Sinema sanatı hayal kurmaktan öte hayalleri ete kemiğe döndürme sanatıdır. Hayali olmayanın masal anlatması, derdi olmayanın sinema yapması mümkün değildir. Ya da şöyle diyeyim yaptığı şeyin sinema olduğu tartışılır.
Türkiye'de uzun yıllardır film festivallerini takip edip hatta pek çok festivale destek veriyorum. Bu sene uzun zamandır gitmek istediğim Cannes Film Festivali’ne gelmek nasip oldu. Hatta şu an yazımı festival merkezinden yazıyorum. Sonunda ‘bir film festivali nasıl olur’, ‘festivalin başına uluslararası yazınca uluslararası festival mi olur’ gibi gibi pek çok soruya cevap aramak için buradayım.
Fransızlar sanata ve sanatçıya çok önem verdiklerini burada görmek mümkün... Nasıl mı? Size geçen başımdan geçen bir olayı anlatayım. Festival merkezine gitmek için otobüs ile yolculuk yapıyorum. Geçen festival merkezinden bir otobüse bindim ve şoföre nerede ineceğimi söyledim. ‘Tamam oradan geçer" dedi ve otobüste yerime oturdum. Otobüsün orta kapısına yakın bir yere oturdum ve otobüs çok doluydu. Belli bir zaman sonra otobüs durağı olmayan bir üç yol ağzında durdu. Şoför indi, benim kapıya gelerek bundan sonra başka otobüse binmemi, bu yol beni başka yere götüreceğini söyledi. Şaşırdım ve sevindim… Teşekkür ederek inip, yolluma devam ettim. Burada herkes nazik ve insanlara saygılı düşündüm…’Biz de eskiden böyleydik’ dedim.
Size kısa kısa notlarımı paylaşayım.
75. Cannes Film Festivali’ni bu sene yerinde Cannes'dan izlemek nasip oldu. Yüzlerce sinema sanatçısı ve film sektörünün katıldığı festival yoğun geçiyor. Sinema sektörüne emek veren ülkelerin çadırları bu sene gene ‘Marche du Film’ film marketin yanında kuruldu, birçok ülkenin çadırı vardı. Bu sene sinema genel müdürlüğü desteği ile kurulan çadır 20 Mayıs’ta tüm dünyadan sektör temsilcilerini ağırladı. Benim de katıldığım kokteyle ortalama 500 sektör temsilcisi katıldı. Tüm dünyadan sinema yapımcısı, yönetmenler ve sinema profesyonelleri vardı. Tüm dünyaya yayılan Türk filmlerini ve Türk kültürünü böyle uluslararası bir festivalde desteklenmesi hoşuma gitti. Pavilon ekibi biraz zayıftı daha profesyonel bir ekip beklerdim.
Emin Alper'in ‘Kuraklık Günleri’ adlı filmi ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde dünya prömiyerini yaptı. Filmin oyuncuları Selahattin Paşalı, Ekin Koç, Selin Yeninci, Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Nizam Namidar ve yönetmen Emin Alper prömiyere katıldı. Filmin başında sahneye çıkan yönetmen ve ekip alkışlandı. Filmin bitiminde ise yönetmen Emin Alper ve ekibi seyirciler salonu terk etmeden 10 dakika alkış tufanına tutuldu ve yönetmen ve oyuncular salondan çıkmadan seyirciler salonu terk etmedi. Filmin sonbaharda Türkiye'de vizyona girmesi bekleniyor. Bu sene gene güzel bir şey oldu. Ruken Tekeş ‘Philax’ projesi ile Cannes Film Festivali Cinefondation L’Atelier programından Sorfond Ödülü’nü kazandı.
75. Cannes Film Festivali’nde kırmızı halı geçen Türk kadın oyuncuları da dikkati çekti. Pınar Deniz, Zerrin Tekindor, Selin Yeninci, Meryem Uzerli, Ece Yüksel, Burcu Gölgedar, Dilan Çiçek Deniz ve Almanya doğumlu olmasına rağmen artık daha çok Türkiye'de yaşayan Willma Elles vardı.
Cannes'da ‘Three Thousand Years of Longing’ filminin dünya prömiyerini gerçekleşti. Yönetmenliğini George Miller'in yaptığı filmde Ece Yüksel, Erdi Yaşaroğlu, Burcu Gölgedar, Berk Öztürk oyuncu kadrosunda yer alıyor. Festivalde Türk Pavillon'da röportaj yaptığım Cansel Elçin de ‘French Riviera Film Festivali’nde yarışan, yönetmenliğini Cansu Boğuşlu’nun yaptığı ‘Bulutlardan Aşağı’ adlı filmle ‘en iyi erkek oyuncu’ ödülünü aldı. Cannes Film Festivali tüm hızı ile devam ederken, sizler bu yazıyı okurken sonuçlar da açıklanacak. Tüm festivale katılan filmlerin hepsi gerek sinematografik açıdan gerek senaryo açısından profesyonel çalışmalar ama aralarındaki sıralamaya girersek çok şey değişir tabi. Ben çoğu filmi izledim, ama eksik filmlerim olduğu için şu film birinci, şu oyuncu iyi diyemem. Önemli olan bu filmlerin başarılı çalışmalar olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Naçizane sinema sanatına gönül veren arkadaşların hayatlarında en az bir kere, bir gün bile yeter Cannes Film Festivalini ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Ben bu sene geldim ve bakış açımı çok etkiledi. Sinema sanatının nasıl bir sektör olduğunu ve film çekmenin sadece DSLR kamera eline alıp video çeker gibi çekilemeyeceğini, filmlerden şablon hikayeleri birbirine ekleyip senaryo yazılmayacağını anlamaları gerekir. Sinema ciddi bir sanattır. Aynı zamanda bir profesyonel iştir ve sektördür.
