Hava Durumu

Yıldızı parlayan Bursalı oyuncu Nazlı Senem Ünal

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2020 00:00


Bu corona pandemisi günlerinde herkes Tv ve İnternet'te gezinmeye fazlaca ilgi gösterdi. Bende Tv'de dizi izlerken, bu arada eskiden beri tv'de dizi izlemeyi severim. Bu bir çeşit aile geleneği diyebiliriz. NBC dediği gibi ; "Ben de yorgun olduğum zamanlar bende (dizi) izlerim." TV izlerken,  "Menajerimi Ara’ dizisine baktım hoşuma gitti. İlerleyen günlerde medya'da çokça adını duyunca yakından izlemek gereğini duydum. Dizide birbirinde usta oyuncular var, ama benim gözüme çarpan dizide kıvırcık saçlı sekreter oldu. Sanki Ego Ajans hep vardı ve sekreter orda yaşıyordu. Oynamıyor adeta yaşıyordu, kısa rolü olmasına rağmen oynadığı rol'ün karakteri ile bütünleşmişti.  Ben de bu karakterin parlayan yıldızını takip ettim ve Bursalı bir oyuncu arkadaşımız olduğunu öğrendim. Bu beni daha da çok heyecanlandırdı. Gerekli konuşmaları yaptıktan sonra gene güzel bir sohbet gerçekleştirdik. M.Haluk Yalçınkaya: Tam net olarak hangi olay sonrası oyuncu olmaya karar verdiniz? Ailede çatıştığınız biri oldu mu?                                                                                                                                  Nazlı Senem Ünal: Ben Bursa Tan Fen Lisesi mezunuyum. Sayısal bölüm öğrencisiydim. Mesleği mühendislik olan anne babanın oyuncu olmak isteyen kızı olarak tabii başta çatışmalarımız oldu. Liseden sonra Hacettepe’de Almanca Fizik Bölümü’nde okurken konservatuvarı kazandım ve okuduğum bölümü bırakma kararı aldım. Bu durum çatışmamızı güçlendirdi haliyle. Bana bu mesleği hobi olarak yapmam gerektiğini söyleseler de ben onları pek dinlemedim. Her ne kadar karşı çıksalar da her zaman desteklerini de hissettirdiler. “Madem bu kadar istiyorsun hakkıyla yap. Biz arkandayız” dediler. Onların desteği olmasaydı belki de şu an hayalini kurduğum mesleği yapamıyor, çoktan pes etmiş olacaktım. Sağ olsunlar. M.Haluk Yalçınkaya: Oyunculuk sevdanızda ailenizin ve abinizin desteği oldu, ama sizin rol modeliniz kimdi?                                                                                                                                                   Nazlı Senem Ünal: Ailemin desteği çok büyük ama abimin oldukça etkisi oldu üzerimde. Ben henüz lisede okurken abim İstanbul’da okuduğu üniversitenin tiyatro kulübündeydi. Onun oyunlarını izleye izleye ve sahnedeyken ne kadar mutlu olduğunu göre göre ben de tiyatroya heves etmeye başladım ve Bursa’da bir tiyatro kursuna yazıldım. Başlarda çocukça bir heves ile başladığım tiyatro, sonrasında vazgeçemeyeceğim bir hale geldi ve bırakamadım. Lise son sınıfta herkes üniversite sınavlarına hazırlanırken benim tek hayalim konservatuvarı kazanıp, profesyonel bir oyuncu olarak kariyerimi şekillendirmekti. Bu hayalimi gerçekleştirmek için de elimden geleni yapıyordum. Yani rol modelim abimdi ve hala da öyle. M.Haluk Yalçınkaya: Çocukluğunuz Bursa'da geçti. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz ilk hangi sinema ya da tiyatroya gittiniz bir anınızı anlatır mısınız?                                                                            Nazlı Senem Ünal: Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Huzurlu, mutlu, sanatla ve hayvanlarla iç içe. Bursa’yı çok seviyorum. Lise yıllarım Tayyare Kültür Merkezi’nde ve Devlet Tiyatrosu’nda oyun izleyerek geçti. 1 oyunu en az 10 kere izliyordum. Her seferinde kulis kapısında oyuncuların çıkmasını bekliyordum. Oyuncular da beni tanıyorlardı artık. “Yine mi geldin, bu kaçıncı izleyişin” diye soruyorlardı. O dönem Tayyare’de “Deli İbrahim” diye bir oyun oynanıyordu. Hala oyunun sahneleri aklımda… Oyunun oyuncuları ile de hala iletişimimiz sürüyor. M.Haluk Yalçınkaya: İlk oyunculuk deneyiminiz ve heyecanınızı bizimle paylaşır mısınız?              