Engin Çağlar; "Yeşilçam sinemanın Türk seyircisine açılmasını temsil eder "
Yazının Giriş Tarihi: 07.09.2019 00:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.09.2019 00:22
Şimdiler de gençler, “Boş ver eğitimi, okulu ya futbolcu olurum, ya da dizi filmde oynar parayı bulurum" düşüncesinde. Tamam, hepsini olursun ama eğitim almadan hiçbiri olmaz. Televizyonlarda yıllardır filmlerini izlediğimiz ilk aklıma gelen oyuncu Cüneyt Arkın'ın doktor olduğunu biliyorum. Sonra Engin Çağları hatırlarsınız onun eğitim hayatını öğrenince çok şaşırdım ve sevindim. Çağlar üniversite eğitimini Almanya'da güzel sanatlar fakültesinde tamamlamış. Sinema sanatına başladığı yıllarda böyle bir eğitimle uluslararası bir şirkette CEO olmak varken sinema sanatını seçmiş.
Geçen sene 50. sanat yılını bitiren Engin Çağlar ile İstanbul'da FİLM- SAN Vakfı’nda buluştuk ve güzel bir söyleşi yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Bursa'ya ilk ne zaman film çekimine geldiniz?
Engin Çağlar: Oyuncu olarak Bursa'ya geldim hem film çalışması yaptım, hem de uluslararası film festivallerine geldim. 1969 yılında Halid Refiğ ile ‘Yaşamak Ne Güzel Şey’ filmi için bir ekip yaptık. Ekipte; Selda Alkor, Fatma Karanfil, Öztürk Serengil, Aydemir Akbaş gibi usta sanatçılar bulunuyordu. Büyük bir kadro otobüsle Türkiye'yi dolaşıyoruz ve konserler veriyoruz gezici bir topluluk. İstanbul'dan çıktıktan sonra ilk durağımız Bursa oldu. Ben Bursa’yı biliyorum kaplıcaları ve otelleri ile meşhur bir şehir. Filmde, Öztürk Serengil ile Çekirge’deki Karagöz- Hacivat rölyefinin ve Ulucami’de çekimler yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Bursa'da başka ne zaman sinema hakkında çalışmalar yaptınız?
Engin Çağlar: Bursa çok iyi bir film platosu. Bursa’da İpek Yolu Film Festivali’nde de bulundum. Dört sene arka arkaya yapıldı, ben ilk sene gelmemiştim. İlk festivalden sonra hepsine geldim, 2009 yılının bende çok anısı var, çok faydam olmuştu ve birçok sinema sanatçısı arkadaşımı getirdim. Yönetmenler Sefa Önal, Ertem Gönenç, Yılmaz Atadeniz Oyuncular; Ediz Hun, Selda Alkor, Selma Güneri ve bir çok arkadaşımı getirdim. Festivalin sürmesi için Bursa'da çok çalışmalar yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Yeşilçam sineması sizin için neyi ifade ediyor.
Engin Çağlar: 1950'lerin ortaları hatta 1960’larda başlayan, ilk defa demokratik seçimin yapıldığı 1950’den sonra politikanın Türk insanına açılması gibi, sinemanın Türk seyircisine açılmasını temsil eder, çünkü o zaman başlamıştır açık hava sinemalarında gösterimler. Eskiden senede 25 ya da 30 film çekilirken, Yeşilçam döneminde yani 1960 ile 1975 arası senede 300'e yakın filmin yapıldığı dönemdir. Şimdi televizyonlarda o dönemin filmleri hala oynatılıyor.
M. Haluk Yalçınkaya: Sizce sinemanın anlamı nedir?
Engin Çağlar: O anın hareketsiz olan anın, mimarinin, müziğin ve edebiyatın hareketli halidir. Sinema insanlara hareketi hadiseleri hisleri yansıtır. Sinema güzel insan yakışıklı genç adam ile genç kadının hikayesidir. Herkes de sinemaya gelir hayran hayran seyreder, kendini başrol oyuncusu yerine koyar.
