Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerden biri gıda güvenliği konusudur. Ne yazık ki gıda güvenliği konusunda diğer tüm politikalar gibi yeterince tedbir ve önlem anlamaktayız. Geçtiğimiz gün, Karacabey deki çiftçilerin seslerini duyurmak için Bursa- İzmir otoyolunu kapatarak içinde bulundukları durumu yetkililere ulaştırmak için eylem yaptılar.
Çiftçiler tarladan alınan ürünlerin raflara ulaştığında 10 katı 15 katına satıldığını gördüklerinde kendilerine ne kadar az değer verildiğini izah etmeye çalıştılar. Tarlada 3-4 liraya alınan sebzeler raflar da 40 - 50 liraya satılması açıkça gösteriyor ki, tarım stratejisi baştan aşağıya yanlış.
Çiftçiler o nedenle içinde bulundukları dertleri yetkililere ulaştırmak için açıkça çağrı yaptılar. Fark ettiğiniz gibi Türkiye’nin birçok yerinde çiftçiler desteklenmediğine ilişkin söylevleri ortada. Karadeniz'deki çiftçi, Ege’deki çiftçi, Doğu’daki çiftçi, iç Anadolu’daki çiftçi, Güneydoğu’daki çiftçi, Marmara’daki çiftçi yani ülkedeki tüm çiftçiler bölgelerinde ürettikleri ürünün karşılığını alamadıklarını yakala yakala topluma anlatmaya çalışmaktalar. Ancak bu sesler ne yazık ki yetkililerin kulağına gitmediği görünmekte.
Ülkemizi ve diğer dünya ülkelerini yakın gelecekte bekleyen en büyük tehlike gıdaya ulaşım olacaktır. Bu sorun kanıtlanmış ve her geçen gün daha da yaklaşmaktadır. İşte tam böyle bir durum ortadayken, tarıma ve çiftçiye verilen değerin katlanarak artması gerekmektedir.
Ancak ülkemizde büyükşehir yasası gibi yasalar nedeniyle çiftçiler köylerinden toprağından koparıldığı gibi aynı zamanda tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler desteklenmemektedir. İşte bugünkü yapılan bu uygulamalar yarın karşılaşacağımız sorunları katlayarak arttıracaktır.
Tarım ve hayvancılık konusu çok önemli olduğu her sektör önce anlaşılmalı ve her yetkili makamca desteklenmelidir. Çiftçiyi sokaklara dökmeden ve çiftçinin alın teri kurumadan emeklerinin karşılığı verilmelidir.
Karacabey eylemleri bize gösterdi ki çiftçi, çiftçilik yapmaktan yakın bir zamanda vazgeçecek. Yakın bir zamanda gıdaya ulaşmak her zamankinden daha zor hâle dönüşecek. Bu da gösteriyor ki ülkenin kaynakları her zamankinden daha fazla tüketilecek. İşte o nedenle bugünün devlet aklı çiftçinin yanında olmalı tarımı ve hayvancılığı daha verimli hale getirmek için kaynaklarını sonuna kadar seferber etmelidir.
Bugün tüm dünya kendi ülkelerindeki tarım ve hayvancılığı arttırabilmek adına seferberlik ilan etmiştir. Biz ise var olan tarım ve hayvancılığı daha güçlü hale getirmemiz gerekirken bugün karşılaştığımız durumlar hiç anlaşılır değil. O nedenle devletin ilgili birimleri tarım ve hayvancılığı güçlendirmek için stratejik ve çağdaş yöntemler ile çalışmalıdır. Tarım ve hayvancılık beka sorunudur. Tarım ve hayvancılık geleceğimizin teminatıdır. O nedenle bugün tarım ve hayvancılıkta hâlâ üretebilirken bu alanı güçlendirmemiz gerekmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Çiftçiler herşeyimiz…
Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerden biri gıda güvenliği konusudur. Ne yazık ki gıda güvenliği konusunda diğer tüm politikalar gibi yeterince tedbir ve önlem anlamaktayız. Geçtiğimiz gün, Karacabey deki çiftçilerin seslerini duyurmak için Bursa- İzmir otoyolunu kapatarak içinde bulundukları durumu yetkililere ulaştırmak için eylem yaptılar.
Çiftçiler tarladan alınan ürünlerin raflara ulaştığında 10 katı 15 katına satıldığını gördüklerinde kendilerine ne kadar az değer verildiğini izah etmeye çalıştılar. Tarlada 3-4 liraya alınan sebzeler raflar da 40 - 50 liraya satılması açıkça gösteriyor ki, tarım stratejisi baştan aşağıya yanlış.
Çiftçiler o nedenle içinde bulundukları dertleri yetkililere ulaştırmak için açıkça çağrı yaptılar. Fark ettiğiniz gibi Türkiye’nin birçok yerinde çiftçiler desteklenmediğine ilişkin söylevleri ortada. Karadeniz'deki çiftçi, Ege’deki çiftçi, Doğu’daki çiftçi, iç Anadolu’daki çiftçi, Güneydoğu’daki çiftçi, Marmara’daki çiftçi yani ülkedeki tüm çiftçiler bölgelerinde ürettikleri ürünün karşılığını alamadıklarını yakala yakala topluma anlatmaya çalışmaktalar. Ancak bu sesler ne yazık ki yetkililerin kulağına gitmediği görünmekte.
Ülkemizi ve diğer dünya ülkelerini yakın gelecekte bekleyen en büyük tehlike gıdaya ulaşım olacaktır. Bu sorun kanıtlanmış ve her geçen gün daha da yaklaşmaktadır. İşte tam böyle bir durum ortadayken, tarıma ve çiftçiye verilen değerin katlanarak artması gerekmektedir.
Ancak ülkemizde büyükşehir yasası gibi yasalar nedeniyle çiftçiler köylerinden toprağından koparıldığı gibi aynı zamanda tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler desteklenmemektedir. İşte bugünkü yapılan bu uygulamalar yarın karşılaşacağımız sorunları katlayarak arttıracaktır.
Tarım ve hayvancılık konusu çok önemli olduğu her sektör önce anlaşılmalı ve her yetkili makamca desteklenmelidir. Çiftçiyi sokaklara dökmeden ve çiftçinin alın teri kurumadan emeklerinin karşılığı verilmelidir.
Karacabey eylemleri bize gösterdi ki çiftçi, çiftçilik yapmaktan yakın bir zamanda vazgeçecek. Yakın bir zamanda gıdaya ulaşmak her zamankinden daha zor hâle dönüşecek. Bu da gösteriyor ki ülkenin kaynakları her zamankinden daha fazla tüketilecek. İşte o nedenle bugünün devlet aklı çiftçinin yanında olmalı tarımı ve hayvancılığı daha verimli hale getirmek için kaynaklarını sonuna kadar seferber etmelidir.
Bugün tüm dünya kendi ülkelerindeki tarım ve hayvancılığı arttırabilmek adına seferberlik ilan etmiştir. Biz ise var olan tarım ve hayvancılığı daha güçlü hale getirmemiz gerekirken bugün karşılaştığımız durumlar hiç anlaşılır değil. O nedenle devletin ilgili birimleri tarım ve hayvancılığı güçlendirmek için stratejik ve çağdaş yöntemler ile çalışmalıdır. Tarım ve hayvancılık beka sorunudur. Tarım ve hayvancılık geleceğimizin teminatıdır. O nedenle bugün tarım ve hayvancılıkta hâlâ üretebilirken bu alanı güçlendirmemiz gerekmektedir.