Hava Durumu

Algıların yerine olgular olursa…

Yazının Giriş Tarihi: 16.12.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.12.2020 00:00
Kimler hangi şartlarda nasıl yaşıyor, çok belli olmayan günler içindeyiz. Çünkü birilerine uzak iki uç düşünce bulunmaktadır. Birinci gruba göre; açlık yok, fakirlik yok, yaşamda fırsat eşitliği var, her şeye ulaşabilirdik mümkün, demokrasi tam anlamıyla adil işleniyor, hukuk bağımsız adil, bir el yağda diğer el balda, mal/ mülk deyince herkesin keyfi yerinde ve hatta dünyanın en fazla kıskandığı güce sahip ülke durumunda. İkinci gruba göre ise; her şey çok kötü, nefes alacak oksijen kalmamış ve hatta her şeyi geri dönülmez şekilde tüketildiğini anlatılmaktadır.  Neden mi böyle? Tek bir cevap vardır o da; Olgularla değil, algılarla hareket edilmesinden dolayı. Algıların ne olduğunu biliyoruz peki olgular nedir? Olgu: birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuçlara denir. Olguların ne olduğunu anladıysak… Peki, gerçek nedir? Durum nedir? Refah düzeyi nedir? Bu soruların cevabını ise; vatandaş, esnaf, işçi, memur, işveren ve yatırımcı net bir şekilde bilmektedir. Bugün refah seviyesi sorulduğunda net bir şekilde ifade ediliyor ki zorluklar, sıkıntılar ve birçok dert ile mücadele edildiğidir. Herkesin ama herkesin birçok derdine yeni dertler eklenmiş olduğu açıkça dile getirmekte. Hele ki Covid ile üçe-beşe çıkan derler vatandaşı daha zor hale getirmiş olduğu ortada… 2014 yıllarında kişi başına düşen GSYİH 11 bin dolar civarında iken bugün ise 7 bin dolara kadar gerilediği ortadadır. Anlaşılan o ki kişi başı refah seviyesi düşmüş. Yâda şöyle söylemek gerekir bir grup için refah seviyesi çok düşerken, diğer küçük bir grup ise refah seviyesi katlanarak çok büyümüş… İşte bugün bu olup bitenleri her şeyi ile iyi değerlendirmek gerekmektedir. Türk-İş Araştırması’na göre 2020 Ekim ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.482,28 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.085,62 TL olarak ortaya konulmuş ve bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 3.035,50 TL olarak tespit edilmiştir. Peki, rakamlar böyleyse refah seviyesini iyileştirmek için işçiye, emekçiye ne hak görülmüştür? Hak görülen rakamı çok yakın bir zamanda göreceğiz ancak bilinmeli ki Avrupa ülkesi olarak değerlendiren ülkede refah dengesi ne şekilde olacak… Bir gün olgular geçek manada algıların önüne geçildiğinde görülecek ki Türkiye’nin zenginliğimiz kat kat fazla anlaşılacaktır. Olgular öne geçtiğinde ne olacak derseniz; Demokrasi herkese eşit uzaklıkta olacak, Adalet bağımsız ve adil dağıtılacak, Kadına zorbalık uygulanmayacak, Çocuklar kişisel haklara sahip olduğu gibi yetişkinler tarafından zarar görmeyecek, Kamu kaynakları gereği gibi, dengeli ve sistemli harcanacak, Yerel yönetimlerin zorunlu olduğu işler ( altyapı, imar, ulaşım, yeşil alanlar gibi ) çalışmalar olması gereken normlara göre yapılacak, Yabancı yatırımcılar Türkiye de yatırım yapmak için fırsat kollayacak, İşsiz kalmak tercih meselesi olacak, Doğa dengesi dahilinde korunacak, Doğal kaynakların kullanımı şeffaf ve gerektiği şekilde olacak, Tüketim ve tasarruf alışkanlıkları tamamen verimliğe göre iyileştirilecek, Sokak hayvanları başta doğadaki tüm hayvanların yaşamları teminat altına alınacak, Tarım alanları yüzde yüz kullanılacak ve dünyanın gıda deposu Türkiye olacak, Yerli ırk hayvancılık yetiştirilerek ucuz gıda ürünleri vatandaşla buluşacak, Yenilebilir enerji kaynaklarından yüzde yüz yararlanmaya başlanılacak, Denizlerdeki hakimiyet gücü artacak, Lojistik gücü katlanmış Türkiye olacak, .... Diye liste böyle devam etmekte. Dolayısıyla asgari ücret dünyada bugünün şartlarında dünyanın en iyi ülkeleri arasında ilk üçte olacak. Bunu nereden mi biliyorum? Türkiye Cumhuriyetinin coğrafi stratejilerini biliyor olduğum içindir. Coğrafi gücü yanında beşeri gücün hangi boyutlarda olduğunu görüyorum. İşte o nedenle algıların önüne olgular geçmelidir. Olguları fark edecek ise vatandaşın tam kendisi olmalıdır. 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.