Hava Durumu

Yaşamın içinden...

Yazının Giriş Tarihi: 20.02.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.02.2021 00:00
Bir yıldır dünyadaki insanlar gibi Türkiye'de evlerine kapandı.

Pandemi salgını nedeniyle korunma tedbirleri kapsamında fiziki mesafeyi sağlamak amacıyla insanların büyük kısmı evlerine kapandı. Zorunlu evlerine kapanan insanlar çeşitli uğraşlarla vakitlerini doldurmaya çalıştı.

Evlerine kapanan insanların büyük bir kısmının en büyük zaman geçirme aracı ise televizyonlar oldu. Gerçi yapabilecekleri çok fazla bir şey olmadığı için televizyon izlemek zorunda kaldı.

İşte evlere kapanmaya birlikte, Türkiye'de yaşanan olayları televizyonlar da insanlar görmeye başladı.

Gün içinde yayınlanan televizyon programlarının büyük bir kısmında aile ilişkileri, toplumsal sorunlar, çeşitli kayıplar gibi konular seyirciye sunuldu.

Bu programların tamamına bakıldığında görülen şu oldu ki birçok değerimizi kaybettiğimiz görüldü.

Sahte evlilikler, eşlerin birbirini aldatılması, para uğruna işlenmiş cinayetler, yasak ilişkiler neticesinde doğmuş çocukların sokaklara bırakılması gibi birçok olay seyirciye sunuldu.

Her olay bize gösterdi ki birçok noktada kirlenmiş veya kirletilmiş olaylar ne yazık ki içimize kadar girmiş.

Her an başka televizyon programı ile karşı karşıya kaldığımız yayınlarda ağzımızı açıp "bu da mı olmuş" dedik.

Bu olaylar bize gösteriyor ki kirliliğin hangi şehirde veya hangi bölgede olduğundan daha öte yaşananlara karşı aileler, ilgili makamlar çözümsüz ve çaresiz kalınılmış.

Yaşanan olayların büyük bir kısmı sosyal medya konusu olurken, olaylara uzak olan kişilerce ciddi tepkiler ortaya konmuş. Zaten tepki koymamak mümkün değil...

Ne yazık ki bu korkunç olaylar yaşanmaya devam etmekte ve birçok kişiyi o olaylardan doğrudan etkilemektedir. Ülkemizin önemli sorunu olduğu açıkça ortadadır.

Herhangi bir olayı ayrıntılı yazmanın bir anlamı yok ancak bilinmeli ki bu olaylar devam ettikçe devletin en küçük kurumu olan aile yapısı ciddi derecede tehdit altında olacak ve dolayısıyla yıpranılacaktır.

Toplumsal tepkiyi doğru koordine edip yaşanan tüm olayların gerekçelerini tespit edip, nedenlerini iyileştirilmesi gerekmektedir.

Aile kurumunun kutsallığı fark edilip, aile kurumunun korunması üzerine güçlü adımlar atılması gerekmektedir.

Yaşanan ve bundan sonra yaşanacak tüm olayların önlenmesi adına ailelerin ilgili makamlarca takip edilmesi gerekmektedir.

Üzülmenin veya ağlamanın vakti geçmiştir. Bir an önce ailenin sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarına yönelik stratejik adımlar atılması gerekmektedir.

Vatandaşın çeşitli tehditlere karşı korunmasına yönelik atılacak bu adımlar ile insanın yaşam kalitesi iyileşeceği gibi aynı zamanda sosyal devlet olma olgusu sağlanmış olacaktır. Eğer sosyal devlet olgusu ortaya konmaz ise toplumsal zararlar geri dönülmez noktalara ulaşacaktır.

İnsanın insan olduğu için değer verilmesi gerektiği unutmamak gerekmektedir. Umarım bundan sonra insanlarımız yaşanabilecek anlamsız tehditler ile karşı karşıya kalmazlar.

Her olay bizi üzmekte ve insanlığın nereye gittiğini sorgulanmasına neden olmaktadır.

Eminim ki birçok makam mücadele etmekte ancak daha fazla mücadele etmek için bu makamların devlet stratejisi dahilinde güçlendirilmesi gerekmektedir.

Daha sonra büyük üzüntüler yaşamamak için...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.