Bildiğimiz şeylerin yanında bilmediğimiz o kadar çok şey varmış ki yaşadıkça ve okudukça anladığımız zamanlar içindeyiz.
Her gün yaşamınızdan bir gün azalırken hayattan kazandığımız deneğim, bir artmaktadır. Evimizde, sokağımızda, mahallemizde, ilçemize, şehrimizde ülkemizde ve dünyamızda o kadar çok gündem hızlı değişiyor ki bazen takip etmek çok zor olabiliyor.
Aile içinde bir kişi mutlu ve mutsuz olduğunda ailenin diğer tüm fertlerini doğrudan etkilediğini düşünürsek, sokağımızda, şehrimizde ve ülkemizde olup biten gündemin bizim hallerimizi ya da yaşam tarzımızı doğrudan değiştirebilir.
Görüyoruz ki iktidarın ve muhalefetin davranışları tüm yaşam standartlarımızı olumlu olumsuz yönde etkilediğini açıkça ortadadır. İktidarın ve muhalefetin davranışları bu denli bizleri etkilerken bunları anlayışla karşılıyorum ama bir kişinin bir telefon, bir tripodla tüm gündemi, tüm yaşantılarımızı etkiliyor olmasını algılamam gerçekten çok zor. Çünkü söylediklerinden bir tanesi bile gerçekse, biz neler yaşamışız, biz neler kaybetmişiz demek yersiz olmaz.
Çekilen videolar sonrasında iddia benim her birini detaylıca izlendiğinde ortaya çıkan sonuçlar tüm hayatlarımızdan 1 parça bizden götürüldüğünü göstermektedir. Tabii bunlar bir iddia anca yalan bile olsa ülkenin gündemini bu kadar etkiliyor olması gerçekten anlaşılır gibi değil.
Bunca şeyi bir tarafa koyarak Türk vatandaşı, Türk milleti olarak her şeyden önce çok akıllı olmamız gerekmektedir. Her şeyden önce coğrafyamızın ne kadar güçlü olduğunu akıllarımıza sokmamız gerekmektedir. Bu ülke için, bu ülkenin kaynakları için içeride ve dışarıda çok fazla gücün olduğunu bilmek gerekir. O neden ne Türk milletinin her şeyden önce eğitimli bireyler olması gerekmektedir. Her ne şart ortaya sunulursa sunulsun öncelikle kendimizi de kendimizden sonraki nesillerin tamamının eğitimli olmasının çabasını vermek gerekmektedir. Eğer biz bu çabayı bugün vermezsek iddialar, iddia kalsa bile bu ülkenin birçok değeri tüketilmiş olacaktır.
O zaman bilmeliyiz ki eğitimli bir toplum olup ülkenin denge ve denetim değerlerine koşulsuz işlemesini sağlamalıyız. İşte o zaman suçlular suç işlemek konusunda cesaretleri kırılır ve dolayısıyla Türk halkının yaşam kalitesi doğrudan iliştirilmiş olunur.
İnsanlar olup bitenleri denge denetim mekanizmalarından süzülerek yapıldığını gördüğünde işte o zaman ruh sağlıkları da kirlenmiş ya da yıpratılmış olmayacaktır.
Her şey isteme bağlı ve her şey kanunla, nizamla ifade edilir olacaktır. İşte o zaman güçlünün adaleti değil, haklının güçlünün adaleti ortaya çıkacaktır.
Geriye doğru baktığımızda birçok kaybı görmek mümkün... Eğer bundan sonrasını kurtarmak istiyorsak ve eğer bundan sonraki yaşama değer veriyorsak kanunlara, denge ve denetim sistemlerine koşulsuz uymak gerekmektedir.
Koşulsuz eğitime sahip çıkıp, koşulsuz yaşama değer katmak gerekmektedir. Bizim tek şartımız koşulsuz toplum yararına iyileşmeler içinde olmamız olmalıdır...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Koşulsuz
Bildiğimiz şeylerin yanında bilmediğimiz o kadar çok şey varmış ki yaşadıkça ve okudukça anladığımız zamanlar içindeyiz.