Sinema benim dünyam. İki lisan biliyorum; İngilizce ve Almanca. Almanya’da 4 sene üniversite okudum. Ailem beni üst düzey yönetici olmak için yetiştirdi. Ama benim insan sevgim, sanat sevgimden dolayı sinemacı oldum
M. Haluk Yalçınkaya: Yeni bir projeniz var mı?
Engin Çağlar: Sinemada oyuncu olarak 50 seneyi geçtim ama şimdi de hem yönetmen hem başrol oyuncusu olarak yeni bir filmin hazırlığındayım ve ilk yönetmenlik ve oyunculuğu yapacağım bir iş olacak. Film baba kız hikayesi.
M. Haluk Yalçınkaya: Hala sinema sektörü içinde dernek çalışmalarınız var, bunlardan bahseder misiniz?
Engin Çağlar: Filmsan Vakfı’nın başkanıyım, her gün hizmet için vakıftayım. Her gün vakıfta sinemacı arkadaşlarımın sorunlarına yardımcı olmaya çalışıyorum. Sinema emekçi ve oyuncu arkadaşlarımın sağlık ve yurtdışı vize ve emeklilikleri ile ilgili sorunlarını dinliyorum ve çözüme ulaştırıyorum. Hastanelerle yaptığım anlaşmalarla sağlık sorunlarını da hallediyorum. Ben FİLM- SAN Vakfı başkanı olarak her gün vakıftayım hem kendim hem sinemadan gelen sanatçı arkadaşlarım için elinden geleni yapıyorum.
Engin Çağlar bir sinema aşığı ve sinema sanatına yıllarını vermiş, 50 yılı sinema sanatına adamasına rağmen hala aklında yeni projeler, yeni umutlar. Saygı ve sevgi ile ellerinden öperim, bu güzel sohbet için teşekkür ederim. İyi seyirler…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M. Haluk Yalçınkaya
Engin Çağlar; "Yeşilçam sinemanın Türk seyircisine açılmasını temsil eder "
Şimdiler de gençler, “Boş ver eğitimi, okulu ya futbolcu olurum, ya da dizi filmde oynar parayı bulurum" düşüncesinde. Tamam, hepsini olursun ama eğitim almadan hiçbiri olmaz. Televizyonlarda yıllardır filmlerini izlediğimiz ilk aklıma gelen oyuncu Cüneyt Arkın'ın doktor olduğunu biliyorum. Sonra Engin Çağları hatırlarsınız onun eğitim hayatını öğrenince çok şaşırdım ve sevindim. Çağlar üniversite eğitimini Almanya'da güzel sanatlar fakültesinde tamamlamış. Sinema sanatına başladığı yıllarda böyle bir eğitimle uluslararası bir şirkette CEO olmak varken sinema sanatını seçmiş.
Geçen sene 50. sanat yılını bitiren Engin Çağlar ile İstanbul'da FİLM- SAN Vakfı’nda buluştuk ve güzel bir söyleşi yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Bursa'ya ilk ne zaman film çekimine geldiniz?
Engin Çağlar: Oyuncu olarak Bursa'ya geldim hem film çalışması yaptım, hem de uluslararası film festivallerine geldim. 1969 yılında Halid Refiğ ile ‘Yaşamak Ne Güzel Şey’ filmi için bir ekip yaptık. Ekipte; Selda Alkor, Fatma Karanfil, Öztürk Serengil, Aydemir Akbaş gibi usta sanatçılar bulunuyordu. Büyük bir kadro otobüsle Türkiye'yi dolaşıyoruz ve konserler veriyoruz gezici bir topluluk. İstanbul'dan çıktıktan sonra ilk durağımız Bursa oldu. Ben Bursa’yı biliyorum kaplıcaları ve otelleri ile meşhur bir şehir. Filmde, Öztürk Serengil ile Çekirge’deki Karagöz- Hacivat rölyefinin ve Ulucami’de çekimler yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Bursa'da başka ne zaman sinema hakkında çalışmalar yaptınız?
