Birçok ülkede, birçok faaliyet gerçekleştirmiş biri olarak en çok üzüldüğüm konu günü kurtarmaya çalışıyor olmak ve birçok zahmetle hazırlanmış geçmişe dayalı hiçbir şeyi görmüyor olmak!... Yani her seferinde ya tekrar bir keşif yapıyoruz ya da her seferinde sadece konuşmak için konuşuyoruz. Bu durum beni gerçekten çok fazla üzmektedir. Tabii beni üzdüğü gibi sizleri de üzülmesi gereken çok önemli bir mevzu olduğunu bilmeniz gerekiyor.

Belirttiğim gibi yurt dışında, bir bir yol haritası ya da bir proje ortaya konduğunda o çalışmanın sonlandığını muhakkak görmüşümdür. Ancak ülkemizde birçok kez aynı konuyu konuştuğumuzu, birçok kez aynı çalışmaları tekrar yaptığımızı ama harcanan o kadar emeğe rağmen sonuca ulaşılmadığını birçok çalışmayı saymak çok mümkün.

İşte bu durum; enerjimizi, hedefimizi ve geleceğimizi karartan en büyük yaklaşımdır. Bu durumları iyileştirmek için 7’den 77’ye Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkesin zihniyet değişikliğine ihtiyacı bulunmaktadır. 

Yani sadece konuşmak için konuşmamak gerekiyor, yazılan bir projenin raflarda olmaması gerekiyor, geçmişten kazandığımız bunca deneyim dolaplara sıkıştırılmaması gerekiyor. Yani olaylara büsbütün bakmanın yolu bulması gerekiyor. Bunun içinde topyekûn zihniyet değişikliğine ihtiyacımız bulunmakta.

Çünkü geçmişte onlarca kez tarımsal çalışmalarla ilgili mevzuat çalışmaları ortaya kondu, onlarca kez hukukta-yargıda İyileştirmeler ortaya kondu, onlarca kez eğitim politikaları ortaya kondu, onlarca kez kadının erkekle eşit olduğu ifade edildi, onlarca kez kamuda tasarruf genelgeleri ortaya kondu, onlarca kez siyasi partiler yasası ile ilgili iyileştirmeler ortaya kondu. Onlarca kez insana yaraşır çalışma standartları ortaya kondu, onlarca kez yaşanabilir şehirler ile ilgili planlar sunuldu... Peki sonra ne oldu? Sadece günü kurtarmaya yönelik adımlar, boşuna harcanmış zaman ve ülkenin geleceğinden çalınmış fırsatlar oldu...

İşte o nedenle tekrar bu hatalara düşmemek adına topyekûn zihniyet değişikliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Sadece insanın ve ülkenin geleceği hedeflenerek stratejik planlar ve stratejik adımlar sunulmalıdır. Bu çerçeveden bakarak geçmişte yapılmış tüm iyileştirme çalışmalarını kaynak alarak geleceğe daha çağa uygun politikalarla adımlar atılmalıdır.

Atılacak tüm adımla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına adil ve eşit uzaklıkta olmalıdır. Tabii bunları yapabilmek için zihniyetlerin tamamen iyileştirmesi gerekmektedir.

Neyi tartışırsak tartışalım, hangi yönetmeliği ya da hangi yasayı çıkartırsak çıkartalım eğer Zihni dönüşümü gerçekleştiremezsek yine günü kurtarmış ve yine yerinde saymış olacağız.