Uluslararası film festivali demek dünyadan sektör temsilcileri ve film yapımcılarının ve filmlerinin göründüğü bir festivaldir. Bilmem kaç dolar verip internetten katılıp her hafta ya da ayda ödül dağıtılan şey film festivali değildir.
Bu arada festivalin ‘ana yarışma’ bölümünde; yarışacak filmler şöyle: ‘Armageddon Time - James Gray’,‘Boy From Heaven - Tarik Saleh’, ‘Broker - Kore-eda Hirokazu’, ‘Brother and Sister (Frère et Sœur) - Arnaud Desplechin’, ‘Close - Lucas Dhont’,‘Crimes of the Future - David Cronenberg’, ‘Decision to Leave - Park Chan-Wook’, ‘Eo (Hi-Han) - Jerzy Skolimowski’, ‘Forever Young (Les Almandiers) - Valeria Bruni Tedeschi’, ‘Holy Spider - Ali Abbasi’,‘Leila’s Brothers - Saeed Roustaee’. ‘Nostalgia - Mario Martone’, ‘RMN - Cristian Mungiu’, ‘Showing Up - Kelly Reichardt’, ‘Stars at Noon - Claire Denis’,‘Tchaïkovski’s Wife - Kirill Serebrennikov’, Tori and Lokita - Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne’ ve ‘Triangle of Sadness - Ruben Östlund’.
Cannes Film Festivali'nde öne çıkan farklı seçkileri ise bana göre ‘Kurak Günler’, ‘Armageddon Time’, ‘Decision to Leave’, ‘Aftersun’ ve ‘Three Thousand Years of Longing’…
Cannes'da film seyretmek istiyorum. İyi seyirler…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M. Haluk Yalçınkaya
Cannes Film Festivali’nden selamlar…
Sinema sanatı hayal kurmaktan öte hayalleri ete kemiğe döndürme sanatıdır. Hayali olmayanın masal anlatması, derdi olmayanın sinema yapması mümkün değildir. Ya da şöyle diyeyim yaptığı şeyin sinema olduğu tartışılır.
Türkiye'de uzun yıllardır film festivallerini takip edip hatta pek çok festivale destek veriyorum. Bu sene uzun zamandır gitmek istediğim Cannes Film Festivali’ne gelmek nasip oldu. Hatta şu an yazımı festival merkezinden yazıyorum. Sonunda ‘bir film festivali nasıl olur’, ‘festivalin başına uluslararası yazınca uluslararası festival mi olur’ gibi gibi pek çok soruya cevap aramak için buradayım.
Fransızlar sanata ve sanatçıya çok önem verdiklerini burada görmek mümkün... Nasıl mı? Size geçen başımdan geçen bir olayı anlatayım. Festival merkezine gitmek için otobüs ile yolculuk yapıyorum. Geçen festival merkezinden bir otobüse bindim ve şoföre nerede ineceğimi söyledim. ‘Tamam oradan geçer" dedi ve otobüste yerime oturdum. Otobüsün orta kapısına yakın bir yere oturdum ve otobüs çok doluydu. Belli bir zaman sonra otobüs durağı olmayan bir üç yol ağzında durdu. Şoför indi, benim kapıya gelerek bundan sonra başka otobüse binmemi, bu yol beni başka yere götüreceğini söyledi. Şaşırdım ve sevindim… Teşekkür ederek inip, yolluma devam ettim. Burada herkes nazik ve insanlara saygılı düşündüm…’Biz de eskiden böyleydik’ dedim.
Size kısa kısa notlarımı paylaşayım.
75. Cannes Film Festivali’ni bu sene yerinde Cannes'dan izlemek nasip oldu. Yüzlerce sinema sanatçısı ve film sektörünün katıldığı festival yoğun geçiyor. Sinema sektörüne emek veren ülkelerin çadırları bu sene gene ‘Marche du Film’ film marketin yanında kuruldu, birçok ülkenin çadırı vardı. Bu sene sinema genel müdürlüğü desteği ile kurulan çadır 20 Mayıs’ta tüm dünyadan sektör temsilcilerini ağırladı. Benim de katıldığım kokteyle ortalama 500 sektör temsilcisi katıldı. Tüm dünyadan sinema yapımcısı, yönetmenler ve sinema profesyonelleri vardı. Tüm dünyaya yayılan Türk filmlerini ve Türk kültürünü böyle uluslararası bir festivalde desteklenmesi hoşuma gitti. Pavilon ekibi biraz zayıftı daha profesyonel bir ekip beklerdim.
