Nezaket kurallarını yitirmeye başladığımız bu günlerde güzel bir insan ile karşılaştım. Stresin ve yoğunluğu en fazla olan mesleklerden biri olan şoförlükte karşılaştım. Evimden işime ve işimden evime otobüs kullanmaktayım. 28 Kasım Salı günü sabah sekiz gibi Yeşil Yayladan 25-B otobüsüne bindim. “Günaydın” dedim ve şoför “günaydın efendim, nasılsınız?” Dedi.
Açıkçası çok şaşırdım ve o nedenle de o gün yaşadığımı gündeme uyarlayarak sizinle paylaşmak istedim.
Bindim duraktan, Balibey Han Durağı’na inene kadar en arka koltukta koltukta oturdum ve şoförü izledim. Şoför Bey tüm trafik kurallarına uyduğu gibi, durduğu duraktaki “ şoför Bey şuraya gider mi?, şu durağa gelince beni indir misiniz?, şuraya nasıl gidebilirim” gibi gelen tüm sorulara nezaket kuralları çerçevesinde gerektiği kadar cevaplar vererek açıkçası birçok kişiyi de şaşırttı. Otobüsten indim ve plakasını aldım 16 LU 833. Şoför Bey gerçekten davranışlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Tabi şans bu ya akşamleyin de aynı otobüse denk geldim. “İyi akşamlar” dedim ve aynı sabah ki nezaketi ile “iyi akşamlar efendim” dedi.
Bunu özellikle yazmak istememin nedeni ise bugünlerde siyasetin en üst noktasından, ailelerimizin içi içinde kaybettiğimiz nezaketi açıkçası bu bey efendide gördüm. Tabi otobüste bunu fark edenlerin yüzlerinde de küçük küçük gülümsemeler meydana gelmiş olması ve otobüs içinde de insanların birbirine daha fazla saygılı davranmasına neden olmuştur. Bir adam işini doğru yaptığı gibi taşıdığı yolcularının yüzünü gülümsetmiştir. Bunun kıymeti gerçekten çok fazla olduğunu düşünmekteyim.
Denizyıldızı hikâyesi gibi bir şey bu olayda. Çocuk karaya vuran denizyıldızlarını denize fırlatır belki içlerinden biri kurtulur diye. Şoförde benzer bir davranışın içinde . Şimdi gelim bir şoförden yola çıkarak çevremizde olup bitenlere. Türkiye bugünlerde siyasette ve bürokraside çok acayip gelişmeler yaşamaktadır. Herkes birbirlerine tahammüller dışında davranışlar sunduğu gibi birçok kural dışı uygulamalar ile birbirini ezmektedir. Ne yazık ki olup bitenleri garipseyerek karşılamaktayım. Örflerimiz adetlerimiz ve inaçlarımızın hiç birinde olmayan davranışlar. Bu ne kadar böyle gider bilinmez ama toplumumuz her olayı artık ciddi şekilde yorumlamakta. Çoğalan ve az bir kemsin yaptığı nezaketsizliğe karşı büyük bir kesim ciddi bir tepki koymaya başladığını görmekteyiz.
Değerli okurlar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde birçok değeri içinde barındırmaktadır. Bu değerler ancak ve ancak beraber ve birlikte olmak ile anlaşılır. İşte buradan yola çıkarak birbirimize olan nezaketi esirgemememiz gerekmektedir.
25-B şoförü bugün siyasetçilerimizden, bürokratlarımızdan ve ailelerimize kadar örnek olsun. Yolunuz düşerse mutlaka tanışın ve sizde niçin bu dünya tatlısı insanı örnek aldığımı görünüz. Şoför Bey teşekkür ederim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Nezaket mi buyurunuz
Nezaket kurallarını yitirmeye başladığımız bu günlerde güzel bir insan ile karşılaştım. Stresin ve yoğunluğu en fazla olan mesleklerden biri olan şoförlükte karşılaştım. Evimden işime ve işimden evime otobüs kullanmaktayım. 28 Kasım Salı günü sabah sekiz gibi Yeşil Yayladan 25-B otobüsüne bindim. “Günaydın” dedim ve şoför “günaydın efendim, nasılsınız?” Dedi.
Açıkçası çok şaşırdım ve o nedenle de o gün yaşadığımı gündeme uyarlayarak sizinle paylaşmak istedim.
Bindim duraktan, Balibey Han Durağı’na inene kadar en arka koltukta koltukta oturdum ve şoförü izledim. Şoför Bey tüm trafik kurallarına uyduğu gibi, durduğu duraktaki “ şoför Bey şuraya gider mi?, şu durağa gelince beni indir misiniz?, şuraya nasıl gidebilirim” gibi gelen tüm sorulara nezaket kuralları çerçevesinde gerektiği kadar cevaplar vererek açıkçası birçok kişiyi de şaşırttı. Otobüsten indim ve plakasını aldım 16 LU 833. Şoför Bey gerçekten davranışlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Tabi şans bu ya akşamleyin de aynı otobüse denk geldim. “İyi akşamlar” dedim ve aynı sabah ki nezaketi ile “iyi akşamlar efendim” dedi.
Bunu özellikle yazmak istememin nedeni ise bugünlerde siyasetin en üst noktasından, ailelerimizin içi içinde kaybettiğimiz nezaketi açıkçası bu bey efendide gördüm. Tabi otobüste bunu fark edenlerin yüzlerinde de küçük küçük gülümsemeler meydana gelmiş olması ve otobüs içinde de insanların birbirine daha fazla saygılı davranmasına neden olmuştur. Bir adam işini doğru yaptığı gibi taşıdığı yolcularının yüzünü gülümsetmiştir. Bunun kıymeti gerçekten çok fazla olduğunu düşünmekteyim.
Denizyıldızı hikâyesi gibi bir şey bu olayda. Çocuk karaya vuran denizyıldızlarını denize fırlatır belki içlerinden biri kurtulur diye. Şoförde benzer bir davranışın içinde . Şimdi gelim bir şoförden yola çıkarak çevremizde olup bitenlere. Türkiye bugünlerde siyasette ve bürokraside çok acayip gelişmeler yaşamaktadır. Herkes birbirlerine tahammüller dışında davranışlar sunduğu gibi birçok kural dışı uygulamalar ile birbirini ezmektedir. Ne yazık ki olup bitenleri garipseyerek karşılamaktayım. Örflerimiz adetlerimiz ve inaçlarımızın hiç birinde olmayan davranışlar. Bu ne kadar böyle gider bilinmez ama toplumumuz her olayı artık ciddi şekilde yorumlamakta. Çoğalan ve az bir kemsin yaptığı nezaketsizliğe karşı büyük bir kesim ciddi bir tepki koymaya başladığını görmekteyiz.
Değerli okurlar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde birçok değeri içinde barındırmaktadır. Bu değerler ancak ve ancak beraber ve birlikte olmak ile anlaşılır. İşte buradan yola çıkarak birbirimize olan nezaketi esirgemememiz gerekmektedir.
25-B şoförü bugün siyasetçilerimizden, bürokratlarımızdan ve ailelerimize kadar örnek olsun. Yolunuz düşerse mutlaka tanışın ve sizde niçin bu dünya tatlısı insanı örnek aldığımı görünüz. Şoför Bey teşekkür ederim.