Nazlı Senem Ünal: Konservatuvardan mezun olduktan sonra profesyonel anlamda ilk oyunculuk tecrübem Göksel Kortay’ın yönettiği ‘Üzgünüm Leyla’ isimli tiyatro oyunuyla oldu. Çok heyecan verici bir tecrübeydi benim için. Okuldayken de birçok oyunda yer almıştım ancak o zaman öğrenciydim. Hatalarım görmezden gelinir diye düşünüyordum sanırım ve rahattım. Üzgünüm Leyla’da oynarken artık mezun olmuştum, öğrenci değildim, hata yapmamalıyım diye düşünmüştüm. Bu düşünceyle de heyecanım kat ve kat artmıştı. Bu oyunla beraber ilk kez Zorlu’da oynama fırsatı buldum. O kadar büyüleyici bir sahneydi ki.. O sahnede oynadığım ilk oyunu unutmam mümkün değil. Çok güzel günlerdi. M.Haluk Yalçınkaya: Tercihiniz sinema mı, tiyatro mu?                                                                         Nazlı Senem Ünal: İkisinin de yeri ayrı benim için ama sanırım sinema diyeceğim. Sinema, seyircide daha derin, kalıcı izler bırakabiliyor. Yıllar öncesine ait bir filmi izleyip birbirimize hala tavsiye edebiliyoruz. 1940 yapımı bir film üzerine ya da oradaki bir karakter üzerine saatlerce konuşabiliyoruz. Kalıcı olmak, olabilmek her oyuncunun hayalidir. M.Haluk Yalçınkaya: Oyunculuk ta şu rol olsa yaparım dediğiniz rol var mı? Hedefinizde bir karakter var mı?                                                                                                                                                   Nazlı Senem Ünal: Hem şarkı söylemeyi çok sevdiğim hem de oyuncu olduğum için bu ikisini aynı yerde buluşturan bir karaktere hayat vermek çok isterim. Mesela bir pavyon şarkıcısını oynamak… Birçok sıkıntı yaşamış, bunlarla mücadele etmeyi öyle ya da böyle başarmış güçlü bir kadın karakterine can vermek hayallerimden biri. M.Haluk Yalçınkaya: Sinema, Tiyatronun yani sıra başka sanat uğraşlarınız var mı?                             Nazlı Senem Ünal: Müzik... Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Keman ve gitar çalmak üzerine kendimi geliştirmeye çalışıyorum. M.Haluk Yalçınkaya: Sanat hayatınızda beş yıl sonra kendinizi nerde görüyorsunuz?                          Nazlı Senem Ünal: Bilmiyorum ki… Hayatım boyunca geleceği düşünerek planlar yaptım. Çok yorucu olduğunu fark edince de bıraktım. Gerçi hala bile hedeflerime ne kadar yaklaştığımı görebilmek adına her sene bir tarih belirliyorum. 15 Kasım 2022 tarihi evimdeki panoda büyük harflerle yazılı mesela. Bu tarihe kadar ne kadar yol alabilmişim, neler yapmışım görebilmek adına... 5 sene uzun bir süreç ama sanırım hayallerimin en azından oyunculuk kariyerim için birçoğunu gerçekleştirmeyi umuyorum. M.Haluk Yalçınkaya: BKM’ye girişiniz nasıl oldu ve neden ayrıldınız?                                                           Nazlı Senem Ünal: İki buçuk sene önceİstanbul’a tekrar taşınma kararı aldığımda internette “BKM çıraklarını arıyor” ilanı ile karşılaştım ve başvuru yaptım. Başvururken büyük beklentilerim yoktu. O kadar başvuru arasından seçilmeyi beklemiyordum ama seçildim. Sonrasında öğrendim ki aslında bu ilan ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ projesi için açılan bir ilanmış ve birden kendimi projenin içinde buldum. Çok keyifli ve çok büyük tecrübeler edindiğim bu 1,5 senenin sonunda da ayrılma kararı aldım. Yılmaz Erdoğan’la çalışma fırsatı yakalayabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bırakmamın sebebi tamamen hayallerime ulaşmak için daha da büyük riskler almak istememdi. Dizi ya da sinema hayali kuruyordum. Bıraktıktan sonra menajerim Tümay Özokur’la çalışmaya başladım fakat zorlu karantina sürecinin başladığı dönemdi. Sokağa çıkma yasaklarının bitmesiyle de Menajerimi Ara projesinin görüşmeleri başladı. Kötü ve zorlu bir sürecin ardından bu projede, böyle kıymetli insanlarla çalışma fırsatı yakalayabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. M.Haluk Yalçınkaya: Sinema ve tiyatro dahil, şimdiye kadar hangi rollerde oynadınız?                              