Köşemi yazmak için önce 15 Temmuz’dan bu yana sosyal medyaya düşmüş tüm videoları, fotoğrafları izledim. Olup bitenlere hala ve hala anlam veremiyorum. Yüz Milyarlarca Türk Lirası harcamaktan çekinmediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hainlerin olması ve devletine silah çekmesi. Yirmi birinci yüzyılda bu kalkışma gerçekten çok akilselim bir olay değil.
Fetö hain terör örgütü, yüz binlerce insanın aklını yıkamış ve kendi milletinin üzerine salmıştır. Türkiye ve Türk Milleti, 15 Temmuz günü, geçmişinde neler yaşadığını ve geleceğini nasıl yaşamak istediğini o anda gördü ve harekete geçti. 15 Temmuzdan bugüne kadar dünyaya, demokrasinin ne olduğunu ve aynı zamanda demokrasi dersi veren bir ülke oldu Türkiye.
Dün bağımsızlığı için kanının son damlasını döken Türk Milleti, bugün ise demokrasiyi tırnaklarıyla kazıyarak öğrenmiş ve öğreten bir Türk Milleti yeryüzünde. Tarihe önemli bir not daha atıldı. Not “Türk Milleti dünyaya demokrasi dersi verdi 15 Temmuz.” Bu not tarihe büyük harfler ile kazındı.
7 Ağustos tarihi, dünya tarihinde ilk kez gerçekleşmiş bir miting şahit oldu. Bu miting, Türkiye de artık hiçbir şekilde darbe girişimi yapılamayacağı kanıtlamış oldu. Hatta bunun ötesinde dünya ülkelerinde darbe girişimi olursa nasıl bastırılacağının yanında demokrasiye nasıl sahip çıkılacağını tüm dünya hakları öğrenmiş oldu.
Gelelim Türkiye’ye!
Türkiye artık eski yöntemlerle, dışa bağlı sistemlerle yönetilemeyeceğini ortaya 7 Ağustos tarihinde ortaya koydu. Muhalefeti, iktidarı, Silahlı Kuvvetleri, sivil toplum kuruluşları, basını ve halkı gibi tüm unsurları ile bir araya gelerek birlik beraberlik mesajı verirken bir ant içildi. Herksin bildiği ve dünyaya hatırlatılan bu ant “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir”. Herkes bunu görmüş ve kabul etmiş oldu.
Bugüne kadar üstlerine rol düşen herkes en iyi şekilde görevlerini yerine getirdiler. Artık en önemli asıl görev zamanı başladı. Bu görev sivil inisiyatife düşmektedir. Bu görev önce kendi halkı başta olmak kaydıyla dünya halklarına Türkiye de neler olduğunu anlatmaktır. Bu görev çok ciddiye alınarak yerine getirilmek için çalışılmalıdır. Sivil toplum temsilcisi olarak ben üstüme düşen tüm sorumluğumu yerime getirmek için hazırlıklarıma başladım. Görevimiz ise önce Türk gençliği olmak kaydıyla dünya gençliğine demokrasinin ve insani yaşamanın nasıl olması gerektiğini anlatmak olacaktır.
Her sivil inisiyatif kendinin misyonu gereği neler yapabileceğini ortaya koymalı ve demokrasiyi çevrelerine anlatmalıdır. Bunun için tüm devlet yapıları hiç esirgemeden destek vereceklerdir. O zaman görev başına. Hepimize kolay gelsin. Gözümüz açık olmalı.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Görev başına
Köşemi yazmak için önce 15 Temmuz’dan bu yana sosyal medyaya düşmüş tüm videoları, fotoğrafları izledim. Olup bitenlere hala ve hala anlam veremiyorum. Yüz Milyarlarca Türk Lirası harcamaktan çekinmediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hainlerin olması ve devletine silah çekmesi. Yirmi birinci yüzyılda bu kalkışma gerçekten çok akilselim bir olay değil.
Fetö hain terör örgütü, yüz binlerce insanın aklını yıkamış ve kendi milletinin üzerine salmıştır. Türkiye ve Türk Milleti, 15 Temmuz günü, geçmişinde neler yaşadığını ve geleceğini nasıl yaşamak istediğini o anda gördü ve harekete geçti. 15 Temmuzdan bugüne kadar dünyaya, demokrasinin ne olduğunu ve aynı zamanda demokrasi dersi veren bir ülke oldu Türkiye.
Dün bağımsızlığı için kanının son damlasını döken Türk Milleti, bugün ise demokrasiyi tırnaklarıyla kazıyarak öğrenmiş ve öğreten bir Türk Milleti yeryüzünde. Tarihe önemli bir not daha atıldı. Not “Türk Milleti dünyaya demokrasi dersi verdi 15 Temmuz.” Bu not tarihe büyük harfler ile kazındı.
7 Ağustos tarihi, dünya tarihinde ilk kez gerçekleşmiş bir miting şahit oldu. Bu miting, Türkiye de artık hiçbir şekilde darbe girişimi yapılamayacağı kanıtlamış oldu. Hatta bunun ötesinde dünya ülkelerinde darbe girişimi olursa nasıl bastırılacağının yanında demokrasiye nasıl sahip çıkılacağını tüm dünya hakları öğrenmiş oldu.
Gelelim Türkiye’ye!
Türkiye artık eski yöntemlerle, dışa bağlı sistemlerle yönetilemeyeceğini ortaya 7 Ağustos tarihinde ortaya koydu. Muhalefeti, iktidarı, Silahlı Kuvvetleri, sivil toplum kuruluşları, basını ve halkı gibi tüm unsurları ile bir araya gelerek birlik beraberlik mesajı verirken bir ant içildi. Herksin bildiği ve dünyaya hatırlatılan bu ant “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir”. Herkes bunu görmüş ve kabul etmiş oldu.
Bugüne kadar üstlerine rol düşen herkes en iyi şekilde görevlerini yerine getirdiler. Artık en önemli asıl görev zamanı başladı. Bu görev sivil inisiyatife düşmektedir. Bu görev önce kendi halkı başta olmak kaydıyla dünya halklarına Türkiye de neler olduğunu anlatmaktır. Bu görev çok ciddiye alınarak yerine getirilmek için çalışılmalıdır. Sivil toplum temsilcisi olarak ben üstüme düşen tüm sorumluğumu yerime getirmek için hazırlıklarıma başladım. Görevimiz ise önce Türk gençliği olmak kaydıyla dünya gençliğine demokrasinin ve insani yaşamanın nasıl olması gerektiğini anlatmak olacaktır.
Her sivil inisiyatif kendinin misyonu gereği neler yapabileceğini ortaya koymalı ve demokrasiyi çevrelerine anlatmalıdır. Bunun için tüm devlet yapıları hiç esirgemeden destek vereceklerdir. O zaman görev başına. Hepimize kolay gelsin. Gözümüz açık olmalı.