Emin Alper'in ‘Kuraklık Günleri’ adlı filmi ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde dünya prömiyerini yaptı. Filmin oyuncuları Selahattin Paşalı, Ekin Koç, Selin Yeninci, Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Nizam Namidar ve yönetmen Emin Alper prömiyere katıldı. Filmin başında sahneye çıkan yönetmen ve ekip alkışlandı. Filmin bitiminde ise yönetmen Emin Alper ve ekibi seyirciler salonu terk etmeden 10 dakika alkış tufanına tutuldu ve yönetmen ve oyuncular salondan çıkmadan seyirciler salonu terk etmedi. Filmin sonbaharda Türkiye'de vizyona girmesi bekleniyor. Bu sene gene güzel bir şey oldu. Ruken Tekeş ‘Philax’ projesi ile Cannes Film Festivali Cinefondation L’Atelier programından Sorfond Ödülü’nü kazandı.
75. Cannes Film Festivali’nde kırmızı halı geçen Türk kadın oyuncuları da dikkati çekti. Pınar Deniz, Zerrin Tekindor, Selin Yeninci, Meryem Uzerli, Ece Yüksel, Burcu Gölgedar, Dilan Çiçek Deniz ve Almanya doğumlu olmasına rağmen artık daha çok Türkiye'de yaşayan Willma Elles vardı.
Cannes'da ‘Three Thousand Years of Longing’ filminin dünya prömiyerini gerçekleşti. Yönetmenliğini George Miller'in yaptığı filmde Ece Yüksel, Erdi Yaşaroğlu, Burcu Gölgedar, Berk Öztürk oyuncu kadrosunda yer alıyor. Festivalde Türk Pavillon'da röportaj yaptığım Cansel Elçin de ‘French Riviera Film Festivali’nde yarışan, yönetmenliğini Cansu Boğuşlu’nun yaptığı ‘Bulutlardan Aşağı’ adlı filmle ‘en iyi erkek oyuncu’ ödülünü aldı. Cannes Film Festivali tüm hızı ile devam ederken, sizler bu yazıyı okurken sonuçlar da açıklanacak. Tüm festivale katılan filmlerin hepsi gerek sinematografik açıdan gerek senaryo açısından profesyonel çalışmalar ama aralarındaki sıralamaya girersek çok şey değişir tabi. Ben çoğu filmi izledim, ama eksik filmlerim olduğu için şu film birinci, şu oyuncu iyi diyemem. Önemli olan bu filmlerin başarılı çalışmalar olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Naçizane sinema sanatına gönül veren arkadaşların hayatlarında en az bir kere, bir gün bile yeter Cannes Film Festivalini ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Ben bu sene geldim ve bakış açımı çok etkiledi. Sinema sanatının nasıl bir sektör olduğunu ve film çekmenin sadece DSLR kamera eline alıp video çeker gibi çekilemeyeceğini, filmlerden şablon hikayeleri birbirine ekleyip senaryo yazılmayacağını anlamaları gerekir. Sinema ciddi bir sanattır. Aynı zamanda bir profesyonel iştir ve sektördür.
Uluslararası film festivali demek dünyadan sektör temsilcileri ve film yapımcılarının ve filmlerinin göründüğü bir festivaldir. Bilmem kaç dolar verip internetten katılıp her hafta ya da ayda ödül dağıtılan şey film festivali değildir.
Bu arada festivalin ‘ana yarışma’ bölümünde; yarışacak filmler şöyle: ‘Armageddon Time - James Gray’,‘Boy From Heaven - Tarik Saleh’, ‘Broker - Kore-eda Hirokazu’, ‘Brother and Sister (Frère et Sœur) - Arnaud Desplechin’, ‘Close - Lucas Dhont’,‘Crimes of the Future - David Cronenberg’, ‘Decision to Leave - Park Chan-Wook’, ‘Eo (Hi-Han) - Jerzy Skolimowski’, ‘Forever Young (Les Almandiers) - Valeria Bruni Tedeschi’, ‘Holy Spider - Ali Abbasi’,‘Leila’s Brothers - Saeed Roustaee’. ‘Nostalgia - Mario Martone’, ‘RMN - Cristian Mungiu’, ‘Showing Up - Kelly Reichardt’, ‘Stars at Noon - Claire Denis’,‘Tchaïkovski’s Wife - Kirill Serebrennikov’, Tori and Lokita - Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne’ ve ‘Triangle of Sadness - Ruben Östlund’.
Cannes Film Festivali'nde öne çıkan farklı seçkileri ise bana göre ‘Kurak Günler’, ‘Armageddon Time’, ‘Decision to Leave’, ‘Aftersun’ ve ‘Three Thousand Years of Longing’…
Cannes'da film seyretmek istiyorum. İyi seyirler…