Nazlı Senem Ünal: Kariyerimin henüz çok başındayım. Konservatuvar’dan mezun olduktan sonra yaklaşık 5 sene bu mesleği yapmadım. Son 2, 2 buçuk senedir tekrar bir uğraş veriyorum. Yani daha yolun çok başındayım. Ama; Macbeth ‘Lady Macbeth’, Arzu Tramvayı ‘Blanche’, Hadi Öldürsene Canikom ‘Siyen’ karakterleri çok severek oynadığım karakterlerdi. M.Haluk Yalçınkaya:Menajerimi Ara’, dizisinde bu kadar uyum sağlayacağınızı ve rolünüzün bu kadar dikkat çekeceğini tahmin ettiniz mi?                                                                                                            Nazlı Senem Ünal: Menajerimi Ara projesi Fransız yapımı olan ‘Call My Agent’ dizisinin uyarlaması biliyorsunuz ki. Bu dizinin görüşmeleri başladığı dönem ben zaten uyarlamasını izlemiştim ve bana auditiona-ı gelen Jülide (Sofia) karakterini ise çok sevmiştim. Oyuncu kadrosunu öğrenince heyecandan ne yapacağı şaşırdım. Çok güçlü oyuncuların olduğu bu kadar güçlü bir senaryonun beğenileceğinden zerre şüphem yoktu. Öyle de oldu. Umarım Jülide karakteri de sevilmiştir ve daha çok sevilir. Bunun için elimden geleni yapıyorum. M.Haluk Yalçınkaya:Menajerimi Ara’ dizisinde en uyumlu çalıştığınız ya da sevdiğiniz oyuncu hangisi?                                                                                                                                                               Nazlı Senem Ünal: Asla bir seçim yapamam. Hepsi birbirinden kıymetli insanlar. Hepsiyle paylaşımım çok başka. M.Haluk Yalçınkaya: Sete giderken hazırlanıyor musunuz? Nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?               Nazlı Senem Ünal: Çekimlere başlamadan önce karakterler üzerine konuştuğumuz bir hazırlık sürecimiz olmuştu. Dolayısıyla çekimler başladığı gün herkes karakterlere çok hakimdi ve nasıl oynayacağına dair bir yol haritası çizmişti kendine. Bu nedenle setin öncesindeki gün sahnelerim ezberini yapmış olmak yetiyor çoğu zaman. Setten önceki gün genelde hiçbir plan yapmamaya özen gösteriyorum. Evde dinleniyorum daha çok. Erken yatıp dinç kalkmaya özen gösteriyorum. Set öncesi hazırlık sürecim; önce güzel bir duş sonrasında güzel bir kahve yani kısaca güne güzel bir başlangıçtan ibaret. M.Haluk Yalçınkaya: Sete giderken neler hissediyorsunuz? Heyecanınızı bizimle paylaşır mısınız?                                                                                                                                                     Nazlı Senem Ünal:’Menajerimi Ara’ benim ilk dizi projem. Dolayısıyla ilk başlarda çok heyecanlıydım. Hala da öyleyim ama başlarda bu heyecanım daha da fazlaydı. İlk set günümden önceki birkaç gün heyecandan uyuyamamıştım. Sonrasında bu heyecanım yönetmenlerimiz ve yardımcı yönetmenimizin de desteği ve yönlendirmesiyle normal bir seviyeye ulaştı. Şimdiyse set günlerimi iple çekiyorum. Birkaç gün üst üste setim olmayınca ekibi özlemeye başlıyorum. Sevdiğin işi yapabiliyor olmak apayrı bir mutluluk kaynağı, bir de bunu mutlu olduğun bir ekip ve ortamda yapabiliyorsan tadından yenmiyormuş gerçekten. Aman nazar değmesin… Öncelikle bu roportajı yapmam da bana destek olan Bursalı Tümay Özokur'a ve Hande Karamanoğullar'a ve yıldızı parlayan oyuncu arkadaşım Nazlı Senem Ünal 'a da özellikle bu güzel sohbetinde dolayı teşekkür ederim. Yolun açık olsun. İyi Seyirler. 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.