Yıl sonu geldi ve yeniden asgari ücret konusunda oranın ne olacağı, ne kadar olacağı ve kimler arasında konuşulacağı kamuoyu tarafından konuşulmaya başlandı.
Muhalefet partileri çeşitli oranlar ortaya koyarak asgari ücretin gelmesi gereken miktarı ortaya koyarken, sendikalar da hangi rakamdan itibaren pazarlığa başlayacağını ortaya koyduğunu görmekteyiz.
Mevcut asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı açıkça ortadadır. Mevcut enflasyon nedeniyle yapılan zamlar karşısında yok olan asgari ücret miktarı aslında aynı zamanda ortalama ücreti de temsil etmektedir.
Ülkede çalışan vatandaşların çoğundan fazlası asgari ücret kazanarak geçimlerini sağlamaktadır. Hatta asgari ücretin altında emekli maaşı alanlar ya da usulsüz yöntemlerle asgari ücretin altında çalışan birçok insan ülkemizde bulunmaktadır.
Hükümetin, muhalefetin ve sendikaların asgari ücret oranını kendi perspektifinden bakarak ortaya koymalarının karşılığında vatandaş aynı çerçeveden asgari ücrete bakmamaktadır.
Asgari ücret konusu gündeme geldiğinden bu yana birçok vatandaş ile asgari ücret konusunu konuşmaya çalıştım. Hiçbir vatandaştan asgari ücretin yeterli olduğuna dair bir geri dönüş almadığım gibi asgari ücretin hiçbir şekilde hiçbir şeye çare olmadığını da açıkça söylenmiştir. Hatta birçok vatandaş asgari ücreti tamamen ortadan kaldırarak, asgari ücret yerine alım gücü oranı çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği konusunda hem fikir olmuş farklı kesimlerden insanlar ile bir araya geldim.
Vatandaşlar asgari ücrete gelecek zam ile enflasyona gelecek zamın aynı oranda olacağından dolayı yapılan zamın hızlı bir şekilde eriyeceğini bilmektedirler.
Hiçbir vatandaş asgari ücret karşısında memnun olmadığını söylerken alım gücü karşısında da ezilerek küçüldüğünü ve utandığını açıkça ortaya koymaktan çekinmemektedirler.
İnsanlar; pazara, markete, kasaba gitmek konusunda tereddüt yaşamaya başladıklarını ve bugün karşılaştıkları rakamların yarın aynı olmadığını gördüklerinde ne yapacaklarını şaşırdıklarını ifade etmekteler.
Hatta asgari ücrete yılda bir sefer zam getirilmesi olayı nasıl sıcak bakan vatandaşlar, yine aynı karar vericilerin markete, kasaba, elektriğe, suya, yakıta, yani vatandaşın ihtiyacı olan her şeye yılda bir kere zam getirilmesini istemekteler.
Karar vericilerin nasıl yılda bir kez ücretlilere zam yapıyorsa her şeye de yılda bir kez zam getirmek getirilmesi konusunu defalarca altı çizildiğini söylemek yanlış olmaz.
Eskiden asgari ücret karşılığında hayalleri olan birçok vatandaş yakın zamandan bu yana sadece karınlarını doyurabilme ve barınabil me imkanı çerçevesinde olduğunu ifade etmekteler.
Söyleyeceğim şu ki asgari ücretin sadece barınma, eğitim, karın doyurma ve ulaşım dışında diğer insani şeyleri de kapsaması istenmektedir.
Türkiye’de yaşayan vatandaşlar insani şartlarda ve sosyal devletin güvencesi altında hayatlarını sürdürebilmek için asgarî ücretin alım gücünün üstünde olmasını istemektedirler.
Vatandaşın tek realitesi var o da alım gücünün tam kendisidir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Alım gücü
Yıl sonu geldi ve yeniden asgari ücret konusunda oranın ne olacağı, ne kadar olacağı ve kimler arasında konuşulacağı kamuoyu tarafından konuşulmaya başlandı.
Muhalefet partileri çeşitli oranlar ortaya koyarak asgari ücretin gelmesi gereken miktarı ortaya koyarken, sendikalar da hangi rakamdan itibaren pazarlığa başlayacağını ortaya koyduğunu görmekteyiz.
Mevcut asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı açıkça ortadadır. Mevcut enflasyon nedeniyle yapılan zamlar karşısında yok olan asgari ücret miktarı aslında aynı zamanda ortalama ücreti de temsil etmektedir.
Ülkede çalışan vatandaşların çoğundan fazlası asgari ücret kazanarak geçimlerini sağlamaktadır. Hatta asgari ücretin altında emekli maaşı alanlar ya da usulsüz yöntemlerle asgari ücretin altında çalışan birçok insan ülkemizde bulunmaktadır.
Hükümetin, muhalefetin ve sendikaların asgari ücret oranını kendi perspektifinden bakarak ortaya koymalarının karşılığında vatandaş aynı çerçeveden asgari ücrete bakmamaktadır.
Asgari ücret konusu gündeme geldiğinden bu yana birçok vatandaş ile asgari ücret konusunu konuşmaya çalıştım. Hiçbir vatandaştan asgari ücretin yeterli olduğuna dair bir geri dönüş almadığım gibi asgari ücretin hiçbir şekilde hiçbir şeye çare olmadığını da açıkça söylenmiştir. Hatta birçok vatandaş asgari ücreti tamamen ortadan kaldırarak, asgari ücret yerine alım gücü oranı çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği konusunda hem fikir olmuş farklı kesimlerden insanlar ile bir araya geldim.
Vatandaşlar asgari ücrete gelecek zam ile enflasyona gelecek zamın aynı oranda olacağından dolayı yapılan zamın hızlı bir şekilde eriyeceğini bilmektedirler.
Hiçbir vatandaş asgari ücret karşısında memnun olmadığını söylerken alım gücü karşısında da ezilerek küçüldüğünü ve utandığını açıkça ortaya koymaktan çekinmemektedirler.
İnsanlar; pazara, markete, kasaba gitmek konusunda tereddüt yaşamaya başladıklarını ve bugün karşılaştıkları rakamların yarın aynı olmadığını gördüklerinde ne yapacaklarını şaşırdıklarını ifade etmekteler.
Hatta asgari ücrete yılda bir sefer zam getirilmesi olayı nasıl sıcak bakan vatandaşlar, yine aynı karar vericilerin markete, kasaba, elektriğe, suya, yakıta, yani vatandaşın ihtiyacı olan her şeye yılda bir kere zam getirilmesini istemekteler.
Karar vericilerin nasıl yılda bir kez ücretlilere zam yapıyorsa her şeye de yılda bir kez zam getirmek getirilmesi konusunu defalarca altı çizildiğini söylemek yanlış olmaz.
Eskiden asgari ücret karşılığında hayalleri olan birçok vatandaş yakın zamandan bu yana sadece karınlarını doyurabilme ve barınabil me imkanı çerçevesinde olduğunu ifade etmekteler.
Söyleyeceğim şu ki asgari ücretin sadece barınma, eğitim, karın doyurma ve ulaşım dışında diğer insani şeyleri de kapsaması istenmektedir.
Türkiye’de yaşayan vatandaşlar insani şartlarda ve sosyal devletin güvencesi altında hayatlarını sürdürebilmek için asgarî ücretin alım gücünün üstünde olmasını istemektedirler.
Vatandaşın tek realitesi var o da alım gücünün tam kendisidir.