2000 yılı benim için yeni bir çağ başlangıcıdır. 2000 yılı iletişim çağıdır. Resmi olmayan bir benzetme olan iletişim çağının dönüm noktası iletişim kaynaklarının büyümesi ve artmasındandır.
2000 yılı öncesi insanların iletişim becerileri daha az olmasından dolayı o döneme ait sorunlar ve çözümler o döneme ait genel çizgiler taşır.
2000 yılı sonrası hem sorunlar hem de çözüm yöntemleri farklılıklar kazmıştır.
Yani 2000 yılı sonrası insanlar kendilerini bastırırken daha doğrusu sorunlarını içine atarken artık sorunlarını bastırmama kararı alarak çeşitli araçlar kullanarak toplumla paylaşmaya başladılar.
Dolayısıyla birçok sorun 2000 yılı sonrası daha net görünür oldu.
Bu sorunların en büyüğü ise toplumsal kutuplaşma olmuştur.
Toplum olarak bir şeyler söylemek ve iyileştirme yapmak gerekiyor ancak ne yazık kutuplaşma ile ilgili birçok söylenen şey sözlerde kalıyor.
Kutuplaşmaya nedeni ise Dünyada yaşayan insanların politik kararları sonucu, kültürel değerlerin etkisi, ekonomik sorunların yansıması ve sosyal imkanların yetersizliğindendir.
Yani kutuplaşmaya neden olan insanın tam kendisidir.
Her insanın ömrü ortalama olarak birbirine yakın olmasına rağmen hırsları ve yanlışlıkları nedeniyle sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi güç sahibi olmak istemekte. Sanki yüzyıllar boyunca yaşayacakmış gibi sorunlar ortaya koymakta. Ancak bilinen bir gerçek var ki yaşamlarımız sınırlı. Bu sınırlı yaşam zaman içinde birlikte yaşamayı ve tolerans göstermeyi bilmek lazım.
İşte o zaman yaşam kalitesi her bireyde artmış olacak ve daha güvenli toplumlar inşa edilmiş olacaktır.
e-gençlik Derneği olarak kutuplaşmanın azaltılması için bugün Danimarka'da bulunmaktayız.
Kutuplaşmaya neden olan her konuyu ayrıntılı olarak değerlendirmeye çalıştığımız Erasmus+ Programının fon sağladığı Phoenix/Fonix Projesi içinde yer almaktayız.
Proje dahilinde; ASOCIACION LAS NINAS DEL TUL - İspanya, SØHOLM 4H - Danimarka ve STIFTELSEN BUSKERUD TEATER Norveç kuruluşları ile işbirliği yaparak dünyada kutuplaşmanın nedenlerini tartışarak, kutuplaşmanın önüne geçmenin pratik bilgilerini hazırlamaya çalışmaktayız. Katılımcı ülkelerden gelen kuruluşların kutuplaşmaya nasıl baktığını ve kutuplaşma için neler yapılması gerektiğini tartışarak belgeler hazırlamaya çalışmaktayız.
Proje dahilinde hazırlanacak sonuçlar ise toplumun tamamına yansıması için yaygınlaştırma çalışmaları yapacağız.
Yani biz kutuplaşmanın azalması için elimizden geleni yüksek sesle dile getireceğiz.
Örneğin dinsel kimlikler üstünde insanların birbirini öteki olarak görülmesi, ya da etnik kimlikler üzerinden birbirini öteki olarak görmesi ya da ekonomik farklılıklardan dolayı birbirini öteki görmesi gibi farklı kutuplaşmalar devam etmektedir.
Bütün bunlar yani toplumsal kutuplaşmanın dünyada devam ettiğini biliyoruz, ortaya konan bu kutuplaşma şekilleri ise sınıfsal ilişkileri de değiştiren boyutuyla yeni bir kutuplaşma haline dönüşmüştür.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Kutuplaşmamak için…
2000 yılı benim için yeni bir çağ başlangıcıdır. 2000 yılı iletişim çağıdır. Resmi olmayan bir benzetme olan iletişim çağının dönüm noktası iletişim kaynaklarının büyümesi ve artmasındandır.
2000 yılı öncesi insanların iletişim becerileri daha az olmasından dolayı o döneme ait sorunlar ve çözümler o döneme ait genel çizgiler taşır.
2000 yılı sonrası hem sorunlar hem de çözüm yöntemleri farklılıklar kazmıştır.
Yani 2000 yılı sonrası insanlar kendilerini bastırırken daha doğrusu sorunlarını içine atarken artık sorunlarını bastırmama kararı alarak çeşitli araçlar kullanarak toplumla paylaşmaya başladılar.
Dolayısıyla birçok sorun 2000 yılı sonrası daha net görünür oldu.
Bu sorunların en büyüğü ise toplumsal kutuplaşma olmuştur.
Toplum olarak bir şeyler söylemek ve iyileştirme yapmak gerekiyor ancak ne yazık kutuplaşma ile ilgili birçok söylenen şey sözlerde kalıyor.
Kutuplaşmaya nedeni ise Dünyada yaşayan insanların politik kararları sonucu, kültürel değerlerin etkisi, ekonomik sorunların yansıması ve sosyal imkanların yetersizliğindendir.
Yani kutuplaşmaya neden olan insanın tam kendisidir.
Her insanın ömrü ortalama olarak birbirine yakın olmasına rağmen hırsları ve yanlışlıkları nedeniyle sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi güç sahibi olmak istemekte. Sanki yüzyıllar boyunca yaşayacakmış gibi sorunlar ortaya koymakta. Ancak bilinen bir gerçek var ki yaşamlarımız sınırlı. Bu sınırlı yaşam zaman içinde birlikte yaşamayı ve tolerans göstermeyi bilmek lazım.
İşte o zaman yaşam kalitesi her bireyde artmış olacak ve daha güvenli toplumlar inşa edilmiş olacaktır.
e-gençlik Derneği olarak kutuplaşmanın azaltılması için bugün Danimarka'da bulunmaktayız.
Kutuplaşmaya neden olan her konuyu ayrıntılı olarak değerlendirmeye çalıştığımız Erasmus+ Programının fon sağladığı Phoenix/Fonix Projesi içinde yer almaktayız.
Proje dahilinde; ASOCIACION LAS NINAS DEL TUL - İspanya, SØHOLM 4H - Danimarka ve STIFTELSEN BUSKERUD TEATER Norveç kuruluşları ile işbirliği yaparak dünyada kutuplaşmanın nedenlerini tartışarak, kutuplaşmanın önüne geçmenin pratik bilgilerini hazırlamaya çalışmaktayız. Katılımcı ülkelerden gelen kuruluşların kutuplaşmaya nasıl baktığını ve kutuplaşma için neler yapılması gerektiğini tartışarak belgeler hazırlamaya çalışmaktayız.
Proje dahilinde hazırlanacak sonuçlar ise toplumun tamamına yansıması için yaygınlaştırma çalışmaları yapacağız.
Yani biz kutuplaşmanın azalması için elimizden geleni yüksek sesle dile getireceğiz.
Örneğin dinsel kimlikler üstünde insanların birbirini öteki olarak görülmesi, ya da etnik kimlikler üzerinden birbirini öteki olarak görmesi ya da ekonomik farklılıklardan dolayı birbirini öteki görmesi gibi farklı kutuplaşmalar devam etmektedir.
Bütün bunlar yani toplumsal kutuplaşmanın dünyada devam ettiğini biliyoruz, ortaya konan bu kutuplaşma şekilleri ise sınıfsal ilişkileri de değiştiren boyutuyla yeni bir kutuplaşma haline dönüşmüştür.