Geçtiğimiz günlerde Bursa’da ticaret yapan Öncü diyebileceğimiz beş iş insanı ile sohbet ederken konu ülkenin işleyen mekanizmaları üzerine geldi.
Sohbet ettiğimiz iş insanları dahil birçok kesimin demokrasinin hiçbir şekilde işlemediğine dahil, demokrasi kavramının hiç bir yerde savunuldu olmadığına ilişkin birçok örnek verildi. Yani demokrasi askıya alınmış demokratik haklar kullanılması anayasal hak iken ne yazık ki demokrasinin Askıya alındığı birçok örnek ortaya kondu bunlardan bir tanesi protesto etme hakkı olarak örnek verildi.
Yine bir başka konu olan rekabet edebilme hakkı ne yazık ki belli bir kesimin elinde olduğu adil şartlarda rekabet etmenin mümkün olmadığı söylenmekte. Belediyelerde, kamu kurumlarında rekabet etmek için belli bir grubun içinde olmak ve hatta güç sahibi olmak gerektiği açıkça birçok örnek ortaya konarak söylendi.
Adaletin ve hukukun güçlü olanın yanında olduğu açıkça söylenirken haklı olmanın birçok zaman da önemli olmadığı birçok örnekle ifade edildi. Yani haklının adaleti değil güçlünün adaletinin var olduğunu gösteren birçok örnek ortaya kondu.
Eğitimin yaşamın her diliminde adil ve çağdaş olarak verilmediğine ilişkin birçok örnek sunuldu. Köy okullarının kapatılması, özel okullara daha çok önem verilmesi, öğretmen krizinin yaşanması, eğitim müfredatının sürekli olarak anı kurtarmak için değiştirildiğini, çağdaş eğitim ve öğretime ilişkin dünya ile asla yarışılan olmayacak hale dönüştüğü gibi birçok konuda fikir beyan edildi. Yani eğitim öğretim konusu ne yazık ki sınıfta kaldı.
Özel hastanelerde olan olaylar ile birlikte şehir hastanelerinin yapılması uygulanması ve çalışma şekillerinden dolayı ve üzerine şehir merkezindeki birçok hastanenin kapatılması nedeniyle hastanelerin yeterince olmakla doğru çalışır olmadığı altı güçlü bir şekilde çizildi. Beraberinde sağlık çalışanlarının da artık yeterli sayıda olmadıkları açıkça görüldüğü ortaya kondu.
Yıllık hedeflerin tutturulan olmadığı gibi aynı zamanda vergilendirme elerin belirli kesimlere net bir şekilde uygulandığı görünmesi aynı zamanda ekonomini hukukla olan ilişkisi, ekonominin demokrasiyle olan ilişkisi bakımından oldukça kötü olması nedeniyle yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmediğinin altı çizildi. Ülkede var olan üreticilerin daha güvenilir ülkeleri gittiği ile ilgili birçok örnek gösterildi.
Ülkede çok sayıda ziraat fakültesi olmasına rağmen, ülkede ziraata ilişkin çok kaliteli suyun, havanın ve toprağın olması ancak buna rağmen ziraata ilişkin yeterince güçlü olunmadığını belirtilirken en büyük örnek ise saman bile üretemiyoruz cümlesi açıkça ziraat konusunda yetersizliğimiz ortaya kondu.
İhale kanununun duruma ve şartlara göre kolaylıkla değiştirilebilir sildiği ortaya konulurken aynı zamanda mevcut son ihale kanunlarına da uyulmadan birçok ihale konusunun teklif usulü verilmesinden dolayı güvenin zedelendiğini ilişkin birçok örnek sunuldu.
Sohbetin devamında her yönüyle doğru çalışan bir örnek bulamadım. Yani kurum ve kuruluşlar büyük bir kısmında liyakatsız kişilerin olduğu gibi aynı Aynı zamanda işleyen mekanizmalarını da birçok eksikliklerin olduğu açık Ortada olduğu gerçektir.
