanlar için elinden gelecek tüm çabayı ortaya koyarak yeniden yeşillendirmeye katkı sağlayacaklarını söylediler.

Orman yangınları bize gösterdi ki toplum artık birbiriyle kenetlenmekte, toplumsal kırmızı çizgileri aşabilecek her duruma birlik ve omuz omuza mücadele edeceğini gösterdi. Mevcut güç ve değerlerine sahip çıkacaklarını ortaya koyan cümleler benimsenmesi yaygınlaşmaktadır. Ülkenin önemli kurum ve kuruluşlarının tekrar yapılandırılması, tekrar milli güçle hareket etmek için ilgilileri var güçleri ile çalışmaları istenmektedir.

Türk milletinin kırmızı çizgisi olan ormanlar gibi her konuda bütünlük çerçevesinde anayasal hakların tamamı kullanılması toplumun büyük bir kısmı tarafından da kabul edildiği fark edilmektedir.

Mücadele kırmızı çizgilerin aşılmamasıdır.