Engin Çağlar: Bursa çok iyi bir film platosu. Bursa’da İpek Yolu Film Festivali’nde de bulundum. Dört sene arka arkaya yapıldı, ben ilk sene gelmemiştim. İlk festivalden sonra hepsine geldim, 2009 yılının bende çok anısı var, çok faydam olmuştu ve birçok sinema sanatçısı arkadaşımı getirdim. Yönetmenler Sefa Önal, Ertem Gönenç, Yılmaz Atadeniz Oyuncular; Ediz Hun, Selda Alkor, Selma Güneri ve bir çok arkadaşımı getirdim. Festivalin sürmesi için Bursa'da çok çalışmalar yaptık.
M. Haluk Yalçınkaya: Yeşilçam sineması sizin için neyi ifade ediyor.
Engin Çağlar: 1950'lerin ortaları hatta 1960’larda başlayan, ilk defa demokratik seçimin yapıldığı 1950’den sonra politikanın Türk insanına açılması gibi, sinemanın Türk seyircisine açılmasını temsil eder, çünkü o zaman başlamıştır açık hava sinemalarında gösterimler. Eskiden senede 25 ya da 30 film çekilirken, Yeşilçam döneminde yani 1960 ile 1975 arası senede 300'e yakın filmin yapıldığı dönemdir. Şimdi televizyonlarda o dönemin filmleri hala oynatılıyor.
M. Haluk Yalçınkaya: Sizce sinemanın anlamı nedir?
Engin Çağlar: O anın hareketsiz olan anın, mimarinin, müziğin ve edebiyatın hareketli halidir. Sinema insanlara hareketi hadiseleri hisleri yansıtır. Sinema güzel insan yakışıklı genç adam ile genç kadının hikayesidir. Herkes de sinemaya gelir hayran hayran seyreder, kendini başrol oyuncusu yerine koyar.
Sinema benim dünyam. İki lisan biliyorum; İngilizce ve Almanca. Almanya’da 4 sene üniversite okudum. Ailem beni üst düzey yönetici olmak için yetiştirdi. Ama benim insan sevgim, sanat sevgimden dolayı sinemacı oldum
M. Haluk Yalçınkaya: Yeni bir projeniz var mı?
Engin Çağlar: Sinemada oyuncu olarak 50 seneyi geçtim ama şimdi de hem yönetmen hem başrol oyuncusu olarak yeni bir filmin hazırlığındayım ve ilk yönetmenlik ve oyunculuğu yapacağım bir iş olacak. Film baba kız hikayesi.
M. Haluk Yalçınkaya: Hala sinema sektörü içinde dernek çalışmalarınız var, bunlardan bahseder misiniz?
Engin Çağlar: Filmsan Vakfı’nın başkanıyım, her gün hizmet için vakıftayım. Her gün vakıfta sinemacı arkadaşlarımın sorunlarına yardımcı olmaya çalışıyorum. Sinema emekçi ve oyuncu arkadaşlarımın sağlık ve yurtdışı vize ve emeklilikleri ile ilgili sorunlarını dinliyorum ve çözüme ulaştırıyorum. Hastanelerle yaptığım anlaşmalarla sağlık sorunlarını da hallediyorum. Ben FİLM- SAN Vakfı başkanı olarak her gün vakıftayım hem kendim hem sinemadan gelen sanatçı arkadaşlarım için elinden geleni yapıyorum.
Engin Çağlar bir sinema aşığı ve sinema sanatına yıllarını vermiş, 50 yılı sinema sanatına adamasına rağmen hala aklında yeni projeler, yeni umutlar. Saygı ve sevgi ile ellerinden öperim, bu güzel sohbet için teşekkür ederim. İyi seyirler…