2020 yılı maske, mesafe, kadın cinayetleri, sel felaketleri, depremler, yangınlar, dövizin yükselişi ve ekonomik krizlerle geçti. En kötüsü ise Covit – 19 sebebiyle çok sayıda hayatın sona ermesiydi. Bununla birlikte ekonomik çöküntüler ise insanlarımızı ruhen ve zihinsel olarak çok fazla yıprattı. Adeta bilim – kurgu filmi gibi bir yıl geçti. (Baş senaristi hiç sevemedik bu arada. Derhal değişmeli bu felaket senaryoları.) Hayatımızı alt üst eden, bizleri evlerimize hapseden ve bir an önce bitmesini istediğimiz 2020 yılını uğurlamayı bekliyoruz.   Her zamankinden daha heyecanla beklediğimiz 2021 yılını karşılarken, Türkiye’de yaşayıp Norveç havasında güzel hayaller kurarak yeni yıla girmenin hazırlıklarını yapıyoruz. Sayılı gün kaldı...   ‘’ZİHİN DETOKSU’’ için tam zamanı mı acaba diye düşünüyorum. Yeni yıla pırıl pırıl tertemiz zihinlerle girmek için kaçınılmaz bir fırsat! Öyleyse... Yılın ilk terapisi benden olsun! Sayıları hızla çoğalan ‘’yaşam koçları’’ bana kızmasınlar. Biliyorum ki özellikle sizlere bu insanlarımızın çok fazla ihtiyacı var. Fakat geçici rakibiniz olarak yaşam koçluğu önerilerim bu günlük bedava... Her ne kadar son yıllarda hepimizin akıl sağlığı ‘’karneyle dağıtılmış’’ düzeyde olsa da, benim önerilerim bedava neticede. İsteyen alır. Beğenmeyen almaz! (Bedava koçluk önerilerim yazının sonunda)   Yorgunuz! Üzgünüz! Bezmişiz! Hatta çoğu zaman kandırılmışız inandıklarımız tarafından... Bunu biliyoruz.   Bildiğim bir şey daha var. Ekonomi uzmanı olmayı başarmış ‘’yüce sesleri’’ her gece dinleyince, doların 5 TL’ ye düşmediğini de biliyoruz. Nasıl ‘’yüce’’ bir mucizeyse tam tersi oluyor! Hızla tırmanıyor... Her gün her yerde, TV kanallarında, sokaklarda ekonomik kriz var mı yok mu tartışılıyor. Bir kesim: ‘’Ben maaşımı dolarla almıyorum’’ gibi ‘’ulvi bilgece’’ cevaplar verirken... Bir kesim ise: “Açlık sınırlarının çok altında yaşam savaşı veriyoruz. Kiramı, elektriğimi, doğalgazımı bile ödeyemiyorum. Pazara bile çıkamıyoruz. Kasap deseniz adresini unuttuk. Aldığım maaş on gün yetmiyor. Tok açın halinden ne anlar’’ diye sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyor. Bir de karnı tok olup fikirde ve önerilerde eli bol olanlar var... ‘’Açlık yok. Refah içinde yaşıyoruz. Ülke büyük bir sıçrama noktasında’’... Eeeeeeh ... Hamdolsun! Kafaya takmayın. Kaderci olun! Acizane önerdiğim  ‘’zihin detokslarınızı’’  rafa kaldırın! Derinizi kalınlaştırın! Zihinlerinizi kapatın! Takmayın ki Dünya bizi kıskançlıkla izlemeye devam etsin!