Kendi yaşamlarımızda, aile yaşamımızda, yakın çevre yaşamımızda, şehir yaşamımızda ve ülke yaşamımızda o kadar çok şey oluyor ve bitemeden yerine başka bir şeyler olmaya devam ediyor. Yani sürekli olarak gündemimiz değişiyor.
Neden, niçin mi? bunun cevabı zaten biliyorsunuz ancak cevabı hatırlamamak için bile zaman kalmada başka bir şeyler oluyor ve hayat böyle akıp geçiyor…
Yaşanan bu hızlı gündem değişikliği her şeyi değiştirdiği gibi insanlarda ise, ruhsal sağlığı ve bedensel sağlığı doğrudan tehdit etmektedir.
Ne acıları nede sevinçleri yeterince yaşayabiliyoruz. Tabi bu durum iki ekonomik grubu doğrudan etkiliyor. Alt gelir grubu ve orta gelir grubu. Üst gelir grubuna ne oluyor dediğinizi duyuyorum ona sonra geleceğiz…
Biraz örneklerle gidelim ki meseleyi daha iyi anlayalım.
Sürekli olarak ülkenin her yerinde şehitlerimiz oluyor, bugüne kadar şehit cenazesi kılınmamış camimiz kalmamıştır. Bu kadar şehitlerimiz varken ve her şehidimizin milli davaya doğrudan katkısı varken şimdi kaçını hatırlıyoruz! Samimi cevap verirseniz sadece akraba bağlarınız dahilinde şehitleriniz varsa onları hatırlıyorsunuz. Neden mi hatırlamıyorsunuz, çünkü unutmanız gerekiyor!
Yine birçok kadına ve çocuğa işkenceler, tecavüzler ve tacizler gerçekleştiriliyor. Ulusal gündemde yer almışsa eğer biraz biraz bu olayları hatırlıyor bazen sloganlar yayınlıyor sonra ise hemen olayları yine unutuyoruz. Neden mi? Biraz önce dediğim gibi unutmamız gerekiyor!
Ekonomik nedenlerden dolayı birçok kişi “açım” diye ifadeler kullanıp kendini yakıyor veya ailesine yada yakın çevresine zarar verecek şeyler yapıyor. Ulusal gündem olsa bile neredeyse hiç birini hatırlamıyoruz. Kimlerin kendilerini şehir merkezlerinde yaktığını, kimlerin ailece toplu intiha ettiğini yada kimlerin hırsızlık gibi yasa dışı işler ile para kazanmaya çalıştıklarını zaten hiç hatırlamıyoruz. Alın teriyle para kazanılıyor olduğunu unuttuk. Niçin mi, yine söyleyeyim unutmamız gerekiyor!
Çiftçilerin zamanında çığlık atmıştı. “ Litresinin 1 TL’ye maliyeti olan ettiğiniz benzini bana 1,5 TL satın işte o zaman görün ki çiftçilik nasıl yapılıyor” dendiğini unuttuk. KDV artı ÖTV artı bilmem ne diyerek vergilendirilen hammadde ile bugün tarım yapılmaz hale gelmiştir. Bugün birçok tarım toprağı işlenmemektedir. Aynı durum hayvancılıkta da mevcut. Bugün sebzeyi, meyveyi, eti, balığı ve diğer tüm gıda ürünlerini birçok ülkeye göre kat kat fazla para ödemekteyiz. Niçin mi ödüyoruz çünkü çiftçinin pahalı üretim yapmak zorunda kaldığını unuttuk!
Sık sık Türk lirasının değer kaybından bahsetmekteyiz. Dış saldırılar, üretim eksikliği gibi birçok neden ortada ama Türk parası her zamankinden daha fazla değer kaybetmiştir. Bunu çok yakından bir örnekle açıklayacağım. 2000 yılından bu yana Bulgar levasına karşı Türk Lirası kat kat değer kaybetmiştir. 2000 yılının başında 1 TL - 3,58 levaya denk gelirken, şimdi ise 1 TL - 0,21 Bulgar levasına denk gelmektedir. Bulgaristan dan örnek vermemin nedeni ise hangi yer altı kaynağına sahipler, yada Türkiye’den neleri fazla… Sadece bu kadar değer kaybı yaratabilecek şeyler neler merak etmekteyim. Üstelik diğer tüm ülkelerle Türkiye’yi kıyaslasak aynı sonucu verecektir. Bunu sorgulayacak zamanımız olmadığı gibi niçin olduğunu unuttuk.
Daha birçok örnek vermek gerekiyor ancak o yaşanan olayları da unutmak zorunda kaldık. Çünkü unutmamız gerekiyordu. Alt gelir ve orta gelir gurubunda yaşayan insanlar unutmak zorundayken üst gelir grubuna it bir kısım ise tüm unutturma rollerinde yer alan gruplar oldu. Bu gruplar kendi ekonomileri için siyaseti, vicdanı, ahlakı ve dini kullanmaktan hiç çekinmediler. Üstelik onların bir acısı veya bir mutluluğu olduğunda ise alt ve orta gelirin tamamı onlardan daha çok hatırlanması sağlandı. İşte bir tek onları unutmadık. Onların acılarını ve mutluluklarını her zaman hatırladık ve hatırlamaya devam etmekteyiz.
Bugün toplumun büyük bir kısmı tüm değer yargılarını hatırlamalıdır. Birlikte yaşamak için tüm mücadele alanlarında etkin adımlar atmalıdır.
Her meslek kuruşundaki insanlar kendi mesleğini en iyi şekilde icra ederken çevresindeki her insanla doğrudan sağlıklı ilişkiler kurmalıdır. Artık acıları ve mutlulukları birbirleriyle daha fazla yaşayacak zamanlar oluşturmalıdır. Eğer bir toplum birlikte yaşaya bilirse acıları azalır ve mutlulukları kesinlikle artar bunu unutmamak ve daima hatırlamak gerekmektedir.
Her unutturma olayına inat birlikte yaşama fikrine bağlı kalmayı unutmamak gerekir. İşte o zaman iyileşmeler başlayacaktır. Sizde unutmayın ki iyileşme daha hızlı olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Unutmamız gerekiyor!