Her gün yaşamınızdan bir gün azalırken hayattan kazandığımız deneğim, bir artmaktadır. Evimizde, sokağımızda, mahallemizde, ilçemize, şehrimizde ülkemizde ve dünyamızda o kadar çok gündem hızlı değişiyor ki bazen takip etmek çok zor olabiliyor.
Aile içinde bir kişi mutlu ve mutsuz olduğunda ailenin diğer tüm fertlerini doğrudan etkilediğini düşünürsek, sokağımızda, şehrimizde ve ülkemizde olup biten gündemin bizim hallerimizi ya da yaşam tarzımızı doğrudan değiştirebilir.
Görüyoruz ki iktidarın ve muhalefetin davranışları tüm yaşam standartlarımızı olumlu olumsuz yönde etkilediğini açıkça ortadadır. İktidarın ve muhalefetin davranışları bu denli bizleri etkilerken bunları anlayışla karşılıyorum ama bir kişinin bir telefon, bir tripodla tüm gündemi, tüm yaşantılarımızı etkiliyor olmasını algılamam gerçekten çok zor. Çünkü söylediklerinden bir tanesi bile gerçekse, biz neler yaşamışız, biz neler kaybetmişiz demek yersiz olmaz.
Çekilen videolar sonrasında iddia benim her birini detaylıca izlendiğinde ortaya çıkan sonuçlar tüm hayatlarımızdan 1 parça bizden götürüldüğünü göstermektedir. Tabii bunlar bir iddia anca yalan bile olsa ülkenin gündemini bu kadar etkiliyor olması gerçekten anlaşılır gibi değil.
Bunca şeyi bir tarafa koyarak Türk vatandaşı, Türk milleti olarak her şeyden önce çok akıllı olmamız gerekmektedir. Her şeyden önce coğrafyamızın ne kadar güçlü olduğunu akıllarımıza sokmamız gerekmektedir. Bu ülke için, bu ülkenin kaynakları için içeride ve dışarıda çok fazla gücün olduğunu bilmek gerekir. O neden ne Türk milletinin her şeyden önce eğitimli bireyler olması gerekmektedir. Her ne şart ortaya sunulursa sunulsun öncelikle kendimizi de kendimizden sonraki nesillerin tamamının eğitimli olmasının çabasını vermek gerekmektedir. Eğer biz bu çabayı bugün vermezsek iddialar, iddia kalsa bile bu ülkenin birçok değeri tüketilmiş olacaktır.
O zaman bilmeliyiz ki eğitimli bir toplum olup ülkenin denge ve denetim değerlerine koşulsuz işlemesini sağlamalıyız. İşte o zaman suçlular suç işlemek konusunda cesaretleri kırılır ve dolayısıyla Türk halkının yaşam kalitesi doğrudan iliştirilmiş olunur.
İnsanlar olup bitenleri denge denetim mekanizmalarından süzülerek yapıldığını gördüğünde işte o zaman ruh sağlıkları da kirlenmiş ya da yıpratılmış olmayacaktır.
Her şey isteme bağlı ve her şey kanunla, nizamla ifade edilir olacaktır. İşte o zaman güçlünün adaleti değil, haklının güçlünün adaleti ortaya çıkacaktır.
Geriye doğru baktığımızda birçok kaybı görmek mümkün... Eğer bundan sonrasını kurtarmak istiyorsak ve eğer bundan sonraki yaşama değer veriyorsak kanunlara, denge ve denetim sistemlerine koşulsuz uymak gerekmektedir.
Koşulsuz eğitime sahip çıkıp, koşulsuz yaşama değer katmak gerekmektedir. Bizim tek şartımız koşulsuz toplum yararına iyileşmeler içinde olmamız olmalıdır...