Bazı Kelimeleri yanlış anlıyoruz, en fazla yoruma açık kelime ise bence "başarı". Sözlük anlamı "üstesinden gelinen iş" demek ama toplumda kullanılan anlamı, anlaşılan ise ün ya da çok para kazanan kişiler başarılı sayılıyor. Bence "başarı" istediğin işi sonuna kadar giderek bitiren bir kişi başarı kazanmış sayılır. İşin çeşidi ve kazanımlarının büyüklüğü ve küçüklüğü önemli değil ama gidilen yol ahlaklı ve insanların üstüne basarak ya da zorbalık göstermeden yapılması önemli, işin sonuna ulaşıldığı zaman elde edilen olumlu sonuca başarı denir.

Unutmadan hoşuma gitmeyen bir sözden bahsedeyim. Niccolo Machiavelli’n (Makyavel) sözü gerçi onun kastettiği farklı ama o anlamada katılmıyorum.  "Başarıya giden her yol mubahtır." yani bir şeyi elde etmek için her şey yapılmalı, yok öyle bir dünya düşündüğün alanda doğru yoldan ilerlersen işte o zaman başarı olursun.

Bu hafta çocukluğundan, günümüze kadar istediği amaç için uğraşan ve olumlu sonuçlar elde etmiş ve hala çalışmakta olan azimli, kültürlü bir arkadaşımla sohbetimizi paylaşmak istiyorum.

M. Haluk Yalçınkaya: Sinemaya nasıl merak sardınız?                                                                                              Çağlar Şapolyo: Ben aslında fotoğrafçıyım, bir yönetmen iyi bir fotoğrafçı olmalı. Ama her iyi fotoğrafçı yönetmen olamaz. Ortaokula giderken ilk fotoğraf makineme sahip oldum. İlk fotoğraf makinem Zenit marka bir makinaydı. 2004 yılında İngiltere/ Londra'da Westminster Üniversitesi’nde bir sene film yapım eğitimi aldım, İlk profesyonel kameramı Belçika’da satın aldım. Ama kesinlikle sinema okulda öğrenilmez, sinema sette öğrenilir.

M. Haluk Yalçınkaya: Peki, neden reklam filmleri çekiyorsunuz?                                                                                                                                         Çağlar Şapolyo: Aslında ailece reklamcıyız. Büyük babam, amcam ve babam tabelacı ben de orada çalıştım. Daha sonraki yıllarda ayrılıp kendi şirketimi kurdum.  Ben daha çok reklam filmleri çekiyorum. Sinema sanatı pahalı bir sanat ve ekipman gerekli. Ben sinema yapmıyorum, reklam filmi belgesel çekiyorum. Bursa'dan uluslararası bir şirketin filmlerini İstanbul'da çekiyorum. Eşim Zeynep Şapolyo ile çekim yapıyorum. Ben film için çekimler yaparken Zeynep fotoğraflar çekiyor, çok büyük destekçim. Sinema öğrencileri yanımda staj yapıyor.  

M. Haluk Yalçınkaya: Reklam filmleri İstanbul da çekiliyor, neden Bursa'da yapıyorsunuz?                                                        Çağlar Şapolyo: İstanbul'a gidip büyük şirketlerde bir sene çalışıp kolaylıkla yönetmen olarak çalışmaya devam edebilirdim. Ama benim amacım Bursa'da küçük bütçelerle orta ve büyük işletmelere hitap etmek istiyorum. Çok yüksek bütçeli filmler çekmek değil de küçük bütçelerle İstanbul’da parası yetmeyenlere Bursa da hizmet vermek amacım. Bursa'da tanıtım filmi çekiyorum. Youtube, instagrama reklam ve şirket içi eğitim filmleri çekiyoruz.