Ben bir örnek bulamadım ülkemizde her şeyiyle doğru yönetilen bir kurum bulamadım. Siz bulabildiniz mi?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Bulamadık…
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da ticaret yapan Öncü diyebileceğimiz beş iş insanı ile sohbet ederken konu ülkenin işleyen mekanizmaları üzerine geldi.
Sohbet ettiğimiz iş insanları dahil birçok kesimin demokrasinin hiçbir şekilde işlemediğine dahil, demokrasi kavramının hiç bir yerde savunuldu olmadığına ilişkin birçok örnek verildi. Yani demokrasi askıya alınmış demokratik haklar kullanılması anayasal hak iken ne yazık ki demokrasinin Askıya alındığı birçok örnek ortaya kondu bunlardan bir tanesi protesto etme hakkı olarak örnek verildi.
Yine bir başka konu olan rekabet edebilme hakkı ne yazık ki belli bir kesimin elinde olduğu adil şartlarda rekabet etmenin mümkün olmadığı söylenmekte. Belediyelerde, kamu kurumlarında rekabet etmek için belli bir grubun içinde olmak ve hatta güç sahibi olmak gerektiği açıkça birçok örnek ortaya konarak söylendi.
Adaletin ve hukukun güçlü olanın yanında olduğu açıkça söylenirken haklı olmanın birçok zaman da önemli olmadığı birçok örnekle ifade edildi. Yani haklının adaleti değil güçlünün adaletinin var olduğunu gösteren birçok örnek ortaya kondu.
Eğitimin yaşamın her diliminde adil ve çağdaş olarak verilmediğine ilişkin birçok örnek sunuldu. Köy okullarının kapatılması, özel okullara daha çok önem verilmesi, öğretmen krizinin yaşanması, eğitim müfredatının sürekli olarak anı kurtarmak için değiştirildiğini, çağdaş eğitim ve öğretime ilişkin dünya ile asla yarışılan olmayacak hale dönüştüğü gibi birçok konuda fikir beyan edildi. Yani eğitim öğretim konusu ne yazık ki sınıfta kaldı.
Özel hastanelerde olan olaylar ile birlikte şehir hastanelerinin yapılması uygulanması ve çalışma şekillerinden dolayı ve üzerine şehir merkezindeki birçok hastanenin kapatılması nedeniyle hastanelerin yeterince olmakla doğru çalışır olmadığı altı güçlü bir şekilde çizildi. Beraberinde sağlık çalışanlarının da artık yeterli sayıda olmadıkları açıkça görüldüğü ortaya kondu.
Yıllık hedeflerin tutturulan olmadığı gibi aynı zamanda vergilendirme elerin belirli kesimlere net bir şekilde uygulandığı görünmesi aynı zamanda ekonomini hukukla olan ilişkisi, ekonominin demokrasiyle olan ilişkisi bakımından oldukça kötü olması nedeniyle yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmediğinin altı çizildi. Ülkede var olan üreticilerin daha güvenilir ülkeleri gittiği ile ilgili birçok örnek gösterildi.
Ülkede çok sayıda ziraat fakültesi olmasına rağmen, ülkede ziraata ilişkin çok kaliteli suyun, havanın ve toprağın olması ancak buna rağmen ziraata ilişkin yeterince güçlü olunmadığını belirtilirken en büyük örnek ise saman bile üretemiyoruz cümlesi açıkça ziraat konusunda yetersizliğimiz ortaya kondu.
İhale kanununun duruma ve şartlara göre kolaylıkla değiştirilebilir sildiği ortaya konulurken aynı zamanda mevcut son ihale kanunlarına da uyulmadan birçok ihale konusunun teklif usulü verilmesinden dolayı güvenin zedelendiğini ilişkin birçok örnek sunuldu.
Sohbetin devamında her yönüyle doğru çalışan bir örnek bulamadım. Yani kurum ve kuruluşlar büyük bir kısmında liyakatsız kişilerin olduğu gibi aynı Aynı zamanda işleyen mekanizmalarını da birçok eksikliklerin olduğu açık Ortada olduğu gerçektir.
Ben bir örnek bulamadım ülkemizde her şeyiyle doğru yönetilen bir kurum bulamadım. Siz bulabildiniz mi?