Nereden geldik nereye gidiyoruz şarkısını hep beraber söylememiz gerekiyor. Şarkı diyorum çünkü dünün sorunlarını bugün hissederek ve acı çekerek yaşıyoruz. Ne mi diyorum, bir çevrenize bakın.

Toplumun büyük bir kısmı ekonomiden dolayı büyük sıkıntılar içinde. Bunun nedeni doğrudan kendimizdir. Bizi yönetenlere niçin, neden demeden hareket etmelerine izin verdiğimiz için bugün ekonomik sıkıntılar içindeyiz.

Geçtiğimiz zamanlarda ekonomik büyümeyi başarı olarak bize anlatanları saatlerce günlerce ve yıllarca izledik. Ancak fark ettik ki ekonomik büyüme, toplumsal büyüme değildir yine fark ettik ki enflasyon fakirlikten başka hiçbir şey değildir.

Dün bizi ekonomik başarılardan bahsedilirken sadece toplumun belirli bir kesimini zenginleştirme çalışması olduğunu tamamen gözden kaçırdığınızı bugün fark ettik. Ne yazık ki uzun bir süre fakir kalacağız. Yine ne yazık ki fakirlik ten dolayı birçok sıkıntı yaşayacağız. Diyelim ki bugün enflasyonu yensek emin olun ki zenginleşmek anlamına gelmeyecektir. Enflasyonu yenmek bize sadece iş ve aş getirecektir.

Bugün size ekonomik büyümeden bahseden olursa yanından kaçınız. Ekonomik büyüme dediğim gibi sadece belirli bir kesimi mutlu etmek olduğunu bilmeniz gerekmektedir.

Her zaman söylediğim gibi birçok insan finansla, iktisattı birbirine karıştırmaktadır. Devlet yöneticilerimiz genelde finansla yönetilme konusunda bolca birçok şey anlatır. Ancak bilin ki finans toplumun aç mı diye bakmaz. Eğer bir gün toplum iktisatla yönetilirse işte o zaman toplum iyi besleniyor mu, başınız sokabileceği evi var mı yani hayat kalitesi iyi mi diye sorgulanır.

İşte bugün anlamamız gerekir ki finansla değil iktisatla yönetilmek gerektiği.

Bugün emekliye ne kadar vermek gerekiyor kavramları konuşulmakta. Ne yazık ki ne kadar verelim kavramı günü kurtarmaktan başka hiçbir şey değildir.

Devletin tasarruf yapması gerekirken ne yazık ki devlet tasarruf kavramını yeterince uygulanamamaktadır.

Eğer bugün tasarruf yapılmak istense yapılacak en baştaki konular şöyle olmalıdır.

Kısa zaman içinde 10 milyon kaymak tabakada bulunan kişilerin servet düzenlenmesi yapılması gerekmektedir, yine beraberinde kamu harcamalarında kapsamlı tasarruf paketleri ortaya konması gerekmektedir. Devletin içinde bulunan bankamatik tabanlı memurların işlerine bir an önce son verilmesi gerekmektedir. Diğer önemli konuyu ise Merkez Bankası Başkanı, TÜİK başkanı, BDDK başkanı ve MASAK başkanı kanunlar eşliğinde bağımsızlıkları tam olarak koruma altına alınmalıdır.

İşte saydığım yukarıdaki 4 konuyla ilgili tam anlamıyla çalışma yapılırsa emin olun ki iktisadi büyüme yakın zamanda bizimle olacaktır.

Daha fazla hata yapmadan ve geriye dönük boşu boşuna üzülmemek için bir an önce anayasanın her vatandaşa verdiği denetim hakkını kullanılması gerekmektedir. Denetim hakkı kullanmak toplumsal bütünleşmenin en önemli unsurudur.

Büyüyen Türkiye ve adil Türkiye'nin yolu denetimden geçmektedir