Son 10-15 yıldır karşılaşılan tüm sorunlar ne yazık ki Türk halkının büyük bir kısmından birçok şey götürmüştür. Yaşam kalitesinden götürmüştür, bilgisinden götürmüştür, tarımından götürmüştür, teknolojisinden götürmüştür, coğrafyasından götürmüştür, bilim insanlarından götürmüştür, tarım-hayvancılığından götürmüştür, sporundan götürmüştür, kültür sanatından götürmüştür, ormanlarından götürmüştür, devlet yatırımlarından götürmüştür, liyakat attan götürmüştür, ahlaktan götürmüştür, aile bağlarından götürmüştür yani son 10-15 yıldır Türk halkının büyük bir kısmı zarara uğramıştır.

Peki bu kadar şey olup biterken, Türk halkından bu kadar şey tükenirken, niçin ve neden gidebilecekleri görüyorken tedbir alınmamıştır?

Bunun nedeni yalnızca siyasi tercihler olmadığını kesinlikle binmek gerekir. Siyasi tercihler de önemli bir etkendir ancak, Türk halkının bir kısmı bilimden ve çağdaşlıktan uzak ulaşmasından dolayı kayıplarımızın büyük bir kısmı gerçekleşmiştir.

Türk halkının bir kısmı bilime ve çağdaşlığa yaraşır şekilde hareket etmesini unutmuştur. Türk halkı ne yazık ki hala aynı tutumda devam ederse ne yazık ki daha kötü günler ve daha fazla kayıpla gelecek bizleri karşılayacaktır.

Her Türk vatandaşı bulundukları kurum ve kuruluşta ülkenin daha kaliteli ve daha çağdaş olması için sorgulamalı, çalışmalı ve hatta yanlış yapıldığında anayasanın kendisine verdiği tüm hakları kullanarak tepkiler ortaya koymalıdır.

Türk halkı her ne olursa olsun birlikte ve dayanışma içinde olabilmek adına anayasanın kendilerine tanıdığı çerçeve dahilinde birliktelikler kurmalıdır. Bu birliktelikler içinde mevcut şartları eğrisiyle, doğrusuyla tartışıp, uygulayıcıları ve karar vericileri yönlendirmelidir.

Ne yazık ki liyakatsız birçok insan özel kuruluşlarda ve devlet kuruluşlarının içinde yer almaktadır. Bu insanlar özel kuruluşları ve devlet kurumlarına zarar verdikleri gibi aynı zamanda toplumun kaliteli yaşamasına da zarar vermektedir.

Bugün tarlada, bağda, aracılık yapan firmada, bankacılarda, basında, iş insanlarında, devlet memurluklarında, milletvekilliğinde, bürokraside gibi yerlerde liyakatlı olmayan azınlıkta bazı kişiler bulunmaktadır. Bu kişiler hukuksuzlukların ondan güç alarak ve birbirleriyle kurdukları ilişkiler nedeniyle güçlü olarak toplumun karşısında yer alabilmektedirler. O nedenle ne yazık ki hem bugünümüz hem de yarınlarımız tehlike içindedir.

İşte o nedenle o hukuku tanımayan, o liyakatsız insanlar karşısında vatandaşlık görevini yerine getiren her birey birlikte olmalıdır. O birliktelikle hukuksuzluğa neden olan her şeye reaksiyon verilmelidir.

Artık anayasamızın her maddesi dahilinde hareket ederek birlikte olmanın gücünü kullanmamız gerekmektedir. Eğer bu gücü kullanmaz isek karşılaşacağımız fakirlik, ticaretteki usulsüzlükler, devletteki kanunsuzluklar, özgürlüklerin sınırlanması, ahlakın çökmesi gibi birçok tehlike artarak hayatımız içinde yer alacaktır.

İşte o nedenle bugün herkes hukuka kulak vermelidir. Bugün herkes birlikte olmak adına birbirine kulak vermelidir. Bugün herkes anayasaya sahip çıkarak anayasanın dışına çıkanlara Hukuki dersler vermelidir.

O nedenle herkes olup biteni duyması gerekmektedir…

Bugün 30 Ağustos, 102. Yılını kutlarken Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve gençlere emanet ettiği ülkede olduğunuzu unutmayın. Mustafa Kemal Atatürk her şarta Türkiye Cumhuriyeti Devletine sahip çıkmamızı gerektiğimizi söylemiştir. O nedenle vatandaşlık görevlerimizi yerine getirmeliyiz.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.