M. Haluk Yalçınkaya:  Yurtdışı moda çekimlerine nasıl dahil oldunuz?                                                                                                                                    Çağlar Şapolyo: Benim dünyanın her yerinde arkadaşlarım var. En son Belçika'da düğün fotoğrafları çekmeye gittim. En son Türkiye’de kurumsal şirketin çekimini yaptığım Amerikalı modacı bir kadın beni Miami’ye düğün tazeleme törenin fotoğraflarını çekmeye gittik. Giderken moda çekimlerini yaptığım bir firmanın ürünlerini alıp Amerika’da hem düğün hem de moda çekimleri yaptım. Paris'e sadece moda çekimi yapmaya gittim. Jean Paul Gaultier’nin öğrencisinin koleksiyonunu çekim yapmıştık.

M. Haluk Yalçınkaya: New York'a Fashion Week’e nasıl neden gittiniz?                                                                       Çağlar Şapolyo: Miami’de ajans sahibi arkadaşım çekim için çağırdı. Otelde yerimiz, uçak biletimizi aldık yani tüm hazırlıklar yapıldı. O günlerde Miami’de İrma kasırgası kopunca. Otel yetkilisi aradı “Oteli kapattık, bütün Miami boşaltıldı” dedi. Perşembe uçak inecek ama kasırga Cuma günü kopacak. Orası bomboş havaalanında mahsur kalacağız. Uçak şirketi ile konuştuk biletimizi New York'a değiştirdik. Madem New York'a gidiyoruz, arkadaşımda Fashion Week’e gidecekmiş orada buluşmak üzere sözleştik. Fashion Week'te çok güzel insanlarla tanıştık, güzel çalışmalar yaptık. New York Fashion Week’te iki Türk modacı bayan arkadaşın çekimlerini yaptık. Hatta arkadaşlardan biri şu anda  Türkiye'de  büyük bir moda firmasında çalışıyor. 

M.Haluk Yalçınkaya : New York'tan aldığınız film teklifi aldınız biraz anlatır mısınız?

Çağlar Şapolyo: New York'ta iken, California'da çok değer verdiğim modacı bir arkadaşımla görüştük. Arkadaşım beni orda bir yemeğe çağırdı. Yemekte silikon vadisinde şirketi olan ve aynı zamanda birçok değişik branşta çalışan şirketlerin ortak olduğu bir ticaret şirketinin CEO'su bir Amerikalı iş adamı ile tanıştım. Benim çalışmalarımı beğenip beni yemekten sonra silikon vadisindeki bilgisayar şirketine davet etti. Orda benim yaptığım işler hakkında sunum yaptım ve beğendiğini söyledi. Amacı kesinlikle insanlara yardım etmeğe adamış idealist biri. Bana "Hayalimde şirketime filmler çekmek var" dedi ve senin kullandığın renkler ve tarzını beğendim. Hedefini anlatmaya başladı ve isteklerini anlattı ve bu projeyi teklif etti. Evi Hollywood'da orda yaşıyor. Komşusu Mike Tyson isterse orada bir şirketle anlaşabilir ama benim tarzımı beğendiği için sevindim.

M. Haluk Yalçınkaya:  Silikon Vadisi’nde teklifi nasıl yaptı?                                                                                                                                                        Çağlar Şapolyo: Orada bana sordu "Yıllık kaç para kazanıyorsun" dedi ve bir kağıt uzattı ve bende bir miktar yazdım. O da tamam yıllık kazancını vereceğim. Sen mesela Tokyo'da bir hikaye yazdın gene prodüksiyon ücretini vereceğim. Zaman kavramın da yok istediğin zaman başla dedi. Bende kabul ettim başladım. Proje senaryo aşamasında

M. Haluk Yalçınkaya: Nasıl bir proje, biraz detayları anlatır mısınız?                                                                                                                                                                   Çağlar Şapolyo: Proje şöyle; dünyanın her yerinde, her ülkeye göre değişik tarzda küçük küçük iyilik hikayeleri ve sonunda hikayeler şirkete bağlanacak. Mesela Roma'da bir hikaye, İstanbul’da bir hikaye olacak, tamamen kalbe dokunacak hikayeler ve kısa filmler.

Yazım yayınlanmadan bir gün onca Çağlar Şapolyo ile konuştum, kendisi Londra'da yeni bir proje için çalıştığını söyledi. Başarılar dilerim. İyi seyirler…