Hava Durumu

dusman-degil-dost-olalim

Yazının Giriş Tarihi: 04.06.2025 10:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.06.2025 10:35

Göz ardı edilemeyecek bir gerçek var: Küresel iklim krizi artık kapımızda değil, evimizin içinde. Her geçen gün etkileri daha da görünür hale gelen bu kriz, sadece kutuplarda eriyen buzullar ya da uzak coğrafyalarda yaşanan felaketlerle sınırlı değil. Bu sorun, bizim şehirlerimizde, tarlalarımızda, evlerimizin musluğunda yaşanıyor. Türkiye de bu krizden fazlasıyla etkileniyor; bu artık geleceğe dair bir kaygı değil, bugünün acil meselesi.

Bu acil mesele, Türkiye’yi çeşitli yönlerden tehdit ediyor. Coğrafi konumumuz, iklim krizine karşı oldukça kırılgan bir yapıya sahip olmamıza neden oluyor. Karadeniz'deki ani sel baskınları, Akdeniz'de uzun süren kuraklıklar, İç Anadolu'daki tarım alanlarında yaşanan verim kaybı ve yaz aylarında yaşanan orman yangınları... Bunların hiçbiri tesadüf değil. Bilim insanlarının uyarıları net: Kriz derinleştikçe gıda güvenliği, iklim göçleri ve toplumsal huzursuzluklar gibi daha büyük sorunlarla karşılaşacağız.

İşte bu noktada, bu krize karşı mücadelede kurumların sorumluluğu hayati önemdedir. Bakanlıkların, belediyelerin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının koordineli biçimde çalışması gerekiyor. Yerel yönetimlerin altyapıyı güçlendirmesi, yağmur suyu toplama sistemleri kurması, yeşil alanları koruyup artırması artık lüks değil, zorunluluktur. Eğitim kurumları iklim bilincini çocuk yaşta kazandırmalı; STK’lar sahada daha etkin rol üstlenmeli.

Ancak yalnızca kurumlara bakmakla yetinemeyiz. Asıl görev vatandaşta. Çünkü bu kriz karşısında birey olarak aldığımız kararlar ve yaptığımız tercihler doğrudan çözümün bir parçasıdır. Her gün kullandığımız plastik poşetler, açtığımız musluklar, tüketim alışkanlıklarımız, karbon ayak izimizi belirler. “Devlet ne yapacak?” sorusu kadar, “Ben ne yapabilirim?” sorusunu da sormalıyız. Gerçek değişim, bireylerin kendi yaşam tarzlarını dönüştürmesiyle başlar.

Bireylerin bu dönüşümü gerçekleştirebilmesi için ise, yerel ve küresel işbirliklerinin güçlendirilmesi şarttır. İklim krizi, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Ancak çözüm, sadece uluslararası anlaşmalarla değil, yerelden yükselen seslerle şekillenir. Bir köyde başlayan su tasarrufu kampanyası, başka bir ülkedeki örnekle birleşebilir. Belediyeler birbirinden öğrenebilir, gençler küresel iklim hareketlerinde lider olabilir. Yerel çabalar, ulusal stratejilere; ulusal eylemler küresel çözümlere dönüşür.

Elbette bu krizin nedenleri de ortada: Fosil yakıt kullanımı, aşırı et ve süt tüketimi, tek kullanımlık plastikler, doğaya duyarsız yapılaşmalar... Bunlar sadece çevreye değil, doğrudan yaşamımıza zarar veriyor. Ancak bu zarardan kaçınmak için de yollar var. Yenilenebilir enerji kullanmak, toplu taşımaya yönelmek, yerel ve mevsimsel gıdalarla beslenmek, bitki temelli beslenmeyi artırmak, geri dönüşüm alışkanlıklarını geliştirmek... Bunların hiçbiri uzak ve zor değil; yeter ki gerçekten isteyelim.

Bütün bu dönüşümün merkezinde ise doğayla olan ilişkimiz yer alıyor. Uzun yıllar boyunca doğaya hükmetmeye çalıştık. Onu şekillendirdik, böldük, betona boğduk. Ama artık anlamalıyız ki doğa, düşmanımız değil; hayat arkadaşımızdır. Ormanlar sadece oksijen üretmez, ruhumuzu da temizler. Nehirler sadece su taşımaz, bizleri birleştirir. Doğaya dost olmak, onunla aynı dili konuşmak demektir.

İklim krizi bir kader değildir. Bu krize karşı mücadele etmek, yaşamı savunmaktır. Yetkililer kadar biz bireylerin de yapabileceği çok şey var. Birlikte hareket ederek, doğaya saygı duyarak ve yaşama sahip çıkarak bu krizle baş edebiliriz. Bugün aldığımız sorumlu kararlar, yarının yeşeren ormanları, berrak suları ve serin gölgeleri olabilir.

Toprak susarsa biz de susarız. Güneş öfkelenirse gölgemiz de kalmaz. Su çekilirse umut da kurur.

Doğaya düşman değil, dost olalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.